"Pişt zilli uyansana," iki saattir beni uyandırmaya çalışıyordu.
"Git başımdan be," diye cırladım. Bir rahat vermediniz.
"Kalksana ya yemek hazır olur birazdan."
"Aç değilim ben lütfen git başımdan," Poyraz sabır dileyerek odamdan çıktı. Kendimi çok yorgun hissediyordum ve göz kapaklarım açılmak falan istemiyordu. Tam uykuma dalacakken kapı tekrar açıldı.
"Rüya iyi misin güzelim?" Savaş abinin sesini duyunca zorlukla gözlerimi açıtım. Baya terlemiştim, oda çok sıcaktı.
"İyiyim bir duş alıp geleceğim," dedim. Onu ikna edip odadan kovunca soğuk bir duş aldım ve uzun bir şeyler geçirdim üzerime. Bilekliğimi takıp telefonumu aldım ve odadan çıktım.
Saat çoktan dokuz olmuştu. Mutfağa girerken saçımı gelişigüzel bir topuz yaptım. Zamir Beyin yanına geçip oturdum.
"Sonunda geldin be kızım," Arın a göz devirerek yemeğe odaklandım.
"Bu evin bazı kuralları vardır Rüyacım saat sekizde herkes yemek masasında olmak zorundadır. Daha ilk günden böyle yapıyorsan," Arın'a şaşkınca baktım.
"Kusura bakma bana kimse böyle bir şeyden bahsetmedi," dediğimde umursamazca yemeğine döndü.
"Arın kes sesini," Savaş abi ona uyarılarda bulunurken Emir araya girdi.
"Yemekten sonra AVM ye gideceğiz gelirsin değil mi?" ona dönüp içtenlikle gülümsedim.
"Gelirim tabii" oda bundan memnun olmuştu.
Yemek oldukça sessiz geçmişti. Herkes hazırlanmak için odalarına çekilmişti. Bende siyah bir kazak ile mavi kot giyip üzerime de siyah uzun ceketimi giydim. saçımı at kuyruğu yapıp odadan çıktım.
Tüm aile hazır olduktan sonra merdivenden Bade Hanım ve Zamir Bey indi. Bade hanım beyaz bir elbise giymişti. Zamir bey ise lacivert bir takım giymişti. Kol kola indiklerinde onlara mest olur gibi baktım. Allah'ım şöyle bir aşk.
Ben Zamir Bey ve Bade Hanım ile gidecektim. Benimle birlikte Poyraz geliyordu. Diğerleri ise Savaş abi ile gelecekti. Kısa bir yolculuktan sonra AVM ye gelmiştik.
"Ben kızımla kıyafet alacağım canım. Haberleşiriz." Bade hanım gülerek koluma girmişti. Arkadan gülme sesleri geliyordu. Bende mecbur gitmiştim. Bade hanım neredeyse bütün mağazayı satın alırken ben de ona zorla eşlik ediyordum. Ben ömrüm boyunca bu kadar kıyafet alış-verişi yapmamıştım.
Zenginlik bu mu be?. Tavsiye ederim iyiymiş.
"Bade hanım yetmez mi?" çekinerek sormuştum sorumu çünkü kendisi çok kaptırmıştı.
"Ay doğru diyorsun balım. Gel ödeyip çıkalım."
Şükür ederek ödeme yerine gittim. Bir sürü elbise almıştı. Ayakkabı ve takıları saymıyorum bile.
"Sekiz bin yirmi altı lira Bade hanım," benim azım kapanmamak üzere açılmışken Bade hanım sanki para değil de öpücük veriyormuş gibi sakindi.
Zengin karı.
Dokuz poşet ile mağazadan çıkınca istemsizce gülmeye başladım.
"Baba şirket battı baba," dayanamayıp kahkaha atarken Bade hanım da bana eşlik ediyordu. Sinirlerim bozuldu gerçekten.
"Anne az almışsın ya. Yetmez bu biraz daha alsana," Annem elindeki poşetle Poyraz'ın kafasına vururken Savaş abim poşetleri bizden alıyordu. Bir tane görevliye verip onları arabaya koymasını söylemişti.