0.5

297 44 38
                                    

02.09.2022
Asaf'tan

Ait olmadığım bir yerde uyuduğum ilk gece değildi, bu yüzden en ufak tıkırtılara bile uyanmak gibi alışkanlığım vardı ama şu anda güçlükle uyandığım ses... Ufak tıkırtılar bile değildi.

Baya baya kapı yumruklanıyordu.

Tedirgin bir şekilde yattığım yerden kalktığımda, içinde bulunduğum odada etrafıma bakındım. Kendimi neyle koruyabilirim derken gözlerim, kenardaki uzun sopaya kaydı.

Buraya ilk girdiğimde bu sopalardan içerideki eğitim alanının duvarlarında da asılı olduğunu görmüştüm. Ne için kullanıyorlardı acaba? Birbirlerine bunlarla mı vuruyorlardı?

Çelik kapı tekrardan yumruklanmaya başlayınca düşünmeyi bırakıp, sopayı elime aldığım gibi odadan çıktım ve çelik kapıya doğru yanaştım.

Kapının ardında alacaklılarımdan biri olduğunu düşünmeye başladığım sırada, gür bir erkek sesi "Kimse yok mu?" diye sordu. "Hay sikeyim, adam da arabada sızdı, paramı kimden alacağım ben?"

Kaşlarım çatılırken, "Pardon," diye seslendim, kapıyı açmadan. "Kim sızdı? Siz kimsiniz?"

"Hah, koçum taksiciyim ben, arabama bir herifi bindirdiler sızmış kalmış. Aç kapıyı da, al şu adamı arabamdan..." dedi, hızlı hızlı.

Kaşlarım çatılırken sopayı kenara bıraktım ve kapının güvenlik kilidini açmadan kapıyı aralayıp, kısa aralıktan kapıdaki adama baktım. Kareli +45 yaş gömleği giymiş, mülayim tipli bir abiye benziyordu. Kaşları gür ve çatıktı.

"Kimi getirdiniz?" diye sordum.

"Ne bileyim kim? Taksiye bindiren çocuk buraya getirmemi söyledi."

Kimdi acaba? İnmeli miydim aşağıya? "Pardon abi, peki, tipi nasıl bu getirdiğiniz adamın?"

"Koyu saçlı, uzun boylu bir herif. Kendi kendine sırıtarak sızmış anasını satayım, kalk diyorum 'hehe' deyip gülüyor. Sinirlerimi bozdu gece gece. Ya herifi al arabamdan ya da sokağa atıp gideceğim."

Gözlerimi kısarak derin bir nefes aldım. Teoman olma olasılığı yüzde kaçtı acaba?

Tarif biraz ona uyuyordu ama... Böyle kendinden geçecek kadar sarhoş olacak bir tipe de benzemiyordu. Yine de kapıyı kapattım ve güvenlik kilidini açtıktan sonra kapıyı tekrar açıp, biraz önce elimde tuttuğum tahta sopayı kapının girişine çapraz bıraktım.

Teoman burada kalmama izin vermiş ama anahtar bırakmamıştı. Girip çıkma sorunları yaşıyordum ve aşağı indikten sonra sokakta kalmak istemiyordum.

Dışarısı buz gibiydi.

Taksici abi önde, ben arkasında ilerlerken, birkaç dakika içinde apartmandan çıkmış taksinin arka kapısına eğilmiştim.

Harbiden de sızmış olan kişi Teoman'dı.

Kapıyı açarak, Teoman'ın üstüne eğildim ve yanaklarını tokatlarken, "Şşşt, Teoman kalksana..." dedim.

Ancak taksici abinin dediği gibi "Hehe," diyerek, tuhaf tuhaf güldü. Cidden sinir bozucuymuş bu görüntü ama sevimliydi de bir yandan. Koskoca adam, çocuk gibi hehe diyordu.

Dudaklarım yukarı kıvrılırken, "Alıyorum ben bunu abi, ne kadar tuttu?" diyerek taksimetreye baktığımda ağzım şaşkınlıkla açıldı. "Beş yüz lira ne abi? Uzay'dan mı geldiniz?"

"Beykoz'dan geldik."

"Öh anasını satayım, oradan buraya niye geldi bu herif? Neyse neyse, kart geçiyor mu?" diyerek arka cebime uzandım ve cüzdanımdan, kredi kartımı çıkarttım. Taksici abi posu hazırlayıp önüme uzattığında, "Fişi de alayım, bu herif inanmaz şimdi bana," dedim.

Aikidoka | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin