"Seninle mutlu olmak iyi. Başkasını istemiyorum."
Şarkı: Cody Simpson- La Da Dee.
-
Kahvaltı tabağındaki salatalıklarla oynarken zamanın geçmesini bekliyordum. Aras önce yemek yememiz gerektiğini ardından alışverişe gitmemiz gerektiğini söylemişti. Evet bunu bir erkekten duymak saçma geldi ama yılsonu balosu için açık saçık şeyler giymemem de kararlıydı.
Sevgili değildik. O da istemiyordu ben de. Dediğim gibi sadece takılacaktık."Şunlara tecavüz etmeyi bırak. Ye ve gidelim."
Yemeğini bitirmiş beni izleyen hayvana baktım. Bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı? Beğenme duygunu içinde tut Mia. Sevgili değilsiniz.
"Aras doydum. Öküz gibi yedim. Danalar gibi doydum kalkalım mı?"
"Tamam insan ol azcık."Dil çıkardım.
O kasaya ilerlerken ben de cafe'den dışarı çıktım. Sabahın bi köründe buraya gelmiştik. İnsanlar daha uyanmamıştı bile. Elimde hissettiğim eliyle beraber buz kesildim. Elim hariç bütün organlarım sağlamdı. Ama elimdeki soğukluk kalbimi neden yakıyordu? Bu kadar abartma Mia.
"Ellerimdeki çekiciliği biliyorum. Hadi oynat bedenini seni taşımak zor olur."
Piç gülümseme sergileyen Aras'a gözlerimi devirdim. Kaldırımda yürürken üstümüze gelen suyla ne olduğunu anlamadan kendimi çimlerde buldum. Yanımda da Aras'ı. Fıskiyeler hızını iyice arttırırken kahkaha atmaya başladım.
"Kızım manyak mısın? Ne gülüyorsun?"
Aras'ı da yerden kaldırırken düşen çantamı da sağ omzuma astım. Islanandığı için etrafa küfürler savuruyordu. Bu hali daha tatlı olmuştu.
"Tipe bak. Seni küçük yavru orangutan seni."
Bana tiksinerek baktı. Ardından kendimi yerde buldum. Ve klişe olarak Aras'ı da üstümde.. Kalp atışlarımı umursamamaya çalışıyordum. Üstümüze gelmeye devam eden su ona odaklanmamı zorluyordu.
"Sana yakınlaşmalı mıyım?"
Hayır. Evet. Kafamı onaylar biçimde salladım. Bana dokunmasını istiyordum. Fesat bir şekilde değil tabikide sadece dudaklarını dudaklarımda istemem suç mu? Değil.
Gülüp üzerimden kalktı. Ardından elleriyle belimden tutup beni de yanına çekti."Gerektiği zaman dokunacağıma yemin edebilirim Mia. Ama şimdi alışveriş olayımız var." Üstünü gösterdi. "Bu halde sana dokunamam."
Çok meraklıymışım gibi bir havası vardı. Islak olan saçlarını eliyle yana yatırdı. Ardından çenesinin ucuyla taksi arabanın olduğu otoparkı gösterdi. Evet Aras'ın arabasını daha bu sabah öğrenmiştim. 18 yaşında araba kullanması normaldi Türkiye şartlarında ama Aras'a pek güvenemiyordum. Trafikde sinirlenip katliam çıkarabilirdi.
Beyaz Q7'ye binince kendimi bulutlarda hissettim. Ailesinden sadece annesini biliyordum. O da konuştuğu zamandı. Bu kadar parasının olması beni şüphelendiriyordu. Benim babam bu kadar zengin değildi. Kendimi zaten büyük görmüyordum. Orta halli bir aileydik. Bir genç ailesinin yardımı olmadan ultra lüks arabayı alamazdı.
"Mia. Allah aşkına in artık. Ruhlar alemine mi gittin ne yaptın?"
Sağ tarafımda seslenen Aras'a çevirdim gözlerimi daha yeni araba sürmüyor muydun ya sen? Her neyse. Düşünmek iyidir. Hıh.
Bugün ikinci kez dilimi çıkartıp arabadan aşağı indim. Islak olduğumuz için bize tip tip bakan insanları umursamamaya çalışıyordum. Aras girer girmez beni bir mağazaya sokunca tökezledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzak Biri
Romance"İnsanlar bazen öyle şeyler yaşarlar ki acının derinliklerini hissederler. Bunları sana söylemek istemezdim emin ol. Ama ben sana bir şeyler hissetmeden önce açıklamam gerek. Evet. Senden uzak durmam imkansız. Bunu inkar edemem ama eğer beni istemez...