1. Bölüm-Gölge

5.5K 291 202
                                    

Sesini duyuramayan herkes için

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sesini duyuramayan herkes için...

08 Mayıs 2022 23.27

Nefretle büyütüldüğüm o evin kapısını açtım. Bugün tamı tamına on sekiz yıl olmuştu, ben on sekiz yıldır bu evde yaşıyordum. Fakat beni bu on sekiz yıldır yaşadığım evde ki kimse sevmedi, öz ailem sevmedi. Bu ev on sekiz yıl boyunca en kötü anılarımın olduğu yerdi. Akan bir damla gözyaşımı elimin tersiyle sildim ve kapıyı açtım. Ayakabılarımı çıkartıp kenara yerleştirdim. Kimseye görünmemeyi dileyerek odama adımladım fakat odama giden koridorda adımlarken o tiz iğrenç tonlamada olan sesini duydum.

"Saattin kaç olduğundan haberin var mı?" Cümlesini bitirir bitirmez başıma bir ağrı girmişti. Göğüsümü nefesle doldurdum ve kolumdaki saate baktım, 23.30. Gözlerimi sıkıca yumdum ve içimden bir cevap beklemeden gitmesini diledim, fakat hiçbir ayak sesinin uzaklaştığını duymadım. Gözlerimi aralayıp arkama yavaşça döndüm.

"Ne zamandan beri benim eve saat kaçta girdiğimi önemsiyorsun?" Şu yaşıma kadar bana doğru düzgün babalık yapmayan bir adamın eve saat kaçta girdiğim hakkında yorum yapması beni sinirlendirmişti. Benim yaşımda olan kızların çoğu ailesinden güzel sözler ve büyük, göşterişli hediyeler isterdi fakat ben hiçbirini istemiyordum on sekizinci yaş günümde sadece biraz huzur istemiştim.

"Bu saatte eve giremezsin, şimdi odana git gözüme gözükme" ben de sana meraklı değilim ki. Arkamı döndüm ve odama adımladım, kapıma geldiğim gibi içeriye girdim. Yetimhanede ki odama. Kendi evimin yabancısıydım ben, şu yaşıma kadar hep bir çift güzel söz istemiş o kızdım. Ablama verdikleri sevginin onda birini istemiştim onlardan fakat bana bunu bile çok görmüşlerdi. Yavaşça masamın sandalyesini çekerek oturdum.

Kapımın açılmasıyla bakışlarım o tarafa döndü, gelen kişi moralimi iyice bozmuştu. Ablam içeriye girip kapıyı kapattı. "Cidden hala bu evde nasıl durabiliyorsun merak ediyorum, artık on sekiz yaşında oldun bu evde kimse seni zorla tutamaz neden gitmiyorsun?" Saçma sorusu karşısında kaşlarım çatıldı. Bugün sınanma günümdü galiba lakin bedenim bunu kaldırabilecek kadar güçlü değildi.

"Cevap vermiyorsun çok güzel. Fakat kendinden tiksinmelisin, baksana öz ailen bile senden nefret ediyor. Etrafında seni seven kimse yok, hayatın boyunca hiç sevilmedin, seni sevebilecek tek kişi şeytan. Öyle bir ihtimal olmadığı için insanların nefretiyle sana bol şans diliyorum. Her düştüğünde seni kaldırabilecek bir kişi bile göremeyeceksin" diyip bana sırtını dönerek kapıya ilerledi.

"En azından ben beni sevmeyan biriyle sevgili değilim veya benimle param için birlikte olan birine deli divane aşık değilim. Beni sevmeyen insanların ayaklarına kapanıp beni sevsin diye yalvarmıyorum" onu sevgilisinden vurmuştum çünkü bunu hakediyordu. Sevgilisi onu sevmiyordu ve parası için onunla birlikteydi. Bunu o da biliyordu ve sevgilisi ondan ayrılmasın diye ayaklarına kapanmıştı. Düşük seviyeli birisiydi, ben hiçbir zaman onun ailesine karşı böyle bir davranışta bulunmamıştım. "Bir de sizden göreceğim sevgiyi şeytandan görmeyi daha çok isterdim biliyor musun" sinirlendiğine emindim ve bu beni mutlu etmişti. Benim kalbimi kırmak için elinden geleni her zaman yapıyordu.

Karanlık BağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin