Haftasonuna ve temizlik gününe gözlerimizi açtık. Abla, kardeş bütün evi temizlemiş ve yorgun hâlimiz ile Nisa bir koltuğa ben bir koltuğa yatmış tavanı izliyorduk epey yorulduk.
Nisa "Abla" dedi
"Efendim" dedim.
"Birazcık daha dinlendikten sonra kurabiye yapıp parka gidelim mi" dedi
Bütün bir hafta çalışmıştım ve tatil gününü temizlik ile geçirmiş biri olarak park teklifi cazip bir fikir olarak gelmiyordu ama Nisa da bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji vardı. Neyse ki yarın günlerden Pazar'dı o zaman dinlenebilirdim.
"Tamam gidelim sen derslerini bitir bende kurabiye yapayım" dedim
Nisa'nın yüzünde bir anda üzgün bir ifade oluştu. "Bir de şey abla... Anneme gidelim mi.?"dedi
Gözlerimin içi yanmaya başladı oturur pozisyona geldim "Gidelim ve ne zaman gitmek istersek gideriz eminim Annem de bizi özlemiştir" dedim
Annem 5 sene önce vefat etti. Biz o gün nefessiz oksijensiz kaldık. Nisa 5 yaşında ben ise 10 yaşında bir başımıza kaldık. Ben 10 yaşında Anne oldum, küçücük çocuktum resimler çizip mutlu bir şekilde odamın duvarlarına o resimleri asmam gerekirken Babam akşam aç olarak gelince evde yemek olmadığını görürse kızıp sinirlenip yine kapının önüne koyar diye evde olan çürük kötüleşmiş sebzeler ile yemek yapmaya çalışıyordum çoğu kez yaptıklarımı yaktım ve bir defasında ev yandı yemeği ocakta unutup uyuya kaldığım için ateş bütün evi kaplamış ve ben bunu fark etmemiştim komşular yangını görünce gelip Nisa ile beni kurtardılar evlerine aldılar yemek yedirdiler ama bilmiyorlardı ki asıl yangın bizim kalbimizi kaplayıp yakıp kül ediyordu. Babam ise gelip bizi o hâlimizi görünce Nisa ve beni Anneanmem ve Dedem gilin kapısına bırakıp gitmişti.
Nisa ile günün yarısını evde geçirdikten sonra kurabiyemizi alıp parka gitmek hazırlanıyorduk.
Nisa "Üzgünüm dertli bakma bana böyle seni parka kurabiye yemeye götüremem" dedi Dertli ile kendi aralarında konuşuyorlardı.!
Üzerimizi giyindik ve elimizde küçük bir piknik sepeti ile kısa mesafede olan parka doğru konuşarak yürüyorduk.
Yeşilliklerin üzerine bir örtü serdik ve oturduk.
"Şimdi mi yemek istersin biraz oturalım mı" dedim.
"Abla hadi birlikte salıncaklara gidelim" dedi ve salıncakların olduğu yere koşmaya başladı. Bende arkasından gittim çoktan salıncağa oturmuş beni bekliyordu daha fazla bekletmeden onu sallamaya başladım.
"Abla hadi sende salıncakta sallan ve elini uzat sanki uçuyormuşuz gibi hayal et" dedi.
"Sen eğlenmene bak ben burda oturuyorum başka bir sefer de birlikte sallanırız" dedim onaylar şekilde sesler çıkardı.
Ben örtünün üzerine oturdum ve Nisa'yı izlemeye başladım. Hastaneye babamın yanına gitmem gerekiyordu. Neden geldi bunca zaman sonra.? Bizi nasıl buldu.? Nisa okuldayken gitmem daha mantıklı olurdu onu görmemesi daha iyi olurdu.
10 dakika sonra Nisa geldi kurabiyemizi ve atıştırmalıklarımızı yedik Nisa örtünün üzerine uzanmış yatıyordu ve bulutların şekillerini bana anlatıyordu kafasını yan tarafa çevirdi ve bir anda oturdu bir şey anlamaya çalışır gibi bakıyordu.
