Yok olmaya yüz tutmuş insanlığın arasında beliren hüzünümün yansıması.
Yazdığım şiirler, hikayeler ve kısa kısa alıntılar...
"Kurtulmaya gelmedik dünyaya. Daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar. Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce." -Hakan...
Elbet sende gideceksin kendi hayatına. Aramıza dağlar, şehirler, yağmurlar girecek. Belki kendine söz vereceksin beni hiç unutmamak için ama insanoğlu işte, her zaman unutur. Haftalar geçecek, adımı unutmaya başlayacaksın hatta aradan seneler geçecek sadece buruk bir gülümsemeyle hatırlayacaksın beni. Belki başkasına aşık olacaksın gerçek sevmenin ne demek olduğunu anlayacaksın. Şimdiki kendine kızacaksın "Gerçekten ona mı aşık oldum!?" diye. Çocukların olacak. Beni tamamen unutmuş olacaksın. Sokak kendarında adımı duyduğunda yüzünde buruk bir gülümseme olmayacak artık, yüzümü unutmuş olacaksın. Yanımdan geçeceksin ve hiçbir şey hatırlamayacaksın. Oysa ben... hep burda olacağım. Bu sahile oturmuş her güneşin doğuşunu belki gelirsin diye seni bekliyor olacağım. O yağan yağmurun altında burda durup ıslanıyor olacağım. Her gün, her dakika adını anacağım. Her gün seni görürüm diye her yüzü inceleyeceğim. Yıllar sonra yanımda sakince geçtiğinde ve beni unuttuğunu anladığımda, sana yaşlı gözlerimle bakıyor olacağım. Ve o an tamamen öldüğümü anlayacağım.
___
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gustav Klimt - THE KISS (ÖPÜCÜK)
'Öpücük', anın ve mekânın dışında, bir yerde birbirlerinden geçercesine öpüşen bir çiftin tasviridir. Tabloda, Klimt'in vazgeçemediği çizgiler ve dekoratif süslemeler dikkat çeker. Kadın ve erkeğin dünyasındaki farklılığa dikkat çeken ressam, kadını çiçekler arasında tıpkı bir ilkbahar gibi resmederken, erkeği daha sert çizgiler ve geometrik desenlerle yansıtır. Kadın ne kadar kırılgan ve yumuşaksa, erkek o denli sert ve nettir.
