"kırıldıysan sessiz kal"

354 46 59
                                    

Hao'dan

Gözlerim kapalı bir şekilde koltukta otururken duyduğum ince tonla gözlerim aralanmıştı. "Hao~" Karşımda gördüğüm tanıdık yüz ile yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirmiştim. Karşımda beyaz gelinliği ile duran Yirende gözlerimi gezdirdim. Tam da kendi tarzı olan sade bir gelinlik seçmişti. Belki de bunu da o seçmişti.

Topuz saçı ve bıraktığı tutamlar sayesinde güzelliği daha da öne çıkmıştı. Yavaşça ayağa kalktım ve kravatımı hafifçe genişletip ceketimi düzeltmiştim. Yaşadığım, bir de son öğrendiğim şeylerden sonra artık hiçbir şeye hevesim kalmamıştı. Sehpanın üzerindeki zarfı alıp ceketimin iç cebine koydum. "Hao..bir sorun mu var?" Kafamı iki yana sallayarak gözlerimi karşımdaki güzel kadının gözlerine diktim. "İnandırıcı değil, daha bir hafta önce evleniyoruz diye havalarda uçuşan, herkese mutlu mutlu anlatan sen değil miydin? Ne oldu birden sevgilim?" Yirenin bana olan sözleri ile kafamı salladım ve ufak bir gülüş bıraktım ortama. Artık evlenmemizin ne önemi vardı ki? 

Derin bir nefes aldım ve dolan gözlerime engel olamadan karşımdaki kadına baktım. "Neden Yiren? Neden yaptın?" söylediğim şeyleri anlamamış gibi yapıyordu ama anladığını biliyordum. 4 yıldır benimle olan bu kızın tavırlarından ne yapacağını bile biliyordum. Sadece izin vermeyecektim artık daha fazlasına. Daha fazla beni kullanmasına izin vermeyecektim.

"Neyden bahsediyorsun Hao?" yorgunluktan çıkmayan sesimle ona baktım. "Neden beni aldattın diyorum? Yetemedim mi sana?" titreyen dudaklarımla cümlelerimi zar zor seçiyordum, bana bunu yaşatmış olsa bile onu kırmak istemiyordum. "Ne? Hao sen ciddi misin? Nasıl iğrenç bir imada bulunduğunun farkında mısın şuan ne aldatması?" Klasik suçlu tarifesi, bir de inkar edecekti tabi. Az önce ceketimin iç cebine yerleştidiğim zarfı çıkardım ve karşımdaki kadına uzattım. Yiren uzanıp sakince zarfı alıp açtı. İçindekileri çıkardığında yüzündeki o endişeyi herkes görebilirdi. Yutkunup gözlerini gözlerime çıkardı. "Hao.." sehpaya bıraktığım telefonumu aldım ve yanından geçmeden omuzunu patpatladım "Hiç kendini yorma Yiren, gerek yok." Kapıdan çıktıktan sonra karşımda duran çiçeklerle dolu hole baktım. Derin bir nefes alıp yavaşça ilerledim. Holde olanların hepsinin gözü bendeydi, bunu biliyordum. Bir şey demeden sadece salondan çıktım. Arkamdan bağıran annemi net bir şekilde duyabiliyordum. Şoförüme işaret yapıp arabaya bindim. Hızlıca o da arabaya dönüp bana baktı. "Gidelim Jian.. havalimanına, en yakın uçak biletini alacağım." Benim kararlı konuşmamla kafasını sallayıp arabayı sürmeye başlamıştı.

Kafamı cama yaslayıp kapadığım gözlerimle bir an önce bu ülkeden çekip gitmeyi isterken içimdeki o kötü hissi gönderemiyordum. Ona beni aldattığı için kızgın değildim, evlenemedik diye de üzgün değildim. Sadece kendime kızgındım ben, bunu hiç fark edemeyecek kadar salak olmama kızgındım. Her şeyden önce gerçek yüzünü görmeden olan isteğime kızgındım. Kendime üzgündüm sadece. Arabanın durmasıyla arabadan inip kapımı açan JianYu ile arabadan inmiştim. Kafamla ufak bir selam verip ona baktım. "Sen gelme devamında..hallederim ben, annemlere dikkat et sadece JianYu. Sana güveniyorum, sadece kafamı dinleyeceğim..daha fazla soru sorma lütfen." Söylediklerimle kafasını sallayıp bana sarılmıştı. Her ne kadar şoförüm olsada daha çok abi kardeş gibiydim onunla, ayrılmak şimdiden zor geliyordu bu ülkeden. Ama bana bu ülkeyi zehir etmişti, hayatım olmasını istediğim kadın.

ÇOK İKONİK BİR ŞEY ABİ FLSMFŞAMXLSMX KAÇAK DAMATLAR



tie tie-haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin