4. Geride Kaldılar

50 23 3
                                        

💫 Selammm, lütfen oy vermeyi ve yorumlarınızı yazmayı unutmayın. Keyifli okumalarrrr❤️‍🩹😽

Eve geldiğimizde kendimi direk yatağa bırakmıştım. Bundan sonra ne olacağını,ne yapacağımızı umursamadan derin bir uyku çekmek istiyordum. Hayatımda yattığım en rahat yataklardan biriydi. Gerçi kaç yıldır bir yatakta uyuyordum orası tartışılır. Olmuyordu, gitmiyorlardı. Bağırıp çağırmak istiyordum gidin artık bırakın beni diye haykırmak içimi boşaltmak istiyordum ama susuyordum. Susmak... Belkide sessizlik en büyük sestir, en büyük haykırıştır. Kendimi böylece avutuyorum sadece. Yıllardır...

Uyuyamıyordum. Yarım saattir yatakta bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. En sonunda pes ederek ayağa kalktım ve aşağı kata indim. İndiğim gibi Ayaz'ı ikili koltukta ayaklarını uzatmış tabletini karıştırırken buldum. Bu adam tabletini niye hiç elinden düşürmüyordu, kesin içinde önemli şeyler vardı o tabletide bir şekilde ele geçirip içindekilere bakmam lazım. Önemli şeyler demişken aklıma bana anlatacakları geldi ve Yanına gittim. Karşısındaki tekli koltuğa oturarak ona bakmaya başladım.
Fark etmişti beni, ona baktığımı ama bilerek bakmıyordu bana. Gıcıktı işte daha ne olsun.
"Hey" seslenişimle başını ağır ağır kaldırdı ve bana baktı.
"uykunun bu kadar kısa süreceğini tahmin etmemiştim ben yedim yemekler masada ısıtıp yiyebilirsin."
Karnım acıkmıştı bir an önce yemek yemem gerekiyordu ama anlatacaklarınıda çok merak ediyordum. En sonunda ikisinde aynı anda yapabileceğime karar verdim. Yerimden kalktım ve salonla birleşik olan mutfağa gittim. Masanın üzerinde gördüklerimle enerjim yerine gelmişti hemen masadaki tabağı aldım ve içine tropikal salata olduğunu düşündüğüm salatadan koydum ardından peynirli makarna ve köri soslu tavuk aldım. Isıtma ihtiyacı olmadan elimde tabak ve çatalla tekrar karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Çatalı bastırdığım makarnayı ağzıma atıp çiğnerken gözleri bana kaydı.
"Ne yapıyorsun? Masa edebi nedir bilmez misin sen!" Ağzımdakini hızlı bir şekilde çiğnedim.
"Ne var be annem misin ortağımmısın belli değil yok yemeğimi de sen yedir. Tövbe yarabbim ya" dediğim şeyle buruk bir gülümseme yerleşti yüzüme bilerek söylememiştim gerçekten. Genelde anneler öyle olurmuş. Öyle diyorlar... yüzümdeki hafif gülümsemenin üstüne birde gözlerim dolmuştu ne oluyordu bana atlatmıştım bunu en azından bunu atlatmıştım. Alışmıştım... kaderimse çekerim demiştim. Eğer bunlar kaderimse çekerdim. İşte o zaman güçlenmiştim kırılmazdım artık. Kırmalarınada izin vermezdim. Gözlerimin dolduğunu gördü.
"Ne oldu neden ağlıyorsun" gülümsemem daha da genişledi ama her miliminde hüzün vardı. Dudaklarım geçmişimdi çünkü yaşadığım her şeye rağmen gülümserdim ancak böyle ayakta kalabilirdim. Gözlerim ise kederimdi. Bunu saklayamazdım keder saklanmazdı eğer gerçekten gözlerinizin içindekileri, yaşadıklarınızı görmek isteyen biri bakıyorsa gözlerinize görürdü o kederi. Yaralarınıza merhem olurdu.... Tabi bu imkansız olsa gerek benim için. Umudu kesmiştim başkalarından. Tek umudum kendimdi.
"Tekrar etmeyeceğim kadın! Ne oldu neden ağlıyorsun?"
"Hiç. Hiç bir şey olmadı ayrıca ağlamıyorum" derin bir nefes aldı.
"Gözlerin dolmuş kadın. Ne olduğunu söyle hemen." Daha sakinleşmişti yardım etmek ister gibiydi. Edemezdi oysa kimse bana yardım edemezdi. Yardım etmek isteyenler bile daha da mahvederdi beni.
"Geçmişimi bilmiyormusun zaten daha neyine diretiyorsun" kaşlarını çattı
"Hayır neden bileyim istesem bilirdim ama bu senin özelin sen söylemezsen bende bilmem." Ne demişti o. Şaşırmıştım ilk önce geçmişimi araştırıp tüm bilgilerime bakacağını düşünmüştüm. "Ciddi misin? Gittikçe beni şaşırtıyorsun bay bozuntu."
Dediğim gibi kocaman bir kahkaha attı. Bu sefer bende gülmüştüm.
"Her şeyi anlatmamı beklediğini biliyorum yemeğin yede sonrasına bakarız" duyduğum açıklama ile rahatlamıştım. Keyifli bir şekilde yemeğimi yedim.

