Gözlerimi açtığımda camdan yüzüme vuran güneş, gözlerimi kamaştırıyordu ama güneşi aldırmadan yatağımdan doğruldum. Bugün güzel bir uyku çekmiştim. Okul tatil olduğu için öğlene kadar uyumuştum. İlk defa görmemiştim o garip rüyaları.
Yatağımdan kalkıp anneme bakmak için mutfağa doğru ilerledim. Annem her zamanki gibi mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu. O kadar çok odaklanmıştı ki beni fark etmedi. Sonrasında anneme doğru yaklaştım. Bağırarak, "günaydın annecim" dediğimde kadın şok oldu. Biraz irkilmişti ama kısa sürdü. Annemde karşılık olarak "günaydın güzel kızım." Diye yanıt verdi. Ne yaptığını sorduğumda "öyle uğraşıp duruyorum" dedi. Babamların erken gittiğini söylediğinde Pek umursamadım. Sonrasında anneme yardım edip kahvaltıyı hazırladık. Yemeğimi yiyip odama çıktım.
Telefonuma mesajlar gelmişti. birini Oktay atmıştı diğerini ise her zamanki indirim var denilen sitelerden gelmişti. Oktay'ın mesajında "bugün ne yapıyoruz?" Yazıyordu. Bende cevap olarak "bizim her zamanki gittiğimiz kafede buluşalım" dedim. Oktay'da tamam dedikten sonra hazırlanmaya başladım. Her zamanki sade ama hoş kombini yaptım. Anneme "ben arkadaşlarımla buluşacağım deyip" evden çıktım.
Yolda giderken kulaklığımı takıp herhangi birini seçip dinlemeye başladım. Gideceğimiz kafe gençlerin her zaman olduğu hoş bir yerdi. Biz Oktay ile orada takılırdık yada muazzam bir yol vardı oralarda takılırdık. Bu sefer de kafede oturmaya karar verdik.
Kafeye çok az kalmıştı ama acele etmeden müziğin bitmesi için yavaş yavaş yürüyordum. Kafeden içeri girerken bir şey fark etmeden biriyle çarpışmıştım ama kim olduğuna bakmadan "pardon kusura bakmayın" diyerek birer ikişer adım atarak merdivenleri çıktım.
Oktay çoktan gelmişti yanında Ahmet ile Merve'de vardı. Hep birlikte selamlaşıp oturduk. Tabi ki de ben her zamanki gibi cam kenarını seçtim çünkü oralar benim yerimdi. Sonrasında dışarda biriyle çarpıştığımı anlatım, kusura bakmayın filan dediğimi. Hemen gülmeye başladılar,
Merve "yine mi Hazal kulaklık vakası." Evet yine doğru bildin dediğimde hepimiz gülmeye başladık.Sonrasında garsonu çağırıp siparişlerimizi verdik. Ben dışarıyı izlemeye dalmıştım ta ki Oktay beni dürtmesine kadar. "Hazal buraya oturmaya mı geldik hiç konuşmuyorsun."
manzara o kadar güzel ki kendimi alamayıp dalmıştım. Siparişler gelene kadar konuşmaya devam ettik. Kısa bir süre sonra garson siparişlerimizi getirip gitti.Ben kocaman bir kase dolusu dondurma sipariş vermiştim. Diğerleride aynı sipariş vermişlerdi ama onlarınkı küçük boylarda kaseydi. Bilirler ben en çok dondurma severim ve nerdeyse bütün çeşitleri bilirim. Bugünde damla sakızlı ve çilek aromalı dondurma istemiştim. Tadı okadar güzeldiki utanmasam bir porsiyon daha yerdim.
Hem yiyor hemde Oktay yine okulda ceza konusunu açtı onu dinliyorduk. Hala bulamadım yapanı filan diyordu. Siniri gitmişti, eskisi gibi öfkeli değildi, intikam düşünmüyordu. Genelde argolu konuşurdu ama bu sefer baya sakindi. bende buna çok şaşırdım Oktay çok değişmişti. Bende ekledim bulursun ya merak etme filan diyerek avutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KAPÜŞONLU ADAM
FantasíaBenim bildiğim doğruların yanlış olmasından korkuyorum, çok korkuyorum.