"Ne oldu Nisa?" dedim.
"Abla benim şurada gördüğüm kişi Enes abi mi ben mi yanlış görüyorum" dedi.
Onun baktığı yere bakınca Ömer'in kardeşi Enes olduğunu gördüm elinde poşetler vardı.
Nisa heyecanla "Belki de evleri buradadır Beyza ablayı ben çok sevmiştim zaten ama daha önce onları burada hiç görmedim ki" dedi kendi kendine sorup cevaplıyordu.
Gerçekten daha önce bende onları hiç görmedim ve çok fazla karşılaşıyorduk bu durum aklıma takılmıştı nereye gitsek orada denk geliyorduk.
"Belki arkadaşı falan buradadır" dedim ve parkın fiskiyeleri açıldı.
Nisa "Abla çok güzel değil mi" dedi etrafında dönmeye başladı onun bu hâline güldüm.
"Fazla ıslanma Annemizin yanına gideceğiz" dedim ve eşyaları toparlamaya başladım ve parktan çıkmayı başarabilmiştik sadece biraz ıslandık.
"Önce eve gidelim eşyaları bırakıp sonra gideriz" dedim.
"Tamam ama çabuk olalım" dedi.
Eve uğrayıp vakit kaybetmeden mezarlığa gitmek için yola koyulduk.
"Nisa o saçlarını kurutacaktık dönüşte hava serin olur." dedim.
"Bir şey olmaz abla Anneme geç kalacağız" dedi.
Yarım saat sonra mezarlığa ulaştık. Nisa koşarak mezar taşına dokundu:
"Annem... Biz geldik özledin mi bizi, biz seni çok özledik" dedi.
Nisa Annem ile konuşurken ben üzerinde ki otları temizledim ve sulamak için su almam gerekiyordu.
"Nisa ben su almaya gidiyorum buradan bir yere ayrılma" dedim.
"Hiç ayrılmam ki" dedi. Hızlı davranarak su aldım ve Nisa'nın yanına yaklaşırken sesini duydum ağlıyordu.
"Anne biz birazdan gideceğiz keşke sende bizimle gelsen ya ne güzel olurdu...." dedi.
Benim yanına yaklaştığımı fark edince hemen gözyaşlarını sildi ben mezarı suladım. Birlikte dua ettik ve el ele tutuşup eve gitmeye başladık.
Otobüse bindiğimiz de Nisa kafasına koluma yasladı ve uyudu ineceğimiz yere yaklaşınca uyandırdım.
Eve yaklaşınca apartmanın önünde bir taşıma kamyonu olduğunu gördüm, ya birileri geliyordu yada gidiyordu. Çünkü kimse bir yerde kalıcı değildir mutlaka giderler, gideriz.
İşçilerin yanından geçip eve çıktık üzerimizi değiştirdik Nisa çizgi film izlerken bende tavuk çorbası yapıyordum.
45 dakika sonra sofra hazır oldu Nisa'nın mutfağa gelirken yüz ifadesini görünce gülümsedim.
"Hadi hadi fazla ekşitme yüzünü bu tabak bitecek" dedim.
"Midem bulanıyor yiyemem" dedi.
Nisa mızmızlansa da çorbasını bitirdi ve tekrar çizgi film izlemek için salona gitti.
Bende mutfağı topardıktan sonra uyumayı planlıyordum ki kapı çaldı bize kimse gelmezdi kim acaba diye düşünerek kapıyı açtım.
"Sahra..." dedi.
Şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum...
-Acaba kim geldiiiii jzgsbxhsnm
Bölüm biraz kısa oldu ama olaylara girmeye başlıyoruuz.
![](https://img.wattpad.com/cover/336973150-288-k867913.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahra da Açan Umutlar
Genç Kız EdebiyatıKimsesiz bir kız ve onun herşeyi olan erkek.