4-sen deli yüreğe sahip bir genç adam, bana yenilme

182 26 21
                                    

Yn:biraz oy ve yorumla beni çok mutlu edersiniz kuşlarım, iyi okumalar<3

evgeny grinko-once upon a atime

yıkılan duvarlarda,kalbimi vatanımı bırakırdım istesen, gelir kalbine sığınırdım ev diye, sen deli yüreğe sahip bir genc adam, bana yenilme...

Yüreğimizde kavrulup duran bu savaşa bir isim veremezdim. Savaşmanın getirdiği yara izleri sinip kalırdı yüzümüze kan renginde lekeler misali, anlam veremezdim ama lanete aşık lanetli gibide vazgeçemezdim. Sanırım, onunla savaşmayı sevmiştim, anlamsız, tutarsız, kuralsız. Sahtelikten yoksun,sahici, bıçak kadar keskin, yara kadar acı...kavgası canımı sıkardı, ağıza alınmayacak küfürler sarf eder, aynı koşulda sebebi olurdum. Bu Jungkook, komünist, arsız jeon kimdi? Aslı neydi, adamlığında ne saklardı, yumrukları ateş gibi inmişti tenime, ateşini ne harlardı,o ateşi nasıl beslemişti ki şimdi deliler kadar öfkeliydi, öfkesinin kavurduğu o deli ateşinin korunda yanar mıydım? Kavgasının sertliğinde ezilir miydim? Ki neden sevmiştim? Anlayamazdım bazen, onu ve onun gibi birilerini. Karşıma çıkarsa konuşmak yorardı, bunu ikinci kez deneyimliyordum. Onunla göz göze gelmek, hayatın kırıcı adaletsizliğine değinmek, hiçbir sebebi yokken kalbimi huzursuz bırakırdı. Aklımın köşesinde şuan olduğu gibi düşünür dururdum. Neden bu kadar öfkeliydi ve o öfkenin içine sürekli beni de sürüklüyordu? Sebebi acımasızca kemiklerini kırmam mıydı? Hayat denilen dengesiz terazide sürekli şans niyetine andıkları yüksek sosyetede olmam mıydı onu bu kadar öfkelendiren ve gözlerime nefretle bakmasını sağlayan?

Kitaplarda okuduğu sosyalist sözcüklerin, güya dünya barışını sağlayacaklarına inandığı bir kaç filozofun veyahut siyasetçilerin ağızlarından düşüremediği sorumsuz soylular sınıfının bir parçası olmam çok mu çileden çıkartıyordu onu? Öyle olmalıydı muhtemelen. Şayet inciden farksız gözlerinde sahici bir nefret görmüştüm, tüylerim ürpermiş, karnım kasılmıştı benden bu kadar haz etmeyişini yüzüne bir ayna gibi yansıtmasına. Lakin mutlu da olmuştum, yıllar boyu insan oğlunun bana karşı olan duygularının gerçekliğini sorgulayıp duran tarafım onun bu sahici nefret duygularına hayran kalmıştı. Ağzından çıkacak kelime ne olursa olsun sorgulamazdım sanki. Bana yalan söylemez veyahut gerçek duygularını saklamazdı belki de. Nefret, yıllar boyunca omuzlarımda ağırlık misali çöken tek duyguydu bildiğim. Nefreti, öfkeyi iyi tanırdım ve komünist çocuk bana bunu en derin yaralarıma kadar hissettiriyordu. Hissediyordum efendim, annemden, babamdan görmediğim o sahiciliği, nefrettende doğsa samimiyeti hissediyordum. Yüzüme inen sıcak tokatlar korkutmuyor ya da üzmüyordu beni. Günlerdik beklediğim şeydi sanki, ağız dolusu küfürlerle dövülmek. En az komünist çocuk kadar gerçekten hislerini saklamaktan korkmayan biri tarafından cezalandırılmak. Beni cezalandırsın istedim, evet, evet gerçekten acımadan yumruklarını yüzüme biraz daha savurmasını istedim. Boğazıma oturan hissizliğe benzer yumruğa doğru aksın istedim yumrukları, nefesimi kessin. Beni o gerçek nefretinde dilediği kadar boğsun, boğsun istedim ki yine o evden yoksun eve giderken kaybettiğim çocukluğumun lanetini üzerimde nasıl onurlu bir adam gibi taşıdığımı görsün babam. Babam emaneti uğruna ne kadar çok savaştığımı görsün, en azından, en azından söylediği tüm aşağılayıcı kelimelerinden kısa bir anda olsa şüphe duysun.

İsterdim ki, şu komünistin öfkesi gibi parlasın bana ama sonra sönsün. Sahici duygularla, gerçek sebeplerle gelsin. Gelsin ki, onu anlayabileyim. Beni neden sevmediğini anlayabileyim. Kendimi zincirlediğim hapishaneden kurtarayım, cezalandırsın beni yine, yeterki o sevgisizlik denilen hissin bir anlamı olsun. Yıllardır gökyüzüne, bir insanın gözlerinin içine bakarken ki hissizliğime, bu kadar duygusuz, onuruna düşkün, şiddet yanlısı ketum bir adam olmama bahaneler, ne bileyim sebepler bulayım. Böyleyim, çünkü sebebi böyle diyeyim korkmadan. Korkmadan, korkmadan yaşayayım. Hislerimle, bilinmezlik olmadan. Neden yaşayıp, neden güne gözlerimi açtığımın sebebini bilerek, görerek sahiciliği şimdi. Sebebi nefret, sebebi yere batsa iz çıkarmaz fikirlerden doğan saçma kavgalar olsa dahi. Göreyim nefretini, göreyim. Korkmadan bakabileyim, korkmadan.

Filotimo | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin