• 'Gördüğün gibi değilim' •

232 18 6
                                    

Heyyo
Nasılsınız bebekler.?

Her an yine aylarca bölüm atmaya bilirim:)
Bu biraz size bağlı aslında

Çünki ne oy var ortada ne de yorum. Bunların olmaması benim motivemin ve yazma hevesimin kayb olması demek anlayışlı olunuz lütfen.

Yinede bu size bağlı dediğim gibi.

Neyse
Moral bozmayalım

İyi okumalar dilerim kar tanelerim ~ ⸜❤︎⸝‍

.

.

.

.

⋆⁺₊⋆ ☀︎ ⋆⁺₊⋆

Uyandığımdan beri toz alıyordum. Evi temizlemek şu anlık en hoşuma giden şeylerden bir tanesiydi. Çünki sıkılıyordum. Kitap okumak ve tatlılar yapmaktan başka bir şey yapmıyordum. Bu gün ise erkenden uyanmış ve evi temizlemeye başlamıştım. Jungkook ise hâlâ uyuyordu. İş saatı geçiyordu ama o hâlâ uyanmamıştı. Onu asla ben uyandırmamıştım, hatta bazen benden bile erken kalkar ve giderdi. Ama çoğu zaman ben erken kalkar ve ona kahvaltı hazırladım. Onunla birlikte kahvaltı etmek çok hoştu. Gerçi Jungkook ile herşey çok hoştu... Ona olan çekimim çok farklıydı ve ben buna nasıl bir isim vereceğimi bilemiyordum. Daha önce tatamadığım duygulardı. Normal olarak anlamakta zorluk çekiyordum. Gerçi anlasam bile gizli tutmam gerekmezmiydi.? Jungkook ile sadece ailelerimiz istediği için evlenmiştik. Belkide onun hayatında birisi vardı. Bir Vitası varmıydı acaba.? Yada ruh eşi.? Yada belkide bir omegası vardır. Gerçi hiç üstünde öyle bir feremon kokusu almamıştım. Ama bu belkileri kafamdan atmam için bir sebeb değildi...

Ben kiyfet odasının temizliğini bitirmiş ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa inmiştim. Fakat üstü çıplak bir Jungkook beklediğim bir manzara değildi. Elinde siyah kahve kupası vardı. Sanırım yeni uyanmıştı. Ses çıkarmadan elimde olan bezi bir kenara bırakmış ve ellerimi yıkamak için banyoya gitmiştim. Elimi yıkadıktan sonra mutfağa tekrar indiğimde bu kez oturmuş ve bir dosya inceleyerek kahvesini içiyordu. Kahvaltılıkları hazır buzdolabına bırakmıştım. O uyanana kadar masada bekletseydim soğurdu ve hiç tadı olmazdı. Bazen çok akıllı oluyormuşum.

Kendi kendime kıkırdarken Jungkook'un yanına gelmiş ve sessizce günaydın demiştim. Bana karşılık vermiş ve gülümsemişti. O dosyasını incelerken ben kahvaltı masasını bir çırpıda hazırlamıştım. Onun bitmiş kahvesinide yenilemiştim. Gülümseyerek teşekkür etmiş ve yemeğini yemeğe başlamıştı. Bende karşısına oturmuş, sessizce yemeğe başlamıştım.

"Bu gün işe gitmiyorum." sesini duyduğumda tabağımda olan bakışlarımı ona çevirdim. Uyanmamasından tahmin etmeliydim aslında. "Birlikte bir şeyler yapmak istermisin.?" dediğinde gözlerimden ışık çıktığına emindim. Onunla bir şeyler yapmak... Benim için bir nimetti. Hızlıca başımı onaylar bir şekilde sallamıştım bende.
"Yada sadece derteleşe biliriz.? Sohbetde olur.?" bu kez dudaklarımda hakimiyyetini süren sıcak gülüşüm ile elimdeki çubukları masaya bırakmıştım.

"Benim için fark etmez." demiştim çekinerek gözlerine bakarak. Onunla göz-göze gelmeye yeni-yeni alışıyordum. Çünki kalbimde bir yerlerde bir titreşim oluyor gibiydi. Gerçi bunada anlam veremiyordum ama neyse.

"O zaman al kahveni ve jelibonunu gel kütüphaneye." dosyasını eline almış ve bana göz kırparak gitmişti.

Benim için bir çekmece dolusu abur-cubur aldığını söylesem inanırmısınız.?

In Lak'ech {TaeKook} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin