12. Bölüm

98 3 1
                                    

"Çünkü her merhaba bir elvedayla biter."

Şarkı: Mabel Matiz-Gel

-

Dudakları dudaklarımla buluştuğu anda bedenimi ısı sarmıştı. Ani bir refleksle Mert'i ittim. Ne olduğunu anlamamış bir şekilde bakıyordu. Öpmesine izin vermiştim. Kendimden tiksinmeye başlamıştım.

Ayağa kalkmamla kolumu tutması bir oldu. "Böyle davranma. İlk öptüğüm kız sensin ve tiksinmeni istemiyorum."

İlk öptüğüm kız sensin.

Cümle tüylerimin ürpermesini sağlarken gözlerim gözlerindeydi. Bir erkeğin ilk öptüğü kız olmak fazla güzeldi ve iyi hissettiriyordu.

"Hah! İlk öptüğü kız sen felan değilsin Mia. Kim bilir bugüne kadar kaç kızı altına aldı."

Aras çardağın kapısına omzunu yaslamış alaylı bir halde bize bakıyordu. Mert'in yumruklarını sıktığını görmüştüm.

Aras gitmemişti.

İç sesim 'gidemedi' diye fısıldarken bakışlarım sinirden pantolonunu sıkan Mert'deydi. Yüz kasları kasılmıştı. Sakin olmasını düşünmek amacıyla elimi elinin üstüne koydum.

"Hiç olmazsa kardeşim olan bir kıza kör kütük aşık olmuyorum Aras Aydınyer."

Hande'den...

Elimdeki unu Bora'nın üstüne boşaltmamla ağzı bir karış açık kalmıştı.
Kahkahamı tutamıyordum. Ben gülmeye devam ederken o hâlâ gömleğindeki unları eliyle silkiyordu.

"Hayır manyak mısın anlamıyorum. Öpmek istedim diye un mu atılır lan?"

Gözlerimi devirdim. Acaip romantikdik. Ne var yani öküz gibi öpmeye kalkmasa da izin istese? Üzerime atlamasını anlamadan yüzüme gelen unla beraber çığlık attım.

"Gerizekalı! Defol git ya!"

Üzerimdeki öküzü itmek için uğraşırken daha çok gülmeye başlamıştım.

Bora iyi hissettiriyordu.

Mia'dan...

Aras kolumdan tutmuş zorla yürütürken Mert'e attığı tekmeyi ve yumruğu düşünüyordum. Çocuk yerde bayılmış bir şekilde yatarken benim burda hiç bir çaba sarfetmemem saçmalığın başıydı.

"Aras, son kez söylüyorum bırak kolumu."

Söylediklerimi duymuyormuş gibi bir hali vardı. Beni görmüyordu. O cümle doğru değildi. Tamam biraz doğruluğu vardı. Kardeş olduğumuz kısmı tamamen doğruydu ama Aras'ın bana kör kütük aşık olabilme ihtimaline inanmıyordum. İlk başlarda yaptığı ve söylediği şeyler sadece beni kendine kardeş olarak çekmesi için bir sebepti. Ve başarılı da olmuştu.

Aptaldım.

Kardeşine aşık olabilecek kadar aptaldım. Hiç bir zaman aptallığını kabul etmeyen ben şimdi kabul ediyordum işte. Geldiğimiz çocuk parkına alayla baktım.

"Yetmedi mi Aras? Gideceğini söylemiştin. Gitmedin."

İfadesizce gözlerime bakıyordu. Boğulmak istiyordum o bakışlarda. Kardeşin o senin.

"Gidemedim. Herkes birilerinin hayatından gitmek istiyor ama ben yapamadım Mia. Ne kadar inanmak istemesem de kardeşiz siktiğimin dünyasında! Sevdiğin birine yaklaşamamak ne kadar acı verici bir durum haberin var mı? O sana bakarken tutup sarılamamak. Yanında olduğunu hissedip öpememek. Kalbim acıyo lan! Hiç biri için böyle hissetmemiştim ben. Kardeşime aşık oldum lan ben! Kardeşime.."

Aras hayallerimdeki prenslerden daha fazlasıydı. O, sadece kendini düşünmüyordu. İtiraf etmişti. Kardeşlik denilen bağ olmasaydı sarılmıştık şu an.
Ama onun gitmesi gerekiyordu. Benim de unutmam.

Unutmak bulutların denize inmesi kadar zordu.

"Konuşmak istemiyorum Aras. Sadece git. Ve birdaha karşıma ne olursa olsun çıkma. Bizi tek bir neden birleştirebilir.. Kardeşiz."

Yaslandığım ağaçtan bedenimi çektim. Sırtımdan çok kalbimdeki acı dinmiyordu. Severken git demek sadece ölümdü. Ben ise ölümün enlerini yaşıyordum. Yanımda istediğim insana 'git' diyordum. O kalmak isterken hemde.

Yanağımdaki ıslaklığı umursamadan balonun olduğu eve doğru yürüdüm. Mert kötü durumdaydı. Onu orda öylece bırakmak zorunda kalmıştım. Aras'ın zoruyla. Bahçenin kapısını hafif ittikten sonra içeri girdim. Yüksek şarkı sesi hâlâ balonun devam ettiğinin göstergesiydi.
Kolumdaki beyaz incili saate baktım.

22.56.

Aras'ın arabasındaki çantamı almam gerekiyordu ama şimdi tek önemli şey Mert'di. Ayaklarım çimlere basarken havuzun ışığı bütün bahçeyi aydınlatıyordu. Çardağın içinde karnını tutmuş öksüren Mert'i görünce endişelenmiştim. İç sesim sürekli senin yüzünden diye fısıldarken yere dizlerimin üstüne çöktüm.

"Mert.. geldim. Burdayım."

Koltuk altından tutup çardağa oturtmaya çalıştım. Yüzünde pek bir şey yoktu aslında ama karnına yediği sert tekme ile iyi değildi. Elimi dudağının kenarına götürüp kanı sildim. Bakışları yüzümde gezerken elini belime yerleştirdi. Hafif gerilsem de belli etmemeye şaşırdım. Yakınlaşmak istemitordum ama olmuyordu. Her ne kadar Aras'ı sevdiğimi düşünsem de Mert kendine çekiyordu. Bundan pişmanlık duymuyordum.

"Bi an benden tiksindiğini düşündüm Mia. Kazanmadığım birini kaybetmek istemiyorum. Eğer sende istersen benim olur musun?"

-

Selam selam selam.

Sakin olun Aras gitmedi. Gitmeyi de düşünmüyor. Sadece kısa bir süre kendine gelemeyebilir. Bende bilmiyorum açıkçası. Ama Mia'nın düşünceleri yüzünden ondan uzaklaşmayı düşünüyor.

Biraz kısa oldu ama tam istediğim gibiydi.

İyi geceler!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 28, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uzak BiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin