13. Bölüm- Yolun Sonu (Final)

149 10 19
                                    

Aylar sonra?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aylar sonra?

"Kendi acılarım yüzünden beynimde bir kurtuluş için yarattığım varlığa aşık olmak sadece bana özgü sanırım." Siyah saçlı kısık bir sesle güldü, diğer hemşirenin gelmesiyle ona döndü.

"Yine kendi hikayesini mi anlattı?" Sarışın hemşire, Mehir'in karşısında oturan siyah saçlı hemşireye sorduğu soruya olumlu yanıt aldı. Kaç aydır hep aynı şeyleri tekrar ediyordu, suçlu olduğunu ve yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyip duruyordu. Hemşireler ona alışmıştı.

Akın ise onları uzaktan izleyerek konuşmalarını bitirmelerini bekliyordu. Elindeki koca bir demet çiçekle kapıda dikilmiş buruk bir tebessümle onları izliyordu. Kim sevgilisini deliler hastanesinde görmek isterdi ki?

Akın yalandan bir öksürükle boğazını temizledi, hemşireler ona döndü ama Mehir dalmıştı ve duymamıştı. Hemşireler minik bir tebessümle odadan dışarı çıkıp, çifti yalnız bıraktılar.

"Güzelim," Mehir duyduğu ses ile gülümseyerek Akın'a döndü. Dün geceden beri onu bekliyordu, her gün onu ziyaret eden sevgilisini hep beklerdi zaten. İşinden istifa edip Mehir'in tedavisi için uğraşıp duruyordu Akın ama bir daha sızlandığı duyulmamıştı.

"Sevgilim," Mehir hızlıca ayağa kalktı ve ona yaklaşan sevgilisinin boynuna atladı. "Gelmiyeceksin sandım." Akın bir eliyle çiçeği tuttu, diğer eliyle ise Mehir'in belini sardı.

Onların içi hala buruk bir acıyla yanıyordu. Burada olmak ikisi içinde zordu ama az kalmıştı, Mehir bilmesede Akın biliyordu sadece bir ay sonra buradan çıkacaklarını.

"Saat geç oldu, birlikte uyuyalım mı istersen?" Akın'ın sorusunu onaylayarak cevap verdi Mehir, çok özlemişti sevgilisiyle uyumayı. Akın aldığı olumlu yanıt ile çiçeği kenara bırakıp ardından sevgilisini tek hamleyle kucağına aldı. Mehir gülücükler içerisinde kollarını, boynuna doladı.

"Seni öpersem bana kızarlar mı?" Diye saçma bir soru yöneltti Mehir, Akın kızmadı hatta tersine gülerek cevapladı. "Umarım kızmıyorlardır çünkü beni öpmeni çok istiyorum." Dudakları, Akın'ın önce yanaklarını ardından burnunu ve sırayla yüzünün her tarafına ulaştı. Öpücükleriyle bütün yüzünü istila etmişti.

Sanki aylardır görüşmüyorlarmış gibi davranarak birbirleriyle hasret gideriyorlardı. En sonunda yatağa vardıklarında, Akın yatağa oturup Mehir'i kucağında tutmaya devam etti.

"Bensiz ne yaptın bugün? Anlatsana dinleyeyim biraz."

"Seni merak ettim, sonra seni özledim, daha sonra ise seni öpme isteğim çok ağır bastığı için buraya geldim."

"Yani öpme isteğin olmasaydı gelmeyecektin!" Mehir yalandan bir triple sevgilisinden uzaklaştı ama kucağındayken en fazla ne kadar uzaklaşabilirdi ki?

Akın sevgilisini tekrardan kendine çekti ve dudaklarını onun dudaklarının üzerina kapadı. Tekrar ayrıldıklarında ise ancak konuşabildi, "Hasretinden ölmemi mi istiyorsun cilveli prenses?"

"Sadece seninle uyumak istiyorum komutan." Akın'ın parmakları Mehir'in saçlarında gezindi. "Akın, bir şey sorabilir miyim?"

"İzin istemene dahi gerek yok birtanem." Mehir uykulu tavırla ona döndü. Akın'ın, saçlarında dolanan elleri onun uykusunu getirmişti.

"Söylesene Akın, şizofreni hastası olan bir kıza aşık olmak nasıl bir his?" Bu soru Akın'ı duraksattı, neden böyle sorular soruyordu bu kız?

"Sen artık hasta değilsin Mehir, böyle konuşup durma." Bu soruya cevap vermek onun için çok zordu.

"Ama bir zamanlar öyleydim." Kendiside biliyordu Akın'ın neler hissettiğini ama ondan duymak istiyordu. Deli bir kızı sevmek onun için gerçekten çok mu zordu?

"Seni seviyorum Mehir, ne olursa olsun, nerede olursak olalım veya ne halde olursak olalım. Sadcee seni seviyorum ve sevmeye devam edeceğim!" Mehir bunları duyduktan sonra huzur içerisinde uykuya daldı.

Akın uykuya dalmış sevgilisini kaldırıp yatağına yatırdı, kendisi de bir dal sigara içtikten sonra onun yanına yatacaktı. Şimdi ise sigara içmek için arka bahçeye çıkması gerekiyordu.

Adımları onu arka bahçeye doğru hızlı bir şekilde ilerletti. İhtiyacı olan kısa bir molaydı sonrasında yine bütün hayatını sevgilisine adamaya hazırdı zaten.

Bir dal sigarasını yakarak dudaklarına kondurdu. İçine derince bir nefes çekti ama gelen ayak sesleri ile hızlıca nefesini geri verdi. "Akın Bey," Akın artık tanıdığı sesin sahibine döndü, bu kadın Mehir'in hemşirelerinden biriydi. "Kulak misafiri oldum çok özür dilerim ama ben de merak ediyorum," duraksadı ve Akın'ın tepkisini ölçtü, karşılaştığı durgun ifadeyle devam etti. "Gerçekten nasıl bir his?"

Akın histerik bir kahkaha attı ama yine de cevapladı bu soruyu. "Derin bir çukurdayım, aydınlık arıyorum ama gecenin karanlığına aşığım. Bağırıyorum ama herkes kulaklarını kapatmış, beni duymamazlıktan geliyor. Kendimi, öleceğini bildiğim bir kanser hastasını tedavi etmeye çalışan doktor gibi hissediyorum." Durdu ve bu seferde doğruyu söyledi. "Böyle hissediyordum ama artık ne karşımda hasta bir kız var ne de içimde yorgun bir Akın, sadece sevdiği kadını özgür görmek isteyen bir adam var."

Sigarasinı tekrar dudaklarıyla buluşturan Akın, bu kadarın yeterli olduğunu düşenerek sigarayı kenardaki çöpün üzerinde söndürüp içine attı. "Başka sorunuz yoksa iyi geceler İzem Hanım." Bir cevap beklemeden yine ve tekrardan hızlı adımlarla odaya döndü.

Hala uyuyan sevgilisinin yanına kıvrılarak yattı, onu kendine çekerek sarmaladı. Çok seviyordu Mehir'i hem de her şeyden çok, herkesten çok.

Bir kaç ay sonra kendi evlerinde bu şekilde uyuyabilecekler, belki de evli bir şekilde...

O gün gerçeklerle yüzleşmeseydi Mehir'e evlilik teklifi edecekti ve belki evlenmiş olacaklardı ama bu şekilde daha doğru olmuştu. En azından aralarında o aklında kurduğu tuhaf hastalıklı varlık olmayacaktı sadece ikisi olacaktı.

Sonunda kavuşmuşlardı en azından, mutlu bir şekilde kavuşmuşlardı hem de. Yolun sonuydu artık her şey bitmişti.

Mehir ve Akın artık mutluydu, hikayeleri burada bitmişti. Her acıya rağmen kavuşmuşlardı, darısı kavuşmak isteyipte aralarına engeller girdiği için kavuşamayan insanların başına.

~Sevgilerle, Tuana!

...

Fazla kısa bir bölüm oldu kusura bakmayın ama yüreğim kaldırmadı.

Karanlık BağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin