(Şarkıyı aç ve başla çiçeğim♡)
İyi okumalar dilerim kar tanelerim~♡
• • •
"Dedin ki. Eğer alnımıza yazılmışsa, kader kavuşturur yine bizi. Gerçekten o kadar saf mısın diye düşündüm bir an. İnanıyor muydun sahiden kaderin cilvesine.? Sanki gökyüzünde oturup bize bakıyormuş. Sanki beş parmağı varmış da piyon gibi sürüyormuş bizi. Sanki bizim seçimlerimiz değilmiş gibi. Kim öğretti sana bunu. Söyle. kim kandırdı seni.? Sana bir kalp verilmiş, bir de akıl ama sen değilsin kullanacak olan. Kendi eylemlerin değil başına gelecekleri belirleyen. Avaz-avaz haykırasım var: Her sey bizim elimizde
aptal! kavuşmak sadece bizim elimizde. Oysa susmuş oturuyorum. Titrek dudaklarımla gülümsüyorum, düşünceli. Ne hazin değil mi? Sen her şeyi böyle apaçık görürken karşındakinin görmemesi."Her kelimenin altında yatan büyük anlamlar ve büyük duygular. Kitaplarda yazılan sözcüklerin derinliği o kadar parlaktı ki, sadece dinlerken bile çekiliyordu insan. Jungkook'un arkadaşı ve aynı zamanda ortağı olan Jimin evi gezerken gözüne takılan bir kitabı almıştı eline. Ve şimdi salonda ikimiz oturuyorduk. O ise yüksek ses ile benim için ve kendisi için kitabı okuyordu.
İnsanların kitaplara olan ilgisizliği beni hep üzüyordu. Kitaplar gerçekte yaşanması gerekenleri yazıyordu. Keşke bir kitapta yaşasaydım. Çok nezih ve rahat olurdum. Karakterlerin anlayaşı ve sevgi dolu oluşu, göz doldurucuydu. En önemlisi iki aşığı anlatan kitaplardı en çok ağlatan. En güzel hikaye onlarındı. Ben de isterdim Jungkook ile birlikte bir hikayede olmayı.
"Biri kitap okuduğunda dinlemek hoşuna gidiyor sanırım.?" Dalıp gittiğim düşüncelerden sıyrılmıştım. Gözlerim ile , telefon görüşmesi için dışarı çıkan ve hâlâ geri dönmeyen Jungkook'u aramıştım. Jimin'i cevapsız bırakmamak için ona döndüm.
"Şey.... Evet. Yani sanırım."
İlk kez olduğu için hoşuma gitmişti sanırım. Normalde kitap okurken sessiz bir ortam olmasına dikkat ederdim. Küçük bir çıt bile çıksın istemezdim.
"Devam etmemi istermisin.?" Dediğinde heyecan ile bakmıştım ona. Sesi çok güzeldi ve sesli kitap okumak ona yakışıyordu.
"Olur." Dedim heyecanımı sesime yansıtarak. Bu heyecanıma o da gülümsemişti. Ve elinde ki kitabın sayfasını çevirmişti.
"Bu güne dek hissettiğim en güzel şeydin sen. Ve hayatım boyunca öyle kalacağına inanmıştım. Bunun ne kadar sınırlayıcı bir duygu olduğunu biliyor musun.? Bu genç yaşımda hayatım boyunca tanıdığım en neşe veren insanı yaşadığımı sanmak. Hayatımın geri kalanını sadece bununla yetinerek nasıl geçireceğim? Balın en ham halini tattığımı ve diğer her şeyin rafine ve yapay olduğunu düşünmek. bundan öteye yol olmadığını. Önümde uzanan tüm yıllar toplansa da senin verdiğin tadı vermeyeceğini." O kadar anlamlı kelimeler sıralanmıştı ki art-arda. Gözlerim dolmadan duramadı sanki. Böyle bir aşkla karşılaşmak isterdim. İmkansız gibi görünsede böyle bir aşkın var oluşu beni bulsun istedim. O kadar derin bakıyordum ki, Jimin'e gülüşü yayıldı yüzüne. Yanlış anlamasın diye bakışlarımı çekmek istedim. Tam o sırada burnuma doldu öfke dolu Feremon. Buram buram öfke kokuyordu. Ardından duydum Delta'nın sesini.
"Taehyung." Soğuk ve samimiyyetden yoksun sesi ile bakışlarım onu buldu. Kaşları çatık, çene çizgisi sertleşmişti. Görüşmesi kötü geçmiş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Lak'ech {TaeKook}
FanfictionOmega Kim Taehyung ve Delta Jeon Jungkook aile baskısı ile evlenmiş iki genç kurtlardı. Tahyung için Sadece evlilikleri değil hayatdaki tüm kararları aile baskısı ile verilmişti. İlk gecelerinden sonra bir-birilerine karşı olan şehvet ve yoğun aşk d...