02.09.2022
Asaf'tanTeoman'ın deyimiyle dojoya girdiğimizde üzerimde yine aynı etki uyandı. Sanki büyülü bir kapıdan, bambaşka bir yere ışınlanmıştım.
Her şey dikkat çekiciydi ama hiçbir şey de abartı değildi.
Gözlerim dojonun her bir ayrıntısında gezerken, dün arkamda kaldığı için fark etmediğim belgelere bakmaya başladım.
Bir duvarda, Teoman'a ait tuhaf tuhaf yazılmış belgeler sıra sıra asılmıştı. Bazıları Türkçe'ydi ama tuhaf yazılı olanlar daha büyük yer kaplıyordu.
Gözlerimi kırpıştırarak Teoman'ın oldukça genç olduğu fotoğrafın yer aldığı belgeye baktım. Üzerinde bilmem ne federasyonunun adı yazıyordu, bir çeşit antrenörlük belgesiydi. Şu anda da o fotoğraftan pek farklı değildi ama göz kenarlarındaki kırışıklıklar artmıştı, yüzündeki gülümseme daha da derinleşmişti. Hem fotoğrafla aynıydı hem de daha büyümüş gibiydi. Tuhaf.
Başımı yan çevirdiğimde, Teoman, kollarını göğsünde bağlamış beni izliyordu. Fotoğraftakiyle aynı ifade vardı yüzünde. Gülümsemeden edemedim.
Adam hem sevimliydi... Hem de yakışıklı.
Ona bakarken derin bir nefes aldım ve o beni izlemeye devam ederken, bir adım yana kaydım ve farklı şekillerde yazılmış olan belgelerin önüne geçtim. Önünde durduğum belgenin sağ tarafında, yukarıdan aşağıya doğru Ryuuji Teoman Öztürk yazıyordu.
Kaşlarımı çatarak Teoman'a döndüm ve "Ryuuji ne oluyor?" diye sordum. "Unvan gibi bir şey mi?"
"Unvan değil, o benim adım..."
"Ne?" Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. "Yani neden sana öyle bir isim koydular? Ayrıca o ne biçim isim öyle ya? Kimin aklından çıkmış? Neyce?" dediğimde, Teoman'ın dudaklarında minik bir gülümseme belirdi, ancak bu gülümseme içten değildi. Otomatik belirmişti sanki dudaklarında.
Düşünceli bakışları, belgelerin üzerinde gezinirken, "Annem," dedi sakin bir sesle. "Ryuuji ismini bana o verdi çünkü kendisi Japon ve Japonya'da yaşadığım dönemde Ueda Ryuuji ismini kullanıyordum," dedi.
Duyduğum şeyi idrak etmeye çalışırken, anladığım ve çıkarabildiğim tek ismi sorarcasına tekrarladım. "Eda ney? Kız ismi değil mi o?"
Teoman bana bakarken, gözlerini devirmemek için kendini zor tuttuğu belli olan bir ifadeyle, daha vurgulu bir şekilde, "Ueda..." derken derin bir nefes verdi. Ardından, "Türkiye'de doğdum, bir dönem Japonya'da yaşadım ve vatandaşlık problemi oluşunca da Türkiye'ye geri döndüm," dedi.
"Yani şimdi hangi ülkenin vatandaşısın? Japon musun?" diye sorduğumda, ifadem nasıldı bilmiyordum ama Teoman'a komik geldiğinden emindim çünkü bana bakarken sırıtıyordu.
"Yarı Japon'um ve doğduğumdan bu yana Türk vatandaşıyım, Japonya çifte vatandaşlığa izin vermiyor. Annem Japon vatandaşlığı almam için diretmeye başlayınca babam da beni annemden aldı..." suratındaki sırıtış daha da büyürken, "...babam beni almak için az kalsın uluslararası bir faciaya sebep olacaktı..." dedi, gülerek.
Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım. "Bunları çok rahat anlatıyorsun..." dedim. Ketum birine benziyordu. Hatta öyle sayılırdı, dün gece son derece ketumdu. Sarhoş olmasına rağmen ağzını iyi kapalı tutmuştu.
Sabah da ketumluğunu sürdürmüştü. Neden sarhoş olduğunu, kendine saklamıştı.
"Karışık aile hikayeleri her zaman eğlencelidir," derken gülümsemeye devam etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/331178401-288-k927953.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aikidoka | bxb
Romance"Ne yapıyorsunuz?" "Asıl siz ne yapıyorsunuz? Etek metek, hayırdır?" "Etek değil bu, hakama. Ne yaptığımızın cevabıysa... Aikido. Savunma sanatı, ihtiyacınız var gibi gözüküyor." 01.03.2023