Tabağı masanın üzerine bırakıp yine karşısındaki koltuğa oturdum. "Hadi anlat artık. Benin kıdemli bir ajan olduğumuda unutma ayrıca, sen kimsin bilmiyorum ama karşında çocuk yok senin yüzünden bu görevde başarısız olursam bitersin."
"Ne yaparsın mesela?"
"Bu seni hiç ilgilendirmez"
"Ama olan bana olacak beni niye ilgilendirmiyor" demesiyle birlikte afalladım haklıydı aslında en çok onu ilgilendiriyordu fakat şuan kendimden emin gözükmeliydim o yüzden hiç bozmadan "Olabilir yinele bundan sanane" tam bir şey diyeceksen sözünü kestim
"Neyse artık hadi anlat kaçamazsın daha plan yapacağım"
"Merak etme sen plan hazır" sinirlenmeye başlamıştım bu bozuntu kendini ne sanıyordu
"Oldu bir de istersen oturur örgü örerim burda. Deli misin sen be adam! Ortağım mısın patronum mu belli değil eğer tek biri bu görevin başındaysa o da benim ya oturursun benim planıma uyar sözlerimi dinlersen ya da görev benimdir." Fazlamı abartmıştım ne. Neyse zaten en iyi yaptığım şeyde bu değil mi abartmak.

