1. Bölüm: Yabancı

328 46 64
                                    

Yeni hikayeme hepiniz hoş geldiniz! Sadece ufak bir hoş geldiniz faslı yapmak istedimmmm şimdiden hepinize keyifli okumalarrrrr

Başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz :)

Benimki: 26.03.2023

Şarkılar:
Kendimden Hallice - Akşamüstü Saatleri
Kargo - Yıldızların Altında

Yazarın ağzından...

"Kamelya'm kalbimde açan çiçeğim olur musun?"

Genç adamın bu sözleri üzerine genç kız kocaman gülümsedi...

5 ay önce...

Kayanın üstüne oturmuş ağlıyordu genç kız, artık zor geliyordu bunca yükü taşımak. Hasta olan annesinin gün geçtikçe eridiğini, onunla beraber babasının da eridiğini görmek canını yakıyordu. Annesine tedavi bulamamak canını acıtıyordu.

Haykırdı Marmara'ya doğru "Ben yoruldum, anlıyor musun Marmara ben yoruldum! Onların yaralarına merhem olamamaktan yoruldum. Canım acıyor anlıyor musun!"

Boğazı acımıştı çünkü çok bağırmıştı. Her zaman Karadeniz ile konuştuğu derdini şimdi Marmara ile konuşmak da tuhafına gitmişti ama annesi için gelmişlerdi buraya, onun tedavi olması için. Doktorlar yapamayız demişlerdi, bu riski alamayız ameliyat olamaz.

Kemoterapi veriyorlardı annesine ama hiç bir işe yaramıyordu. Bir hafta sonra radyoterapiye başlayacaklardı son çare olarak. Eğer kanserli hücre küçülürse ameliyata alınıp cerrahi müdahale yapılabilecekti.

Kamelya'nın annesi Esma, pankreas kanseriydi. Bu illete yakalanalı çok olmamıştı. Kemoterapi gerekli olunca direkt buraya gelmişlerdi, Karadeniz'den kopup. Babası Trabzonlu, annesi Rizeli, kendisi ise Ordu'da doğmuştu. Tam bir Karadeniz ailesiydiler.

Kamelya tek çocuktu. Annesi onun için çok değerliydi aynı şekilde babası da ancak gün geçtikçe onlar gözünün önünde tükeniyorlardı. Biri hastalıktan biri de sevdiğini böyle görmekten.

Hep anne ve babasına özenmişti çünkü onlar birbirlerini çok seviyorlardı. Hep ideal bir aile olmuşlardı, her zaman kızlarını çok sevmişlerdi, arkasında durmuşlardı. Kamelya için onlar birer kahramanlardı. Şimdi ise 23 yaşına gelmişti ama hâlâ onlara doyamamıştı.

Doyamadan gidecekler diye çok korkuyordu ve hüngür hüngür ağlıyordu, annesinin kucağından alınmış bir bebek gibi, babasının güvenli kollarından alınan bir çocuk gibi.

Gerçi nasıl doyabilirdi ki ailesine? 80 yaşında da olsa ağlardı 10 yaşında olsa da. Aileydi onlar aile.

Bir ailenin yıkılışıydı bu olanlar. Bir hücre deyip geçmeyin yeri gelir o hücre sizden sevdiklerinizi, canınız bildiklerinizi alır. Küçücük bir hücre ama sizden aldıkları o kadar da küçük olmayabilir.

Kamelya, annesi Esma'nın ondan gitmesini istemiyordu ve bunun için savaş veriyordu. Biliyordu ki eğer annesi giderse babası da çok kalmayacaktı. Babası şimdiden bu halde ise o acıya hiç dayanamazdı.

Canını yakıyordu tüm bu olanlar, tekrar haykırdı Marmara'ya doğru. Burası pek kimsenin bilmediği bir yer olduğu için rahattı yoksa normal kayalıklar çok kalabalık olurdu ve orada haykıramaz, derdini denize dökemezdi.

Denizler hep en yakın arkadaşı olmuşlardı, şimdiye kadar genelde mutluluğunu paylaşmıştı çünkü bu aralar dolu olduğu kadar daha önce hiç dolu olmamıştı.

Mirza'nın Kalbinde Açan KamelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin