LO$ER=LO♡ER ❀ taekook

41

hosgeldiniz!

aslında bu bolumdeki olay baska bir zaman ve baska bir bolumde yasanacaktı fakat 40. bolumdeki bir yorumla one cekmeye karar verdim.

umarım guzel bir sekilde yansıtabilmisimdir😭

(yoonmin bile var mis gibi bolum)

o zaman iyi okumalar♡

💫

"Bay Min, birazdan burada olacaktır." dedi danışman, ikili onaylayarak kafasını salladı ve odanın önündeki koltuklardan birine oturdular. Arkalarındaki Jimin ise ikinci kez geldiği psikolog kliniğini inceliyordu. Önceki gelişinde pek bakınmamıştı etrafa, şimdi gözleri meraklı bir şekilde geziniyordu. Jeongguk, Taehyung'un parmaklarıyla oynadığı için fark etmemişti ama Taehyung'un kıkırtısını duyunca kafasını kaldırıp Jimin'e bakmaya başladı.

Jimin, dün akşam onlarda yatıya kalmıştı. Sabahına ise gidecekleri yeri duyar duymaz peşlerine takılmış, Taehyung'un söylenmelerini dinlememişti. Yol boyunca atışıp durmuşlar, Jeongguk'un da kıkırdamasına sebep olmuşlardı. Bundan dolayı ikisi de mutlu olmuş, birbiriyle daha çok uğraşmaya başlamışlardı.

"Salak, gelsene yanımıza. Neye bakıyorsun öyle?"

"Hayatımın aşkı hakkında bir şeyler var mı diye bakıyorum. Salak sensin, bu arada."

Yoongi'den bahsettiğini anlayınca gözlerini devirdi Taehyung. Jimin'in psikolog hakkında söylediği her şeyle dalga geçip gülüyordu. Jeongguk ise onun aksine bir şeyler yapabileceğini düşünüyor, yakın arkadaşı ve psikoloğunu ayarlamak istiyordu. Seanslarında Jimin'den de bahsediyordu bazen, bir etkisi var mıydı, orası bilinmez.

Sarı saçlının hareketlerini izleyen sevgilisine döndü. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp yanağına dudaklarını bastırdı. Jeongguk'un tüm kasları bu öpüşle gevşerken tebessüm etti. Ellerinin arasındaki parmakları sevmeye devam ediyordu. Bu onun rahatlama yöntemiydi, Taehyung da bunu bildiğinden beri ona izin veriyordu.

"Yoongi hyung ile bir şansı olacağını düşünmesi çok saçma, değil mi?" diye fısıldadı Taehyung, Jeongguk'un dudaklarını büzdüğünü gördü.

"Neden öyle diyorsun? Bence yakışırlardı."

"Hevesli çöpçatanım benim." Bu kez de saçlarına aldığı öpücükle kıkırdadı Jeongguk. Jimin de sonunda sıkılmış olmalı ki yavaş adımlarıyla gelip yanlarına oturmuştu.

"Benim yanımda oynaşmayın, saygısızlar."

"Seninki gelsin, sen de oynaş."

"Keşke ya... Keşke beni beyaz önlüğüyle si-"

Sözleri karnına yediği dirsekle kesilmiş, Taehyung'a karşılığını vermek için dönmüştü ki koridorun başında gördüğü bedenle öylece kaldı. Bay Min, siyah kabanı ve siyah gömleğiyle onlara yaklaşıyordu. Siyah saçları bugün dalgalıydı, bir de gözlük takmıştı. Bu, Taehyung ve Jeongguk için alışılmış bir görüntü olsa da Jimin'in gözleri irice açılmıştı. Yanındaki bedenlerin ayaklandığını görünce kendisi de yavaşça kalkmıştı.

"Oh, erken gelmişsiniz." dedi üçünden de yaşça büyük olan adam, her zamanki iki yüzün yanında ikinci kez gördüğü yüze de bakıp hafifçe tebessüm etmişti.