Yine ve yine telefonunun sesi düşüncelerimden beni ayırdığında Ayazın az önceki keyifli yüzü gitmiş yerini kasılmış,sinirden alnında ve boynunda damarlar belirmeye başlamıştı. Daha ne olduğunu bile anlamadan silah sesleri gelmeye başladığında korkuyla yerimde sıçradım yani normalde korkmazdım fakat beklemediğim bir anda olmuştu kaosunuz batsın be sizin iki nefes aldırmadınız. Kime sövdüğümü bile bilmeden bir mermi salondaki yerden tavana kadar uzanan Camı parçalayınca Ayazın kalkıp eline tabancasını alarak kapıya doğru gitmesini arkasından izledim kapıyı açıp dışarı çıktığında bir adamın eve doğru koştuğunu gördüm. Kalkıp merdivenlere doğru koştum kendimi savunabileceğim bir şey ararken duvardaki sert olduğunu düşündüğüm bir çerçeveyi aldım. Merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordum ve işte evet korktuğun başıma geldi ve takıldım. Kendimi yerde bulduğumda acıyla inledim. Başımı çevirip baktığımda ise adamın bana çok yaklaştığını gördüm. Hayır özlemezdim tüm kuvvetimi kollarıma verim kendimi fırlatırcasına kalktığımda bir an dengem sarsılmıştı fakat koşmaya devam ettim üst katın koridorlarında saklanacak yer arıyordum neden her yer karanlıktı tasarrufun batsın Ayaz. Gelişine koridorun sonunda gördüğüm odaya girdim ve dolabın içine saklandım. Nefesimi kontrol altına almaya çalışırken adım sesleri duydum yaklaşıyordu. Şu an tek dilediğim bu gelenin ayaz olmasıydı dolap kapaklarının aralığından baktığımda tam bir hayal kırıklığıyla karşılaştım o adamdı beni kovalayan adamdı dolaba yaklaşıyordu.
Eyvah hissediyordum deli tarafım ortaya çıkıyordu. Hadi bismillah dediğim gibi dolabın iki kapağınada aynı anda tekme attım kapakların açılışı ve adamın yüzüne yapışması bir oldu durduğum yerde kocaman bir kahkaha attım, yerde olan adamın üzerine basarak odadan çıktığımda gözüme ilk çarpan merdivene yöneldim çatıya çıkıyordu. Adam yerden kalkmış ve büyük bir nefretle beni kovalıyordu çatıya çıktığım gibi en köşeye kaçtım. Adam geldiği gibi üzerime yavaş yavaş yürümeye başladı. Yüzü dağılmıştı resmen.
"İşte şimdi bittin sen canını yalvaracaksın benden seni şerefsiz piç." Duyduğum şeyle ayıplarcasına baktım.
"Ayıp oluyor dayıcığım hiç öyle konuşulur mu piç falan." Daha fazla üzerime gelmeye başladı. "Hey! dur orada yoksa valla kendimi aşağı atarım" durdu ve güldü. "Sen mi kendini atacaksın aşağıya" kafamı çevirim aşağı baktığımda acaba atlayabilir miyim diye düşündüm. Öldürmezdi fakat sakat eder gibi gözüküyordu. Sırıttım. "Sen öyle san lan puşt bak izle şimdi seni nasıl göt ediyorum" bari bir helvamı yeseydim diye düşündüm. Son dualarımı okuduğum gibi kendimi çatıdan aşağı1 bıraktım. Yere yapışmadan önce bir olsun be çatıdan atlamadıkta demeyiz dedim.

Gözlerimi bir odada açtığımda neler olduğunu az önce yaşamış gibi hatırlıyordum daha torunlarıma bile anlatacaktım bunları fakat şuan ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu sarhoş gibiydim. Etrafa bakmak istediğimde canımın acısıyla acılı bir ses çıktı dudaklarımdan. "Dayan  Adellam dayan geçti" duyduğum sesle ayaz olduğunu anladım yattığım yatağı ve yastığımı dikleştirdiğinde yüzüne baktım. "Ayaz"
"Söyle güzelim söyle" güzelim mi? Ne demişti o öyle. Tamam öldük dirildik ama bu benim sarhoş olduğumu mu düşünüyorsa bana yanaşıyordu çok beklerdi bay bozuntu. Neyseki daha neler diyeceğini merak ediyordum bir kaç dakikalığına ona uyarım gelmişti.
"Ayaz neler oluyor" ay bırakayım ben bu ajanlık işlerini oyuncu olayım ben milyonlar kazanırım ben bu performansla sonuçta güzellik desen var karizma desen var oyunculuk desen on numara beş yıldız. "Boşver şimdi güzelim sen bunları sana bunu yapanı bulup" sustu devamını getirmedi gerekte yoktu zaten anlamıştım. Tek sorun bana bunları yapanın kendim olmasıydı. Neyse artık ben eğlenirdim bu bay bozuntuyla ama hala anlayamamıştım neden bir anda bu odun böyle birine dönüştü hadi hayırlısı.


AYAYAAAYYYY 🤪
Adelcim fanınım😍lütfen bir imzaa. Bu nasıl bir bölümdü böyle, yazarken ben bile ağzım açık yazdım.Olanlar Nasıl gelişti bilmiyorum ama iyiki gelişmiş. Sonda Ayazın bu hallerinide fark ettik var bu Ayazda bir şeyler ama görücez bakalım. Bu arada Adelcim bana ne kadar benziyor ama((: Bu bölüm diğerlerine göre biraz kısa oldu ama No problem böyle devammm. Lütfen ve lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn. Öpüyorum bir dahaki bölümde görüşmek üzeree😽seviliyorsunuz💖

İnstagram : zeynep_ece_aritan
Spotify: Zeynep Ece❤️‍🩹
(Bölümü okurken eğer rahatsız olmazsanız Adella için yaptığım playistten dinleyin çok daha zevkli oluyor.)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AdellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin