O gelmişti ve gözyaşlarım durmuştu, o hep en kötü zamanımda gelmişti. Beni hiç yalnız bırakmamıştı. Hep yaralarımı sarmama yardım etmişti. Yedi yaşında babasından şiddet görmüş kızında yanındaydı, on iki yaşında annesinin kızı saçlarından odasına sü...
Ay parçalarım şuaralar sınavlarım var ve bölümleri yetiştiremiyorum. Bunun yanı sıra bazı yaşadığım şeyler beni yordu ve kısa süreli ama küçük bir duygu çöküntüsü yaşadım. Ama artık daha iyi hissediyorum, eskiye göre daha iyiyim. Bana bir süre izin verirseniz, yine eski düzenimize geri döneceğiz. Sizi çok seviyorum, beni anlayacağınıza eminim. İyi okumalar ay parçalarım❤️🔥
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Küçüklüğümden beri yanımda olan adam, yavaş yavaş her şeyim olmuştu ve ben fark etmemiştim. Her yaramı sardığında ona daha da bağlanmıştım. Babamın açtığı yaraları kapatırken o kadar özenliydi ki, gölge gibi gözükse de ondan korkmuyordum.
Hiç konuşmadan on sekiz yaşıma kadar her yaramı öperek onları iyileştirmişti. Sırtımda ki izler şuanda azalmış olsa da bir zamanlar sırtım gözükmesin diye kendimi zorluyordum. O nefret ettiğim görüntüleri, hatta o tiksindiğim görüntüleri önemsemeden sarmıştı ve öpmüştü. O benden tiksinmemişti ve asla yaralarım yüzünden beni bırakmamıştı.
İlk yaramın izlerinin kapanmasının üzerinden yıllar geçmişti ama o yıllar önceki, izleri saranda şuanki yaralarımı sararak öpende aynı kişiydi. Ama uzun uzuncaya düşündüğümde geçmişte yaralarımın açılma nedeninin o olduğunu fark ediyordum. Ne kadar istemesemde fark ediyordum. Geçmiş kendini belli ettiğinden beri uzun uzuncaya düşünüyordum.
Bazen unuttuğumuz ve üzerlerini örttüğümüz şeyler aradan bize iğrenç sırıtışıyla göz kırpardı. Ne kadar da çok yorardı bu sırıtış bizi. Oysaki bir zamanlar onları iliklerimize kadar hissederek yaşamıştık; kimisi çok acıydı ve iliklerimizi yakardı, kimisi o kadar güzeldi ki iliklerimizi ısıtırdı.
İkisi de aynı gibi duruyordu uzaktan. Biri yakarken diğer ısıtıyordu. Fakat ikiside bambaşka şeylerdi.
Uzun kelimelerin ardına sakladığımız acılar elbette ki bir gün sayfalardan taşacaktı. Ve biz saklamaya çalıştığımız bu kelimelerin kaçmasını engelleyemiyecektik.
Geçmişimi nadiren hatırladığım zaman, hayatın benden gizlediği kelimeler sayfalardan taşıyordu. Bu kelimeler zihnime doluşup, bazı şeylerin benim açımdan olan tarafını gösterdi. Bazen göstermesi canımı yaksa da, buna mecburdum ve hayatımın gerçeklerini bana gösterdi. Çok uzunca bir süreye ihtiyacım var, toparlanmam için ama önce tamamen her şeyi öğrenmeliydim.
"Meleğim sen biraz dinlen, ben aşağıdayım." Sesin sahibi boynuma bir öpücük kondurduktan sonra odadan çıktı. Masamda duran sürahiden su almak için ayağa kalktım, masaya yaklaşmıştımki olanlar o anda oldu. Yine başım beladaydı ve benim bunu fark etmemle, olayın olması aynı anda gerçekleşmişti.
Ayağımın kaymasıyla, kafam masaya çarptı. Kısa bir süre içinde gözlerim karardı ve kendimi yerde buldum. "Siktir!" Diye inlediğimde yaram yanmıştı. Kapımın bir anda açılma sesini duyduğumda kasıldım, kasılmam ile karnım yine ağrıdı.