Hao'dan
Başlarda sadece arkadaşım olarak gördüğüm hatta aynı kaderi paylaştığımı düşündüğüm adamla beraber yaşamamın üzerinden baya bir süre geçmişti. Onunla geçen her zamanım bütün ömrüme bedeldi sanki şu 25 yaşıma kadar bomboş gelmiştim. O benim hayatımdaki tek doğruydu muhtemelen. Başlarda ondan 'bir arkadaş' olarak bahsettiğim kardeşime şimdi onu anlat anlat bitiremiyordum.
"Bugün de Hanbin ile yemek yemeye çıktık işte biraz yürüyüp geldik" kardeşimden minik kıkırdama gelince gülmemi tutamamıştım. "hmmm" karşıdan gelen sesle tekrar konuşmaya başladım. "Geçen gün beraber bisiklet sürmeye gittik, az kalsın sonumuz oluyordu. Ama o gün çok güzeldi biliyor musun? O kadar güzel bir gülüşü var ki gözlerimi ondan alamıyorum o gülümseyince neden-" aniden konuşmamı bölen kardeşim stemle konuşmaya başladı. "Yıllardır beraber olduğun kadın seni aldattı ve sen buna gram üzülmeyip şimdi şans eseri karşılaştığın çocuğu bana anlata anlata bitiremiyorsun. Hanbin hyung ile tanışmam gereken konular var hyung haberin olsun" söyledikleri yüzümdeki gülümsemeyi büyütmüştü. Haklıydı. Aldatılmak ilk düşündüğümde gerçekten çok üzmüştü ancak bu benim Hanbin'le yollarımın kesişme sebebiydi. Onun eşi olacak kuzenine ve Yiren'e gerçekten bu konuda minnettardım. Onlar olmasa şuan burada onun yatağında oturuyor olamazdım muhtemelen.
"Tek derdin bu olsun Ricky, yakında gelmiyor musun nasılsa? Tanıştırırım işte acelesi mi var?" karşıdaki ses kesilince telefonu kapattığından şüphelenip baktığımda hala açık olduğunu görünce telefonu tekrardan kulağıma götürdüm. "Ricky?" bir süre daha bekledikten sonra karşıdan ses geldi. "Bir dakika ilk söylediğim şeyleri reddetmedin? Cidden unuttun mu?" kardeşimin şaşkın ancak bir o kadar da mutlu gelen sesi ile gülümsemeden edememiştim. "Aklıma gelmiyor ki..yani Hanbin buna izin vermiyor. Hep benimle ve sürekli bir şeyler yapıyoruz. Düşünmeye vaktim olmuyor gecelere yorgunluk kalıyor o yüzden hemen yatıyorum" dediğim şeylerle 'yes be' diye bağıran kardeşimle güldüm. "şimdi kapatayım muhtemelen geldiler yanlarına gideyim olur mu?" kardeşimle ufak vedalaşmadan sonra telefonumu yatağa bıraktım ve odaya baktım. Hanbin'in odası olarak ayarlamıştık ancak ben hep burdaydım daha hiç doğru düzgün kendi odamda uyumamıştım bile. Onunla olmak bana huzur veriyordu. Artı olarak sürekli uyku problemleri yaşayan ben artık yatağa yattığımda kollarında olduğum adamın kokusuyla hiç zorlanmadan uyuyordum. Hanbin'i bulduğum için çok şanslıydım.
Aşağı indiğimde elinde poşetlerle gelen 4 çocukla yanlarına gitmiştim. Taerae de artık bize katılmıştı. Aslında Hanbin'in eski arkadaşlarındandı biz tanıştık ve sonra ev arkadaşımız oldu nasıl olduğunu anlamamıştık. Yine de Taerae'yi hepimiz aşırı derecede seviyorduk çünkü aşırı tatlı biriydi. Özellikle gamzesi onu daha da güzel gösteriyordu. Çocuklar ellerindeki poşeti tezgaha koyarken Gyuvin drama queenliği ile kollarını salladı. "Gerçekten sanırım öldüm bu ne ağır şeyler eşek ölüsü falan mı aldık yanlışlıkla??" Elindeki iki poşete bu kadar drama yapmasına gülerken fark etmiştim ki diğer üç çocuğun elinde bir çok poşet vardı. Ah bu çocuk kesinlikle kalıbının adamı değildi.
Gülümseyerek bana gelen Hanbin ile yüzümde ister istemez bir gülümseme oluşmuştu. "Bak sana ne aldım hyung~" cebinden çıkardığı emojili saç tokalarını gösterince gülümsemeden edememiştim. Neyi sevdiğimi çok iyi biliyordu. Su damlası, kırmızı kalp, papatya, beyaz kalp ve şeker emojileri olan tokalardan beyaz kalp olanı alıp saçıma tutturmuştu. "Beyaz kalp.. bi-senin saflığını, nezaketini ve masumiyetini ortaya çıkarır bence" Dudaklarından dökülen cümlelerle gülmüştüm.
Biliyordum ki bu beyaz kalp benim değil ilişkimizin saflığını, nezaketini ve masumiyetini gösteriyordu.
_____________________________
Eee kitapta konu diye bir şey yok bence.. devam etsem mi bıraksam mı kararsızım bir konu bulmam lazım fikirlerinizi belirtebilirsiniz(yorumda da dmde de) sizlerin isteklerine göre yönelebilirim, byesss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tie tie-haobin
Hayran KurguKarşımda ki takım elbiseli çocuğu gördüğümde gülmeden duramamıştım. Aynı durumda mıydık..cidden mi?