J : Bay Chan ben gidiyorum onu ben görmek istiyorum
B : tamam zaten o konuda anlaştık ya git gör onu
önce Bay Chan ' a teşekkür anlamında sarıldım ardından da Hemşireyi takip ettim
bir süre koridorda dolaştık hastanede bir sürü insan vardı ve herşey çok karmaşık görünüyordu , insanı bunaltan bir yerdi doktorlar fln buna nasıl dayanıyor diye geçirdim içimden
bir süre sonra büyük ihtimalle arkasında Minho'nun bulunduğu kapının önünde durduk
H : bak yakışıklı , sakın ona eskiden olan şeylerden çok bahsetme tamam mı bir anda her şeyi hatırlarsa tekrar bayılabilir , merak etme zaten bir iki haftaya herşeyi hatırlayacak yavaş yavaş , anlaştık mı ?
benimle sanki beş yaşındaki veletmişim gibi konuşmuştu ve bu biraz sinirmi bozmuştu ama yine de bana gülümseyerek bakan suratına karşı somurtmadım ve yalandan gülümsedim
J : tamam anlaştık , artık onu görmek istiyorum girebilir miyim ?
H : tamam gir hadi , dedi ve kapıyı açtı , açması ile her ne kadar heyecandan yere düşüp bayılacak kadar stresli olsam da belli etmemeye çalışarak yavaş yavaş içeriye girdim , o da ben içeriye girince kapıyı sakince kapattı
arkama bir bakış attıktan sonra yatakta duran Minho'ya baktım , etrafa garip garip bakıyordu nerde olduğunu çözememiş gibi ama çok komik ve tatlı görünüyordu aslında
onu korkutmak istemediğim için yavaşça yanına yaklaştım ve beni fark ettikten sonra biraz süzdü
M : sen burda ne yapıyorsun Jisung ?
içimden " oha beni unutmamış hatırlıyor , Allah'ım sana şükürler olsun kurban kesicem galiba çok mutluyum...bir dakka ya yaşadıklarımızı unuttuysa , lütfen unutmamış olsun Allah'ım , unuttuysa şu gıcık Changbin ' i , Felix ' i fln unutsun beni hatırlasın kurban kesicem lütfen " diyordum
J : beni hatırlıyor musun Minho ?
M : evet Jisung , bizim okuldaki zorba çocuk değil misin işte ?
J : y-yani tam olarak nasıl hatırlıyorsun bir anlat bana
M : yani Jisung seninle ilgili hatırladığım son şey depoda kilitli kaldığımız o kadar ondan sonrası yok
J : unuttun yani puf oldu
M : evet ve Lee Bit diye biri vardı hep yanımda ona ne oldu anlamadım , hep yanımda durup şunu yap bunu yap diyordu yok şuan
J : ne Lee Bit mi ?
M : evet bana demişti ki beni sadece sen görebilirsin başka kimse göremez ya da duyamaz , bu yüzden kimseye benden bahsetme yoksa seni deli zannederler dedi ama şuan yok
bu anlattıklarından fazla birşey anlamıyordum ama acaba Minho şizofren olabilir mi diye geçirdim içimden
J : şey peki bu Lee Bit neye benziyordu ?
M : sesi yüzü falan herşeyi benimle aynıydı ama hep kaos yaratmaya çalışıyordu , seninle uğraşmamı istiyordu
J : şuan onu görmüyorsun yani yok değil mi ?
M : hayır
yani başından beri Minho'nun bana yaptığı şeyleri Lee Bit denen şey mi yaptırmıştı , yani... bana yaşattığı ve söylediği şeylerin hiçbiri kendi fikri değil miydi... bu yüzden kaçıyordu demek ...
ister istemez gözlerim dolmuştu , Minho ile yaşadığım şeyler sadece bu hastalığı yüzünden miydi ? hiçbiri gerçek değil miydi ? bu soruların cevabı neydi bilmiyordum ama eğer evet ise ki büyük ihtimalle öyle , canımı çok yakıyordu ... ona aşık olmuştum sonuçta....
kafamı tavana kaldırdım ve ağlamamaya çalıştım , Minho gözlerini dikmiş bana bakıyordu , şuan benimle ilgili hatırladığı şeyler sadece gıcık biri olduğumdu bu kadar... gözümden kontrolüm olmadan bir yaş geldi ve hemen onu sildim
M : sen ağlıyor musun Jisung ?
J : h-hayır ne alaka...
M : iyi misin seni ilk defa ağlarken görüyorum , ne oldu ?
J : b-benimle yaşadıklarını... ya da işte Lee Bit yüzünden yaşadıklarını unutmana üzüldüm biraz...
M : ne yaşadık ki onun yüzünden ?
J : yani....işte iyi anlaşıyorduk , ben seni çok seviyordum çok değer veriyordum sana gıcıklık da yapmıyordum ama senin o zaman ki duygularını hiçbir zaman öğrenemedim her sorduğumda kaçtın benden , en son kaçtığın zaman da tuvalette ne olduysa kafan kanıyordu ve şimdi burdayız işte...
Minho kafasını iki elinin arasına aldı
M : ah şimdi hatırladım yani biraz , Lee Bit kafamı duvara vurmuştu hemde çok sert şekilde iki kere ama neden vurduğunu hatırlamıyorum
J : merak etme bir iki haftaya hatırlarsın o zaman herşey yerine oturur
Minho bana gülümsedi ve yine etrafa bakınmaya başladı
yanında duran sandalyeye oturdum ve içimdeki ağlama hissinin gitmesini bekledim ama kahrolası his bir türlü gitmiyordu , birinin küçücük lafına ağlayabilecek durumdaydım şuan
kafamı kaldırıp tavana baktım ama göz yaşları gözümden gitmiyordu en son çözümü Minho'ya bakmakta buldum ve ona baktım
tatlı tatlı etrafa bakıyordu ve hafiften gülümsüyordu şuan onu yemek istiyordum , öylece etrafa bakarken bir anda gözü bana kaydı
M : birşey mi oldu Jisung neden gülerek bakıyorsun ?
utandım ve yere baktım
J : hiç yok bir şey , dedim ve parmaklarım ile oynamaya başladım
biraz sonra Minho'nun elini boynumda hissettim , önceden öptüğü yeri tutuyordu , ben nasıl bu izi kapatmayı unuttum amk
M : bu iz ne izi ?
yutkundum ve gergin gergin ona baktım , ben şimdi ne diycem amk
~ Devam edecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anders Know || minsung
FanfictionANDERS KNOW "Jisung" Jisung ölmüş anne ve babasının mirasını kullanan şımarık ve zorba bir çocukrur . Gittiği okulda herkese zorbalık yapmaktadır ve kendini çok beğenmiş biridir . Herkes ondan korkuyordur çünkü öz amcası okulun sahibi olduğu için te...