7-büyük adamlar

284 26 25
                                    

fleurie-love and war

sığmaz sokağa yüreğin, ateşin yaşından dahi büyük. Kessin kurşunun lafımı acıtarak. Öğretsin bize sokak, nasıl olunur büyük adam?

Hani büyütürdü sokaklar bizi? Ana rahminden çıkar, kundaklara sarılır, en temizinden anne sütüyle beslenip, ta ki küçük ayakların üstüne basana kadar yaşam denilen sokağa adım atamazken, koca bir delikanlı olunca sığmazdık hiçbir yere? Hani büyütürdu sokaklar bizi, ilk kavgamızı ederken. İlk kaybolmuş, yolunu unutmuşken? Hani adam ederdi bizi sokak, insanlarla tanışmak, hayatın özünü görmek, tatmak. Hani büyütürdü sokak bizi, en çetin yolllarda korkmadan yürürken, tek korkusu tanrıyken. Bilir miydi sokak, bizi büyütmeyi? Siz daha toysunuz ama ben size hayatı göstereceğim demeyi? Sokağın dili olsa konuşur muydu benimle? Öyle sert, gerçekci. Diktatör, soğuk bir babamın sol yanağına inen tokadı kadar. Döver, sersemletir miydi beni sokak, hayatı en ince detayına kadar gösterirken? Şimdi elim kolum bağlı bir halde, dalgın ruhumun köklerini cigerimde, hatta yüreğimde sanki yük olmuşcasına taşırken, kaçabilir miydim en büyük lanetimden. Uğruna savaşacak hiçbir şeyim yokken, ondan kaçmayı göze alabilir miydim ki? Bilemiyorum, kestiremiyorum. Neden böyle oldu halim, halimiz? Kimi kızdırmıştım, üzmüştüm de bu kadar ruhu dengesiz, avarece dolanıp duruyordum. Üstelik ayaklarımda derman bile yokken! Ah, şu anarşist yok mu efendim! Ne belaydı insanın başına. Şu ruhumun sızısına derman bile yok sanki. Temimi inceden inceden yakan bir sızı var, öyle ki dudaklarım kurudu, ellerim uyuştu ve başım döndü. Sırtımı oturduğum barakadan ayırıp uzandım. Soğuk rüzgara yasladım lanetli ruhumu. Çözülecek onca mesele varken, yük oldu bana yine. Yine bana en büyük ceza oldu, hissediyorum. Evet, evet hissediyorum efendim, üstesinden kalkacağım türden bir sızı değil bu! Kaçabileceğim her yol şimdi çok karanlık ve ıssız. Ve ben karanlıktan hep korktum.

O, soylu ailenin, asker bir babanın tek oğlu korktu karanlıktan. Kendimi gizlememesem, utanmadan, sakınmadan yine korkarım karanlıktan. Yine olsa yine, korkarım karanlıktan ve saklanırım yatağımın altına. Akşamında babamdan bir güzel azar işitip, delikanlı olmamı gerektiren tokatları sebebiyle beraber suratıma yerken. Yine olsa, yine korkarım. Fakat şimdi, korktuğum, ruhumun titreyip, uyuştuğu tek korkum karanlık değil. Fark edilmekten, o yakıcı hissin bedenimi ele geçirebildiği gibi ruhumuda kıskacına almasından korkuyorum. Karanlığın içinde anarşistin beni ışığı ile boğmasından, kanatmasından delicesine korkuyorum. Korkuyorum evet, çünkü bu korku başka bir korku. Başka bir sızı, ve farklı bir etkisi var ruhumda. Bu korku acıyı bile sevdirir insana. Bu korku beni deliye bile çevirir. Elimi kolumu bağlar sıkıca, yürümeyi, akıllıca konuşmayi unuturum. Korkarım hep, onun narin elleri tarafından boğulmaktan ve nefes alırken dahi nefessiz kalmaktan. Sokaklardan korkarım, sanki hepsi ondan yana. Sanki hepsi bana düşman.

Kendimi bulmaya çalıştığım sokaklarda onu bulurum hep. Yoluma o çıkar, kapıların kilitleri hep onda olur. Sussuzluğun illeti o olur, ayaklarımda güç kesilir, gücün, kudretin bile sahibi o olur. O olur, o anarsişt. Kendimi bulamazken, onda kaybolurum. Onda, onun asi gözlerinin, ışığında. Işığında hep. Bütün sokaklar ondan yana, bütün
caddeler, kaldırım kenarları, sanki, sanki başımın üstündeki göğ bile. Ondan yana. Suçlusu benim bu halimin, hakim karşısına çıksam beni suçlarlar, beni mahkum ederler. Sen neden buradasın, ayakların neden burada? Gözlerin niye değiyor gözlerine? Madem bu kadar gazap dolusun, ne diye ruhuna ilişmesine izin veriyorsun? Hatırlıyorum, karşılaştığımız ilk gecede acımamıştım ona. Kemiklerini kırmış, etini morartmıştım, ağıza alınmayacak laflar etmiş, canını çok yakmıştım. Şimdi ödeşme zamanıydı. Ilahi adalet ondan yanayfı şüphesiz, ki olsa bile şaşırmazdım. Tanrı bence beni pek sevmezdi. Döngüsel bir acının içine girmiştik ikimiz, belki kasten, belki zoraki. Şimdi acı çekme sırası bendeydi. Şimdi ben kanayacaktım, bir damla kan bile dökmeden.

Filotimo | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin