scaramouche:
hayatım boyunca, bildim bileli yalnızdım. üniversite sınavını kazanınca, sevincimi paylaşacağım kimse yoktu. gerçi sevinçli miydim, onu da bilmiyorum. sadece kabul dilekçesine boş gözlerle bakmış, çekmeceye koymuştum. en azından, bu bok çukurundan çıkıp bir yurtta kalabilecektim, dimi?
"sayın scaramouche, üniversitemizde sizi görmek için sabırsızlanıyoruz."
küçük, rutubet kokusu, tek odası olan daireme çıkmadan önce son bir kez baktım. bir fark yoktu, gene bomboştu. bütün eşyalarım bir bavula sığmıştı. bavulumun tekerleklerini açarak daireden çıktım. apartmanın dışında durup, etrafa baktım. benim apartmandan çıktığımı gören beyaz bir kedi hızlıca yanıma koşup bacaklarıma sürtündü. dizlerimin üstüne eğilip onun yumuşak beyaz kafasını oksadim.
"sanırım bu bir veda Nahida. ben yokken kendine iyi bak."
evde kalan, son peynir parçasını cebimden çıkarıp yolun kenarına koydum. Nahida, vedayı pek önemsemeyip peynirin yanına çöktü. sırtını son bir kez okşayıp universiteme giden otobüse binmek üzere otobüs durağına gittim.
kulaklığımı başıma geçirip, hep dinlediğim metal şarkılardan birini açtım. ne dediğiniz umrumda değil ama bence bu şarkılar son derece huzur verici. bütün düşüncelerimden uzaklaşmamı sağlıyor. ve inanın bana düşüncelerim pek sağlıklı değil.
fakat, otobüs gelmesi gereken saatte gelmedi. 1 saat geçti, 2 saat geçti. ama lanet otobüs gelmedi. neden gelmesi gereken saatte gelmiyordu ki?
aksam olduğu için hava soğumaya başladı ve üstümde ince bir tshirt ile hırka vardı. üşümeye başladım. bavuluma baktım, sonra kabında kuromi stickerleri dolu olan telefonumu cebimden çıkararak üniversite konumuna baktım. 45 dakika. soğuktan donarak beklemektense en azından yürürdüm.
bavulumun kolunu çekerek kalktım ve yürümeye başladım. duraktan bir kaç adım uzaklasmistim ki yanımdan hızlıca bir otobüs geçti.
BU 2 SAAT ÖNCE GELMESİ GEREKEN OTOBÜSÜMDÜ.
"NE?! seni piç kurusu! BUNCA SAAT-" yerdeki pet şişesini alıp hızla uzaklaşan otobüsün arkasına doğru attım. "-GELMEDIN VE BENIM AYAGI KALKMAMI MI BEKLEDIN LAN?! sikik..karnım acıktı.." karnım bu söylemimi onaylarmis gibi guruldadı. "Siktiğimin.." omuzlarımı sarkıtarak derin bir nefes verdim ve sendeleyerek, bavulumu sürükleyerek yürümeye başladım.
sokaklarda yürürken bir büfenin önünde durdum. sadece bir kaç liram vardı ve bu büfe dış görünüşü itibari ile, ucuz bir yere benziyordu. içeri girip etrafa bakındım. arka sokaklarda olan, ucuz ve dağınık bir Çin restorantıydı. etrafta boş bir yere bakarken birisi bana tosladı. bir kaç adım geri atıp dengede durmaya çalıştım. öfkeyle bana çarpan kişiye baktım. benden bir kaç santim uzundu, beyaz saçları ve kırmızı bir saç tutamı vardı. giydiği beyaz kiyafetlere ve önlüğe bakılırsa bir garsondu. kırmızı gözleri, göğsüme suçluluk duygusu ile odaklanmisti. yavaşça bende göğsüme bakınca, tisortumden süzülen noodle parçacıklarını gördüm. başımı yavaşça kaldırıp, onu öldürecek gibi baktım. yumruğumu sıktım ve bir anda patladım.
"ÖNÜNE BAKMAZ MISIN ULAN SEN?! ÜSTÜMÜ NE HALE GETİRDİN LAN OROSPU ÇOCUĞU!!! SENİN EBENİ-"
"bedava yemek."
"NE DIYORSUN ULAN SEN?!
"hatamı telafi etmek için size menüden istediğiniz bir yemeği ikram edeyim. buyurun, lütfen oturun."
ses tonu çok sakindi, kenara çekilip bana eliyle yol gösterdi. onun sakinliği sanki beni de sakinleştiriyordu. homurdanarak gösterdiği yere gittim çünkü aynı zamanda bedava yemekte işime gelirdi. zaten aniden kesilen ve sakinleşen yüz ifadem ile bu gayet belli oluyordu herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kazuscara ; sweather weather.
Fanfictiontamamlandı ! 𓂃 𔓕 . ˙ ꒰⠀modern au⠀꒱ ⸝⸝ ೀ⠀ ── ★ 𝒃𝒊𝒓 𝒌𝒂𝒛𝒖𝒉𝒂 𝒗𝒆 𝒔𝒄𝒂𝒓𝒂𝒎𝒐𝒖𝒄𝒉𝒆 𝒉𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆𝒔𝒊 ! büyük bir davette, etrafta bir sürü insan varken kazuha'nın onu kendisine çekmesi ile dişlerini boynuna geçirmişti. scaramouche, belk...