10. Bölüm-Baba(m)

491 43 24
                                    

2 yıl sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2 yıl sonra

"Bence başım aşağıya doğru olduğu için şuan daha mantıklı düşünürüm, sonuçta beynime kan gidiyor." Saçma sapan teorilerim ile çileden çıkmış Akın'ın, derin nefes veriş sesini duyduğumda kıkırdadım. 20 yaşında olan bir kız için bu hareketler hiçte mantıklı değil.

"Ufağım ne yapıyorsun? Şimdi düşeceksin." Kafamı koltuktan aşağıya doğru uzatmış bir şekilde duruyordum ve eğer düşersem kafamı kırabilirdim. Belki de hiçbir şey olmazdı, emin değilim.

"Ben bu halimle sınava girseydim profesör olurdum." Sağ elimi yumruk yapıp sol elimin avucuna vurduğumda Akın gülüyordu.

"Ama sen edebiyat okumayı seçtin ufaklık." Oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. Sırtımı dayadığım ama aslında oturmam gereken yerin yan tarafına oturup, beni çekmek için omuzlarımdan tuttu.

"Doğru!" Beni çekmek için hareketlendiğinde çığlık attım. "Dikkat et, saçlarım yere değecek!" Anlamaz şekilde bana baktığında saçlarımı elimle topladım.

"Evim temiz Mehir."

"Emin olamıyorum. En son ne zaman süpürüp sildin?" Beni bir anda itip geri çekmesiyle korkudan kollarına yapıştım.

"Aptal!" Diye bağırdıktan sonra koluna vurdum. "Korktum!"

Az önce yaptığım şeyi fark edince, elimi vurduğum yere yavaşça sürttüm. "Acıdı mı?" Yüzündeki sinsi ifadeyle kaşlarım anice çatıldı.

"Evet acıttın, bir kere öpsene." Dedikleri kulaklarıma ulaştığında bedenimin içerisinden bir ses geldi, bu ses kalbimin kırılırken çıkardığı çatırtıydı. Resmen dejavuydu bu. Bana acı çektirerek işkenceye sürükleyen bir dejavu.

Başıma doluşan ağrı ile kendimi toparlayarak düzgün bir pozisyona geçtim. Başımı Akın'ın omuzuna yaslayıp, yavaşça gözlerimi kapattım. Eli belimi bulduğunda beni kendine iyice yaklaştırdı. "Sanırım beynime çok fazla kan gitti."

Kahkaha attığında kafamı kaldırıp omuzunu ısırdım. "Ben burada ölüyorum sen gülüyorsun." Yanağımı öptükten sonra parmakları saçlarımın arasında dans etmek için belimden saçlarıma çıktı.

"Akın!" Sessizce konuşmama rağmen duyup cevap verdi.

"Söyle ufağım." Ufağım demesi nedensizce çok hoşuma gidiyordu ve beni gülümsetiyordu.

"Ben acıktım, yemek hazırlar mısın?" 

"Emredersin ufağım!" Ayağa kalkıp beni de yavaşça kaldırdı, mutfağa girip tezgahın önünde durduk. Beni kucağına alacağı sıra konuştum.

Karanlık BağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin