25.11.2021 Perşembe
Sun bir hastanın taburcu edilmesi için gereken işlemleri yaptıktan sonra kafeteryaya gidip yorgunluğunu atabilmek için bir kahve aldı. Soğuk havadan da yararlanmak için dışarı çıkarken Sehun'u uzun boylu, esmer biriyle konuşurken görmüştü. Sehun'un gösterdiği fotoğraflardan hatırladığı kadarıyla bu sevgilisi Jongin'di. Rahatsız etmemek için yanlarına gitmeyecekti ama Sehun onu görüp yanına çağırdığında yapacak bir şey kalmamıştı.
"Jongin, Sun; Sun, Jongin."
Sehun basit bir şekilde göstererek tanıştırdığında Sun gülümsedi ve elini uzattı. Jongin de aynı şekilde karşılık vererek tokalaşmıştı.
"Memnun oldum. Adınızı çok duydum."(JI)
"Ben de ama samimi konuşabiliriz diye düşünüyorum."
"Tabii ki."
"Sevindim."
"Sizi sonunda tanıştırabildim. Veeee bak!"
Sehun, Jongin'in elini tutup yüzüklerini gösterdiğinde Sun heyecanla ellerine baktı.
"Yaa! Çok sevindim! Ne ara oldu bu?"
"Dün gece. Ayrıntıları sonra anlatırım. Şimdi anlatırsam utançtan kızarır."
Sun gülerken Jongin, Sehun'a öldürücü bakışlar atıyordu.
"Gerçi kızarmasını seviyorum ama neyse artık, başka zamana. Hem işe yetişmesi gerekiyor, değil mi?"
Sehun kaşlarını kaldırıp sevgilisine baktığında Jongin saate baktı.
"Doğru. Gitmeliyim. Çok memnun oldum Sun, bir ara mutlaka uzun uzun konuşalım. Chan Yeol'den Sehun'un yüzünü kızartacak kadar gençlik ayrıntısı alamadım henüz."
"Merak etme, o iş bende."
Jongin sinsice gülümserken Sehun acıtmayacak bir şekilde koluna vurmuş, ardından dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp göndermişti. Sun kahvesinden bir yudum alarak onları izlerken Jongin gözden kaybolduğunda Sehun ona döndü.
"Yapmazsın, anlatmazsın."
"Yani... tekliflere açığım. En iyi teklifi veren istediğini alır ama her hâlükârda Jongin kazanır gibi geldi."
"Resmen sırtımdan bıçaklıyorsun."
"Eh, biraz şerefsizlik barındırıyorum sanırım içimde."
"İntikamım ağır olur. Baek Hyun'la yakın arkadaşız, unuttun herhâlde. Ben olmasam olmazdınız bile."
"Ne?"
"Baek Hyun sana teklifte bulunmaya çekiniyordu. Benimle sık konuştuğun için bana sormuştu yemeğe çağırsam mı diye."
"Sen ne dedin?"
"Çağırma dedim(!) O nasıl soru Sun?"
"Ya yok öyle değil..."
"Bildiğim kadarıyla hayatında kimse yok; reddederse bile seni incitmez ve iletişimi kesmez, olgun davranır; dedim."
"Vaaay, Sehun; büyümüşsün."
"Senden büyük olduğumu unuttun herhâlde. Nerdeyse 2 yaş, az değil."
"Yeterince fazla da değil."
Sehun yüzünü buruştururken Sun sırıtarak kahvesinden bir yudum daha aldı.
"Ee? Nasıl gidiyor Baek Hyun'la?"
"Güzel. Bayağı güzel aslında."
"Öyle miii?"
"Evet. Beklemiyordun sanırım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALANLAR
FanfictionSakinleşmeye çalışırken diğerinin gözlerine baktı kadın. Her şey kendi suçuymuş gibi görünüyordu ve böyle bir durumda bir suçlu olur muydu, ondan emin değildi. Yıllar sonra bile bu konuyu tartışıyor olmak ve bunun canını bu kadar acıtıyor olması ina...