Çantamı takıp çıktım okuldan. Otobüs durağına kadar yürüyüp otobüs gelince de bindim. Boş bir koltuğa oturup evimin durağı gelince de indim.
Anahtarım ile evimin kapısını açıp içeri girdim. Üstümü değiştirip mutfağa girdim kek yapmak için malzemeler çıkarıp bir yandan da buzluktaki mantıları pişirmeye başladım. Mantılar pişerken bende hızlıca çikolatalı kek hazırlayıp fırına attım. Pişen mantıları çıkarıp tabağa koydum ve yemeye başladım.
Yemeğim bitince tabağımı bulaşık makinesine koydum ve pişen keki çıkardım. Dilimlere bölüm birazını saklama kabına koydum. Odama geri dönüp dün giydiklerimin aynılarını giyip aynı çantamı taktım. İçine telefonumu, kulaklığımı, akbilimi ve anahtarımı koyup fermuarını kapattım.
Mutfaktan kek koyduğum saklama kabını da alıp evden çıktım. Yürüyerek kütüphaneye geldiğimde içeri girdim. Görevli masasında Sema vardı. Gözlerim Ömer'i arasa da bulamadı. İlk defa Ömer'i burada görmediğim günü hatırlayınca bir titreme geldi. Sema'nın yanına gittim gülümseyerek.
"Sena hoş geldin." dedi. "Hoş buldum." deyip çantamı ve saklama kabını masanın üstüne koydum. Sema saklama kabına atılınca kabı elime aldım ve korudum. "Ömer'in bunlar." dedim. "Of Ömer yok işte boş ver hadi ver." dedi. Başımı sallayıp "Ömer nerede?" dedim.
"Bilmiyorum gelmedi bugün." dedi umursamazca. Saklama kabını bırakmadan telefonumu çıkardım ve Ömer'e mesaj attım.
Siz: Ömer neredesin?
Kütüphane görevlim: evimdeyim.
Siz: neden gelmedin?
kütüphane görevlim: gelmek istemedim.
Siz: Ömer
Siz: bir şey söyleyeceğim gelemez misin?
kütüphane görevlim: gelemem işim var
Siz: peki
kütüphane görevlim: af iyi geliyorum bekle
Siz: kütüphanedeyim :)
görüldü...
Telefonumu masaya koyup Sema'ya döndüm. "Ömer geliyor." dedim. Sema başını olumlu anlamda salladı. Sonra bana döndü ve sordu "neden çağırdın?" dedi. Bende gülümseyip alt dudağımı ısırarak "Gelince görürsün." dedim. Tek kaşını kaldırıp bana bakarken içeri birisi girdi.
Sema ona bakıp "Hoş geldiniz." dedi. Çocuk başını sağ olun anlamında sallayıp ilerdeki raflardan birinin önüne gitti. Rafa biraz bakıp raftan kalın bir kitap alıp geri geldi. "Şunu ödünç alacaktım." dedi.. Sema kitabı alıp burukça gülümsedi. "Çok güzel bir kitaptır iyi bir seçim yapmışsınız." dedi ve deftere bir şeyler yazdı. Sonra da kitabı geri uzattı çocuğa çocuk kitabı alıp teşekkür edip çıktı. Sema ya baktığım da o hala çocuğun arkasından bakıyordu.
"Ohooo uçmuşsun kızım sen." dedim. "Ne diyorsun Sena ne uçması?" deyip bana döndü. Sırıtıp başım ile kapıyı gösterdim. "İki saattir çocuğun arkasından arkasından bakıyorsun alık alık." dedim. Sema gözünü devirip önündeki deftere bakıp kapattı. Tam o sırada içeri Ömer girdi. Gülümseyip başımı eğdim ve dudağımı dişlemeye başladım.
Önümüze gelip durdu ve "Selamun aleyküm." dedi. "Aleyküm selam." dedik Sema ile aynı anda. "Bir şey söyleyecektiniz?" dedi. Başımı kaldırdım ve gülümseyip omzuna bakarak;
"Ömer ben düşündüm. Kabul etme kararı aldıım" dedim. Yüzüne baktığımda hayretliği yüzünden okunuyordu.
Nasılsınız canlarıııımm?
Sena'nın ani evlilik teklifini nasıl buldunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kütüphane görevlisi -Yarı Texting |Tamamlandı
Beletrie0534***: Aldığınız kitabın zamanı geçmiş. Lütfen en kısa sürede kitabı getiriniz. Sena: Ne kadar kabasınız. sena: ayrıca süresi geçmiş olamaz sena: daha yeni aldım. 0534***. Kitabı alırken kaç günde getireceğinizi belirtmemişsiniz? Sena: Evet o yüz...