Gittikçe çekiliyorum sana

159 29 26
                                    

Seokjin izin gününde ne yapacağını bilmiyordu. Diğer arkadaşları meşguldü. Soyeon okuldaydı. Onun için şu an müsait olan tek kişi Sehun'du. Bu yüzden onun evine gidiyordu. İş arkadaşıyla dışarıda gezebilirdi belki de. Tıpkı arada çıktıkları gibi. Onun evine gidiyordu. Biraz günlük hayatı yaşamak istiyordu. İşi yüzünden gece hayatına iyi hakim olurken, gündüzleri ne yapacağını pek bilemezdi demiştik ya.  Sessiz dar sokakları geçti. Sıkılaşan binaların kenarından ilerledi.  Sonunda gelmişti arkadaşının evine. Açık kapıdan geçti ve merdivenleri çıkmaya başladı. Çatı katında yaşıyordu. Yorulsa da hızlıca çıktı merdivenleri. Nefes nefese son kapıyı çaldı. Saniyeler sonra açıldı.

"Yavaş çıksaydın ya."

"Tempom bozuluyor."

"Böyle de nefes nefese kalıyorsun. Gel içeri." Sehunla birlikte içeri girdi Seokjin. Daha önce onlarca kez geldiği eve. Kendi evine gitmek zor göründüğünde onun evine gelirdi. Sehunun motoru vardı çünkü. Otobüs kullanmaktansa onunla gelmeyi tercih ederdi.

"Bira içer  misin?" Dedi Sehun küçük dolabı açarken.

"Olur." Dedi Jin koltuğa otururken. Küçük bir yerdi. Seulde kiralar ateş pahasıydı zaten. 

"Canın sıkıldı değil mi?"

"Hmm. Yapacak bir şeyim yoktu geldim." Güldü Sehun. Bira şişesini ona uzatırken karşısına oturdu.

"İyi. " Seokjin kafasını salladı.

"Bu akşam Soyeon gelmeyecek." Seokjin şaşkınca ona baktı.

"Neden?"

"Arkadaşının doğum günü varmış. Başka yere gidiyormuş." 

"Yaa... Neyse dinlenmiş olur." Sehun kafasını salladı. Sehun geriye yaslanarak içkisinden içti. Sehun paketinden bir dal aldı ve ona verdi. Seokjin aldı. Cebinden çıkardığı çakmakla yaktı.

"Sen mavişle ne yaptın?" Seokjin kafasını kaldırıp ona baktı.

"Hangi maviş?"

"Şu yanına gelen çocukla işte. Bilmemezlikten gelme."

"Ah, o mu? Bilmem... En son arkadaşıyla kavga edip gelmişti yanıma."

"Ne? Arkadaşıyla kavga edip sana mı geldi?"

"Evim yakın diye gelmiştir."

Sehun güldü.

"Üç günlük tanıdığı adama dert yanmaya mı gelmiş yani? Diyorum Seokjin, bu çocuk senden hoşlanıyor. Seni kıskanması, bir şey oldu mu yanına gelmesi. Kim kime güvenir bu zamanda?"

"Kim üç günde birisinden hoşlanır o zaman?" Dedi Jin dumanı dışarı üflerken. Sehun dik bir şekilde oturdu ve elindeki şişeyi, sigarayı masaya koydu.

"Bak şimdi böyle duygular bir anda gelişir ve ben aşık oldum demezsin anladın mı? Zaman ilerledikce ona aşık olduğunu fark edersin. Bu ilk küçük hoşlantılarla başlar ve ilerler.
Siz daha başındasınız yani."

"Beni neden birisine yamamaya çalışıyorsun gibi hissediyorum? "

"Ya! Öyle deme. Sadece o çocuğu elinden kaçırmamanı söylüyorum."

"Eğer zaten benimse, bana gelir değil mi?" Evrenin işleyişi buydu! Senin olan seni bulur.

"Böyle beklersen hiç bir şey ayağına gelmez. "

"Bu konuda yapacağım bir şey yok."

"Tamam, bekle sen. Çocuğu da başkası götürsün. "

Seokjin ona bakmakla yetindi. Ancak içi içini yiyordu. Taehyung tatlı ve kibar birisiydi. Dostça yaklaşımı da vardı. Herkese karşı böyleyse elbette ondan hoşlanan olurdu değil mi? Dizini sallamaya başladı stresle. Ya birisi ona duygularını açar ve  ona evet derse?

Mavi saçlı çocuk Taejin/Vjin (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin