09.08.2021 Pazartesi
Sun uzun bir ameliyattan çıktıktan sonra zincirleme kaza sonrası gelen hastalar nedeniyle dinlenemeden acile inmişti ve o kargaşadan sonra önemli bir karar vermeye çalışıyordu. İlgilendiği iki hastayı da ameliyata alması gerekiyordu. Öncelik kararı vermek her zaman nefret ettiği bir durumdu. Hastaların durumlarını karşılaştırmaya çalışırken derin bir nefes verdi. Alanındaki diğer hekimlerin de meşgul olduğunu biliyordu.
Sun daha kritik olduğunu düşündüğü hastayı seçmek üzereyken kapı açıldı ve Chan Yeol içeri girdi.
"Durum nedir?"
"İki hastam da kritik. Bir an önce ameliyata almam gerekiyor. Baksana."
Sun MR sonuçlarını işaret ettiğinde Chan Yeol de bir süre bakıp onayladı.
"Birini alabilirim."
"Öyle mi? Senin hastan yok mu?"
"Ameliyatlık değil, yatırıldı."
"Ahh... neyse ki..."
"İstediğini al. Diğerini ben alırım. Bir an önce girelim."
"Sağ ol Chan Yeol."
"İşimi yapıyorum."
Sun başını salladı ve oturduğu yerden kalkarken az önce seçmek üzere olduğu hastayı seçti. Odadan çıkıp hastaların ameliyathaneye alınması için gerekli kişilere haber verdikten sonra ameliyathaneye gittiler. Yolda hastaların durumlarını tartışmış ve hemfikir olduklarını görmüşlerdi. Konuşma öylece devam ederken ameliyat için hazırlandılar. Fazla geçmeden başlamışlardı.
Uzun bir ameliyatın ardından Sun hastanın yoğun bakıma alınmasını söyledi ve ameliyathaneden çıktı. Üzerindekilerden kurtulup yeni bir maske taktı ve Chan Yeol'un ameliyathanesine girip fazla yaklaşmadan durdu.
"Her şey yolunda mı?"
"Evet. Bana güvenebilirsin bence."
Chan Yeol gözlerini önündeki açık beyinden ayırmadan konuşuyordu.
"Sana güvenmediğimden gelmedim. Hasta benim sorumluluğumda olduğu için geldim."
"Sorun yok. Bitirmek üzereyim. Seninki ne oldu?"
"Yoğun bakımda. Kritik."
"Yorgunsundur. Gidip dinlen. Ben bitirince durumu haber vermeye gelirim. Ya da gideceksen telefonla haber veririm."
"Sen bitirdikten sonra giderim. Sağ ol tekrardan."
Sun başka bir şey demeden ameliyathaneyi terk etti ve maskesini çöpe atıp odasına çıkmak için asansöre bindi. Odasına ulaşır ulaşmaz kendini masanın karşısındaki koltuğa bırakmıştı. Yaklaşık on beş dakika sonra kapı tıklatıldığında Chan Yeol olduğunu düşünerek doğruldu ve içeri girmesini söyledi. Ama giren Baek Hyun'du.
"Doktor Byun, neden hâlâ buradasınız?"
"Acilde yardımım gerektiği için kalmıştım. Şimdi bitirdim."
"Ah, anladım."
"Yorgun görünüyorsunuz."
"Öyleyim.
"Bu planlarımı bozdu biraz."
"Ne planı?"
"Aslında buraya sizi yemeğe davet etmek için gelmiştim."
Sun bir süre sessiz kaldı. Baek Hyun'un yüz ifadesiyle teklifini bağdaştırmak uzun sürmemişti. Hafifçe gülümsedi. Hastaneye geldiğinden beri en çok iletişim kurduğu kişi -öğrenciler haricinde- Baek Hyun olmuştu. Hoşlanmayacağı biri de değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALANLAR
أدب الهواةSakinleşmeye çalışırken diğerinin gözlerine baktı kadın. Her şey kendi suçuymuş gibi görünüyordu ve böyle bir durumda bir suçlu olur muydu, ondan emin değildi. Yıllar sonra bile bu konuyu tartışıyor olmak ve bunun canını bu kadar acıtıyor olması ina...