1.1

1.5K 136 10
                                    

Bugün annem geri dönecekti evine. Bende o yüzden gitmemiştim okula. Yaklaşık iki haftadır burada kalıyordu annem ve 2 hafta boyunca gidememiştim kütüphaneye. Çantasını hazırlayan annemin yanına gidip oturdum. "Anne ya. Biraz daha kalsaydın ya." 

"Kız baban ne yapsın?" başımı omzuna koyup derin bir nefes aldım. "Arayı açma babam ile gel bir dahakine." dedim. "Sen gel sen. Özlemedin mi evini?" diye sordu. "Özlemez miyim hiç?" 

"Okulun ahlakın ve imanından sonra en önemli şey kızım. Bir gün biz olmayacağız. Ama mesleğin ahlakın ve imanın hep senin ile olacak. Bu ahlaklı halini kimsenin bozmasına izin verme olur mu? Bak sokakta görüyoruz hep kız kapalı ama kendisine haram olan bir erkek ile el ele tutuşuyor sarılıyor." deyince ona hak verdim.  "Veya çok güzel bir müslüman iken  bir arkadaşın oluyor ve bütün dengeni bozuyor." dedim. Annem beni öpüp ayağa kalktı. "Hadi hadi toparlan sanki nereye gidiyorum istediğin zaman gel kızım." dedi. Gülümseyip bende ayağa kalktım. "Hadi sen çantanı hazırla ben de sana yolluk bir şeyler hazırlıyayım." deyip mutfağa gittim. Kurabiye yapmak için malzemeler çıkardım. 

Kurabiyeleri fırına attıktan sonra buzdolabındaki sigara böreklerini çıkarıp onları da kızarttım. Börekler bitince kurabiyeler de bitmişti. Hepsini bir kaba koyup kendime de biraz kurabiye ayırdım.

Annemin otobüsünün kalmasına bir buçuk saat vardı. "Hadi hazırlan annem çıkalım anca gideriz." deyip annemin yanına geldim. "Tamam kızım git sen hazırlan." dedi annem. Bende bir şey demeden odama girdim. Siyah pantolonumu üstüne de krem rengi sweatshirtimi giyip bordo başörtümü taktım. "Anne ben hazırım deyip odamdan çıktım ve mutfağa girdim. Börek ve kurabiyeleri alıp kapıya gittim. Annem de elinde bavuluyla geldi ve evden çıktık. 

Sohbet ede ede taksi çağırıp taksiyle beraber meydandaki durağa gittik. Annemi otobüsüne bindirip eve geri girdim. Girer girmez de kitabımı alıp geri çıktım. Uzun bir süredir gitmiyoruz kütüphaneye bir gidelim bakalım. 

Yürüye yürüye kütüphane gidip içeri girdim. Ömer yine görevli masasında oturmuş bir şeyler ile uğraşıyordu. Kapı sesini duyunca başını kaldırdı. Baş selamı verip canım koltuğuma oturdum. Kitabımı çıkarıp okumaya başladım. 

Okuduğum bölüm bitince saatin kaç olduğuna baktım. İyi iyi daha erkenmiş. Yerimden kalkıp kahve makinesinden kahve aldım ve geri yerime oturdum. Ömer'in olduğu yere çaktırmadan baktığımda göz göze geldik. Hemen başımı eğdim. Ama eğerken ani hareket yaparken elimdeki kahve üstüme dökülmüştü. Gitti güzelim sweatshirt. 

Ömerin uzattığı peçeteyi alıp üstümü sildikten sonra lavaboya gidip ıslattım. Geri koltuğuma döndüğümde Ömer'in hala orada beklediğini gördüm. "Nasılsınız?" diye sordu. "İyiyim." dedim. "Eee oturayım o zaman ben." dedim. O da önümden çekildi ve "Tabi." dedi. Koltuğuma oturup gitmesini beklemeye başladım. O gidince derin bir nefes alıp kitabımı geri açtım. 

Kitabımı çantama koyup kalktım. Bu sefer özenle seçiyormuş gibi görünmek için kalın ve bende çok ayrı bir yeri olan bir kitabı aldım raftan. Görevli masasına Ömer'in yanına gelip kitabı uzattım. "Bu kitabı alacağım." dedim. Kitabı alıp bilgisayardan bir şeyler yazdıktan sonra geri uzattı. "Cin alinin 2. kitabını bulamadıysanız şu rafta olacaktı." deyip çocuk rafını gösterdi. Ben de salak gibi baktım tabi. 

Ne ima etmeye çalıştığını anlayınca bezgince bakıp kütüphaneden çıktım. 



İnşAllah daha sık bölüm atabilirim. Yavaş yavaş fikir geliyor bana. Görüşürüzz

Kütüphane görevlisi -Yarı Texting |TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin