3. Bölüm

28 4 29
                                    

Günlerde Cuma. Bugün Mustafa Abi izin verdi kütüphaneye gitmeyeceğim. Telefonumda bildirim ışığı yanıyordu  Whatsapp'a girdim ve Nisa'nın sınıf grubundan mesajlar vardı onları okumaya başladım bugün okulda boya ve temizlik olduğu için dersler iptal edilmiş bu haberi duyan Nisa'nın sevinçli hallerini düşünemiyorum. Yatağımı düzelttim ve mutfağa gittim kahvaltı için patates kızarttım ve kahvaltılıkları hazırladım çayı da demledim kahvaltı da çok çeşit sevmeyen iki kardeş olarak bu şekilde mutluyuz.

Nisa'yı uyandırmak için odaya girdim uyanık olduğu çok belliydi ama benim uyandırmamı istiyordu.
"Dertli biliyor musun bugün Nisa'nın okulu tatil oldu ne yapsak acaba parka mı gitsek alışverişe mi yoksa lunapark'a mı" dedim.

Nisa anında yatakta ayağa kalktı heyecanlı bir şekilde "Alışverişe ve lunapark'a gidelim lütfen lütfen" diyerek yatakta zıplamaya başladı bu hâline kahkaha attım.

"O zaman kahvaltı masasında ki patatesler bitecek" dedim.

"Biter canım ablam ben iki günlük yerim acıkmam sen hiç merak etme" dedi ve lavobaya gitti bende onun yatağını düzelttim mutfakta masaya oturdum kısa süre sonra Nisa geldi ve günün planını yaptık. Masayı birlikte toplayıp üzerimizi giyinmek için odaya geldik.

"Abla sence mavi tişörtün altına beyaz pantolon mu siyah mı?" diye sordu. Hava ısınmaya başlıyordu Konya'ya yaz geliyor.

"Bence beyaz."dedim tamam dercesine kafasını salladı ve giyinmeye başladı.

Bende beyaz tişört üzerine siyah gömlek giydim önü açık kaldı siyah kot pantolonumu da giyindim ikimizde hazır olduktan sonra otobüs durağına gittik otobüsü beklemeye başladık bu sırada Nisa okulda arkadaşlarıyla oynadığı oyunları anlatıyordu. 10 dakika sonra otobüs geldi ve kartı okutarak koltuklara oturduk.

Nisa "Abla mavi araba oynayalım mı" diye sordu.
Mavi araba oyununu biz bulmuştuk belki öncede vardı ama Nisa'ya göre biz bulduk bizim oyunumuz.

Biz küçükken babam, annemi dövdüğünde ertesi günü annem saatlerce uyurdu tüm gece dayak yemekten halsiz kalıyor va hâliyle yorgun düşüp uyuyordu. Bende, Nisa, annemi rahatsız etmesin uyandırmasın diye pencereden arabaları gösterir ve bir renk belirlerdik o renk arabayı ilk kim görürse o kazanırdı. Kazanınca bir ödülümüz yoktu ama onun o renk arabayı bulunca oluşan mutluluğu zaten bana bir ödül olarak yetiyordu.

"Tamam rengi belirliyorum kırmızı olsun" dedim ve ikimizde gözümüzü arabalardan ayırmadan kırmızı araba arıyorduk fakat ineceğimiz yere gelmiştik gerisini yürüyecektik kısa mesafeydi.

Nisa "Sanırım kırmızı arabalar kendini beyaza boyatmışlar" dedi.

Gülerek "Kesinlikle öyle olmuştur"dedim.

Lunapark'ta eğlencemiz bittikten sonra yan tarafında olan Alışveriş merkezine girecektik.

"İlk neye binmek istersiniz Hanımefendi" dedim.

Düşünür gibi yaparak "Tabi ki dönme dolaba binelim bulutlara çıkmak istiyorum" dedi.

Jeton aldıktan sonra dönme dolaba gittik ve görevliye 2 jeton verip yerimize oturduk kemerlerimizi bağladık. 5 dakika sonra dönme dolap hareket etmeye başlamıştı.

Nisa "Kuş olduk uçuyoruz bekleyin bizi bulutlar ablamla geliyoruz" diye bağırıyordu. Ben sadece onun bu hâllerini, sözlerini kahkaha atarak izliyordum.

Birkaç oyuncağa bindikten sonra ikimizde yorulmuştuk ama son olarak çarpışan arabaya bindik ve çalışmasını bekliyorduk.

Nisa'nın aklına birşey gelmiş olmalı ki gözlerinin içi parlayarak "Abla pizza yiyelim mi?" diye sordu.

Sahra da Açan Umutlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin