Gözyaşlarında Kavrulan Beden

730 25 0
                                    

Dikişlerim sızladı, gerçeğin farkına vardım. Mehir'in uykuya daldığını farkedip yavaşça onu yatırdım ve koltukta ki ceketimi üzerine örtüp yanlarından sıkıştırdım. Bugün bana emanetti üşümesindi hasta olmasındı. Ön koltuğa geçip tekrar arabayı çalıştırıp yavaşça gitmeye başladım.

Acaba kızım yaşıyor olsaydı onunla da böyle olur muyduk? Onun da saçlarını okşar mıydım, örer miydim, göğüsümde uyutur muydum? Bunların hepsi olurdu bence. Hayal kurmaya gerek yoktu, asla olmayacak şeylerin özellikle. Sonra tekrar kırılacaktım. Artık önceki kadar yavaş gitmiyordum, her düşüncemde ayağım biraz daha baskı uyguluyordu. Sınıra yaklaşmıştım ve yavaşlamak istemiyorum. Arabada Mehir var dedi içimden bir yerlerden ses. Yavaşladım.

Sokağı döndüğümde ne hayaller kurarak aldığım, dizayn ettiğim, kendi ellerimle boyadığım evim karşımdaydı. Arabayı düzgünce park edip önce kendim indim sonra da arka koltukla bakışmaya başladık.

Ben Mehiri kucağıma alsam yüksek ihtimal dikişlerim patlayacak, düşük ihtimal ağrıdan öleceğim. Veya Mehiri uyandıracağım öyle gireceğiz. Ve ben ona kıyamadığım için kendime kıydım ve kucağıma alıp eve öyle girdim.

Tam bir aptalım ama uyanırsa belki bir daha uyuyamaz diye düşündüm ama yatağa yatırdığımda bile pozisyon değişikliği yapmadan uyumaya devam etti. Ya çok uykusu vardı ya da uykusu çok ağırdı. 

Bu arada dikişlerim hafiften açılmış siz şimdi ne bilinçsiz doktor demeyin çünkü kırılırım. Hayır bir de çocuk doktoruyum sorgulamayın beni. Aynanın önünden çekilerek üstümdekileri çıkararak temiz kıyafetler giydim. Yağmur başlamıştı bu arada hafif hafif yağıyordu ama hızlanacak gibiydi de. Mehir'in yanına kıvırılıp bende uyumaya çalıştım. Ama sadece çalıştım niye çünkü 'eski' kocam kapıya dayandı. Hayır o embesille anlaşmıştık bile bebek doğunca veya ona herhangi birşey olduğunda boşanmış sayılacaktım. Bir nevi anlaşmalı evlilik gibi birşeydi. Kapıda yeteri kadar beklediğini düşünüp doğruldum ve ayaklarımı sürükleye sürükleye yürümeye başladım. Beklesin yani incileri mi dökülecekti, dökülsün bana ne?

"Söyle ne var?" Dediğim anda kapıyı açtığıma pişman oldum. Annem ve çok sevgili bok böceği kayınvalidem. Kendisi beni çok sevdiği için kaç kere merdivenlerden itmişti, ilaçlarım ne hikmetse kaybolmuştu. Neyse.

"Seni merak ettik ve geldik." Dediğinde kapıyı yüzlerine kapatmak istedim amma lakin bende öyle bir şans olduğu için bok böceği kapıyı tuttu. Ulan kuş olsam kanatsız doğradım öyle bir şans.

"Çiçek abla, kim gelmiş?" Allah'ım neden vol7. Diyorum çünkü Mehir geldi. Cafer fabrikayı kap gel oğlum.

"Çiçek, bu kız kim?" Dedi meraklı görümcem bu nerden çıktı Allah'ım yarabbim ya.

Haydi buyrun Çiçeğin sıçış halayına.

"Size ne pardon da?" Dedim de canımın bu kadar acıyacağını bilsem demezdim.

"Açelya'nın yerini hızlı doldurmuşsun. Bir gün bile olmadı gömüleli be!" Diye bağırdı kayınvalidem. Mehire baktım az önceki yerinde yoktu içeriden ağlama sesleri geliyordu. "Çabuk evimden gidin ve hiç biriniz bir daha bu kapının önünden geçmesin!" Diye bağırarak kapıyı çarptım. Özür dilerim annem senin adını bunlara andırdığım için özür dilerim Mehir benim yüzümden ağladığın için. Ayakta duramayacağımı anladığım da kapıya yaslandım. Ama içeri gitmem lazım o ağlıyordu.
Koşar adımlarla içeriye gittim.

"Mehir, bebeğim kurban olayım ağlama," dediğim anda bana sarılarak daha çok ağlamaya başladı. "Senin bebeğin mi ö-öldü." Dedi. Artık bende ağlıyordum. Birbirimize sarılmış sarsılarak ağlıyorduk.

***

Daha fazla uzamasın diye attım. Bu hafta sınav haftam olduğu için gelirse gelen bölümler biraz kısa olabilir onun için sooory.

Bölüm nasıl olmuş sizce?

Mehir?

Çiçek?

Aileler?

En İyi BaşlangıcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin