•4•

661 110 217
                                    

Oy ve yorum 🌨️
•••

"Bu arada evime nasıl girdin sen?"

"Gerçekten." Gözyaşını silip güldü. "Ağlarken bunu mu soruyorsun?"

Durumun saçmalığının farkına varıp bende güldüm. Sadece aklıma aniden gelince soruvermiştim. Çünkü cidden merak etmiştim bunu.

"Bilirsin." Dedim yüzümü koluma silerken "Diğer hayaletlere karşı önlem almam gerekebilir." Bu ona kahkaha attırmış her zamanki gibi ellerini birbirine vurmasına neden olmuştu.

"Senin tek hayaletin benim Yang Jeongin. Bundan emin olabilirsin."

Derin bir nefes aldım. İlginç bir şekilde bu iyi gelmişti. Her ne kadar dokunamasam da güven verici gözleriyle beni ikna edebilmişti.

"Şey bu biraz hoşuma gitmiş olabilir" dedim oyuncu tavırla. O ise gülümseyerek bana bakmıştı. Şu an kimsenin görüp benimde dokunamadığım hayatımın idolüyle kendi yatağımda oturuyorum. Hayat garipti cidden.

"Yataktan nasıl düşmüyorsun?"

"Bak şimdi bak şimdi bende yeni keşfettim."

Küçük çocuk gibi heyecanlanıp derin bir nefes aldı. Bir anda yatağın içinden geçtiğinde gözlerim açılmış ve şaşkınlıkla bakmıştım ona. Ne yani kendi elinde miydi bu?

"Kimsenin beni görmemesini ve dokunamamasını saymazsaaak sence de özel güç gibi değil mi? İstediğim zaman cansız varlıkları tutabiliyor veya içlerinden geçebiliyorum."

Güldüm bu haline. Cidden çocuk gibi anlatıyordu.

"Cidden öyle. Hadi düzel böyle..." Karnıma gelen kafasını tutar gigi yaptım. "Tuaf oluyor."

Gülüp kalktı ve tekrar oturdu yatağa. Sert oturmasına rağmen yatakta hiç hissetmemiştim. Cidden özel güçlere sahip gibiydi şu an. "Belki." Dedim aydınlanmış halimle. "Özel güçlerin gerçekte de vardır ve o yüzden bu haldesindir yani yanlış kullanmışsındır gücünü. Ha ne dersin? Olamaz mı?"

"Heyecanlı halin cidden sevimli. böyle kuyruğun çıkmışta sallıyormuşsun gibi hissettiriyor."

"Hey! Cidden ne olarak görüyorsun sen beni?"

Bir şey demeden yatağa tamamen uzanıp tavana bakmaya başladı. Bende onun aksine yüz üstü yattım ve kafamı o tarafa çevirerek onu izlemeye başladım. Gözünün altında ki ben... Çok muhteşemdi.

"Çok ağlıyor musun hyung?"

Kafasını bana doğru dönderdiğinde içimde ki fanboy çığlık attı. Hissetmiştim. Haklıydı da. Baya yakındı şu an.

"Şey günlük rutinimdi?" Komik bir şeymiş gibi güldüğünde kaşlarım çatıldı. "Nasıl desem hayat zor, idol olmak daha zor Jeongin-ah. Ne oldu neden sordun? İdol hayatını mı merak ediyorsun?"

"Hayır. Sadece... Bir yerde..." Elimi kaldırdım ve beninin olduğu yere okunur gibi yaptım. İçinden geçmesin diye havadaydı elim. "Gözünün altında ben olanların daha çok ağladığını duymuştum."

"Sildirmem gerek desene."

"Ama- hmm. Sen bilirsin."

İstemeden dudağımı büktüğümü fark ettiğimde hemen toparladım kendimi. Sonuçta bu onun kararıydı. Bana laf söylemek düşmezdi. Ayrıca. Öhom. Kimse onu görmüyor sildiremez ki.

"Benimi de mi seviyorsun yoksa?" Dalga geçtiği belliydi. Zorda kalmamı istiyordu sanki. Yalpalamamı ve utanmamı felan bekliyordu ancak benim inkar etmek gibi bir durumum yoktu.

Remember me •Hyunin• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin