Deodorant

92 7 13
                                    

Aynen planladıkları gibi mangala gitmişlerdi. Sadece tarih biraz ileri kaymış, planları tahmin etmedikleri bir yere gidiyordu. Tabii bu onlar için engel mi? Asla! Tüm hırsları ile gelmiş mangal yapmaya hazırlardı! Yani en azından yer seçmeye çalışıyorlardı. Kesinlikle her konuda kararsız oluşları bu konuda da öyleydi. Muazzam bir kararsızlık.
...

"Arkadaşlar size diyorum ki burda mangal yapılmaaaazzz!"
"Jay tanrı aşkına sus ya, nesi var buranın?! Mis gibi de yer işte!"
"Değil amk değil değil cici kardeşim değil!"

Tartışmaları bir son bulmazken Jungwon bir yer beğenmiş ve eşyaların tamamını yerleştirmişti bile.

"Kavgayı bırakıp buraya gelmek için 3 saniyeniz bile yok!"

Elindeki bıçağı hafif sallayarak konuştuğunda  Jay korkuyla yanına koşmuş Jake'te onu takip etmişti.
...

"Yeonjun benim bir fotoğrafımı çeker misin bebeğim?"
"Çekemem canım"
"Yeonjun hyung şurda bir fotoğrafımı çeksene~"
"İste yeter ki Sunoo!"

Yeonjun Soobin'i reddettikten hemen sonra Sunoo'yu kabul ettiğinde Sunoo Soobin'e dil çıkarmış ve koşarak hyungunun yanına gitmişti. Soobin ise;
"Duygularım darmadağın anlayamazsın..."
Diyerek diğerlerinin yanına yürüyordu.

Jungwon her şeyi hazırlamış, elindeki bıçağı ara ara sallayarak emirler veriyordu. Aslını söylemek gerekirse Jungwon elindeki bıçağı bir şeyler hazırlamak için değil de tehtit için kullanıyor. Yiyecekleri şeyleri hazırlama görevini Jay'in sırtına sarmış ve hepsi farklı bir şey ile uğraşmaya başlamıştı. Yeonjun, Sunoo'nun fotoğrafını çekiyor, Kai, Tae ve Soobin üçlüsü Beomgyu'yu ağaca bağlamaya çalışıyor, Heeseung onlara bakıp 'Benim oğlum sakattır' diyordu.
...

"Aayy!"

Sunoo'nun üzerin dökülen çay ile Heeseung, Jungwon da olan bıçağı alarak;

"Topunuz keserim, ileride oynayın!" diyordu.

Tabiki bu durum Jake, Sunghoon, Soobin ve Yeonjun'un hiç umrunda bile olmadı. Toplarını geri alıp oynamaya devam ederlerken bir şey unuttularını fark ettiler.

"SOOBİN GÖTÜNÜ SKM SENİN! LAN ÇÖZSENİZE BENİ GAVATLAR!!!!"

Evet. Beomgyu'yu ağaca bağladıklarını unutmuşlardı.

"Ya bence böyle çok iyisin be Gyu."
"Tae... ÇÖZ LAN BENİ!"
"Çok ağresifsin, seni papatya çayı bile düzeltemez aşkım."
"Aşkını götüne sokarım Tae. Çişim geldi çöz beni!"
"Banane altına işe!"
"Tae ne olur çöz bak cidden bir şet yapmicam, çişim geldi diyorum!!!"
"Of iyi be!"

İstemeye istemeye çözdüğü iplerden kurtulur kurtulmaz ağaçların arasına koşmaya başlayan Beomgyu'yu gördüğünde kahkaha atmıştı.

"Cidden çişin mi vardı?!"
...

Soobin, Yeonjun'u izlerken yemek yemeyi unutuyor ve bu fırsatı değerlendiren Jungwon onun yemeklerini de yiyordu.

"Benim yemeğim nasıl azaldı ya?"
"No biloyom Soobon."

Ağzı dolu olduğu için götünde konuşuyor gibi olsa da Jungwon gayet anlaşılır olduğunu düşünüyordu. Zaten Soobin de anlamıştı.

"LAN SEN Mİ YEDİN! PİS HAİN KEDİ!"
"Yeseydin sende!"

Hepsi ayrı ayrı gülerken Riki'nin boğazına lokması takılmış ve yutkunmakta zorlamaya başlamıştı. Göğsüne vurarak lokmanın geçmesi için uğraşıyordu.

"Ay bebek ölüyor!"

Sunoo sözlerinden sonra hızla Riki'ye su vermiş peşinden de sırtına vurmaya başlamıştı. Tabi bu seferde Sunoo sırtına vurduğu için su boğazında kalmıştı.

Yıldızlar Senin Gözlerin //YEONBİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin