scars

370 43 27
                                    

selam, ben geldim! yıldıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı lütfen unutmayın! 💗

iyi okumalar perisi en güzel perilerime🧚‍♀️

canımın içi, heynmel için. 

berk özkaya, kütüphane raflarının önünde yere sinmişti. sırtı kitaplara yaslı, gözleri kapalı oturuyordu. canı acıyordu. zihninin karmaşıklığı kadar ruhu karanlık ve çözümlenemezdi. sanki aybike eren'in yaralarına çizdiği yıldızları, kendi aydınlığının son demlerinden veriyor ve gittikçe siyaha mahkum kalıyordu.

bu onun için sorun değildi. 

aybike'den önce dokunmuyordu, konuşmuyordu; hissizce etrafı izliyordu. zaten kendi ruhunda barındırdığı iyiye dair her şey bir fazlalıktı sanki... aydınlığa ihtiyacı olan insanlara ihanetti. 

dün, kardeşinin anısına koyduğu ve asla dokunulmayan o kitaba yeniden dokunmuştu. kız içindi... sadece onun kendisini iyi hissetmesini istemişti. bu kitabı kardeşine almıştı; ama o hediyeyi hiç kabul edememişti. 

görmedi bile, göremedi. 

içinin çekildiğini hissetti. canı yeniden yandı. gözlerini araladı, havaya kaldırdığı titreyen parmaklarına baktı. hiçbir işe yaramıyorlardı! 

genç kız, kütüphanenin kapısını sessizce aralayıp içeri baktı. kızılla göz göze geldiklerinde onun dağılmış haline içi acıdı. neden böyleydi? sınıfına bakmış ama onu görememişti, koridorda da yoktu ve son çare kütüphane aklına gelmişti.

"yanına gelebilir miyim?" diyerek sordu çekinerek. başını olumlu anlamda salladı, berk. kız, tamamen içeri girdiğinde cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı arkadan kilitledi. 

bu davranış kızıl oğlanı gülümsetti. aklına farklı bir şey gelmesin, korkmasın diye cebine bıraktığı anahtarla kapıyı kilitlemiş ve şimdi de gelip onu avuçlarının arasına bırakmıştı.

"seni aradım," dedi yanına oturup omuzlarının temasını sağlarken. sırtını tıpkı kızıl oğlanın yaptığı gibi raflara yaslamıştı. "sınıfta, koridorda... ama yoktun."

gülümsedi, berk. "özür dilerim, endişelendirmek istememiştim." 

oğlanın iyi olmadığını anlıyordu, genç kız. iyi değilken kendisini düşünmesini istemiyordu. "endişelenmedim," dedi samimi bir gülümsemeyle. "sadece bakışlarını aradım." sözlerine dikkat kesildi. "senin bakışların yokken okul sanki bir eziyet gibi... kimse yok, ama yine de eziyet." başını önüne eğdi utanarak. "sen bana bakınca kalabalıklaştığımı hissediyorum."

gözleri boşluğa daldı, oğlanın. "bilmem..." diyerek bir şeyler geveledi ağzında. "kalabalığa karışmak keşke bahsettiğin kadar güzel olsaydı."

kaşlarını çattı, genç kız. "neden?" diyerek sordu. "kalabalığa karışmak sana neden güzel gelmiyor?"

omzunu silkti. "hiç," dedi. "sen bunlarla yorma kendini, güzelim."

itiraz etti, aybike. eğer onu dinlemeyecekse neden buradaydı ki? "tamam..." dedi üzüntüyle. "sen de benim sorunlarımla yorma kendini." 

ayağa kalkacağı sırada canının yandığını hissetti, berk. "aybike..." dedi ve çekinerek kolundan kavradı. bu kavrayış öylesine nazik ve yalvarırcasınaydı ki... "özür dilerim, lütfen."

oğlanın yanına yeniden oturduğunda gözlerinin içerisine baktı. "anlatmaya ihtiyacının olduğunu hissetmesem eğer üstelemem," dedi sakince. ellerine baktı, titriyordu. içi gitti aybike'nin. onun ellerinin hep sağlam olduğunu düşünürdü, sapasağlam... 

23.59, ayber.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin