15.Bölüm 🍂

995 56 31
                                    

Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı atlamayın lütfen ✨️

...

Turgan
Buraya gelirken, aklımı kurcalayan bir şeyler vardı başından beri. Samet, Kürşat'ı unuttu mu? Peşine düşer mi? Ama hep kendimi rahatlatıyordum çoktan unutmuştur diye. Aslında kendimi kandırmışım hep. Buraya geldiğimden beri Samet bir gün olsun peşimi bırakmamıştı.

Kürşat'ı bulması, ulaşması mümkün değildi. Biz söylemeyeceğimize göre, bunu kendi başına asla öğrenemezdi. Bu yönden içim rahattı.

Buraya geleli dört gün olmuştu ve ben her gün Mevsim'in mezarına gidiyordum. Mezarına gelmek, onunla dertleşmek bile iyi geliyordu bana. Belki cevap veremiyordu ama olsun. Onunla sadece konuşmak bile yetiyordu bana.

Buraya asıl geliş amacım, bazı mülklerin satış işlemleriydi. Onları hallettikten sonra, ablamla Turgay eve geçerken, ben onlardan ayrılıp mezara doğru yol aldım tekrar. Daha sadece birkaç adım atmıştım ki, koluma dolanan el, durmamı sağlamıştı.

"Dur Turgan. Konuşalım biraz." dedi kolumu tutan kişi. Tabiki de Samet'ti. Benden hâlâ ne istiyordu ya da ne bekliyordu bilmiyorum?

"Ne konuşmak istiyorsun? Aradığın şey bende değil anlamıyor musun hâlâ?" dedim ve kolumu çektim elinden.

"Turgan bak... Mevsim'i ne kadar sevdiğini biliyorum. Ondan son kalan emaneti öylece bırakmazsın sen. Bunu bilecek kadar iyi tanıyorum seni. Oğlumdan haberin olduğuna adım gibi eminim." dedi kesin bir sesle. Beni bu kadar tanıması canımı sıkmıştı. Belki tanımasa, daha ilk konuşmamızda bırakırdı bunun peşini. Ama Mevsim'e olan aşkımın büyüklüğünü ve ondan kalan son emanete gözüm gibi bakacağımı da biliyordu. Zaten onu vazgeçirmeyen de buydu.

"Samet... Ben sana diyeceğimi dedim. İlk başta evet, gözüm hep üstündeydi. Devamlı olarak haber alıyordum. Ama bir süre sonra koptuk. Çünkü numaraları değişmişti. Ne kadar uğraşsam da ulaşamadım. Yurtdışındaydım zaten. İmkanım yetmedi o zamanlar. Oğlunu yanlış yerde arıyorsun." dedim.

"Başından bana ulaşmalıydınız. Neden başkasına verdiniz ki? Babası vardı onun!" dediğinde güldüm. Gerçekten komikti çünkü. Babası varmış mış!

"Babası mı vardı? Neredeydi babası o bebek doğarken? Neredeydi o baba Mevsim sancılar içinde hastaneye kaldırılırken?" dedim ve yakalarından tuttum sinirle. "Neredeydin lan Mevsim son nefesini verirken?!" diye bağırdım. Çevre esnafı gelip, beni Samet'in yakalarından uzaklaştırdı zorla. Samet tepkisizdi. Bir şey demiyor, yapmıyordu. Sadece boş boş bakıyordu.

Beni ayıran adamlara sorun olmadığını söyleyerek uzaklaştırdım onları. Samet'e baktım tekrar.

"Bir daha karşıma çıkma Samet. Seni karşımda görünce, Mevsim'in kaybettiği gençliği aklıma geliyor. Bir daha sakın karşıma çıkma yoksa elimden bir kaza çıkacak." dedim ve eve yöneldim. Mezarlığa daha sonra giderdim. Önce eve gidip biraz kendime gelmem gerekiyordu.

...

Sene 1986, aylardan Nisan
Mevsim ve Turgan, lise ikinci sınıfa geçmişlerdi. Bu kez ayrı sınıftalardı. İkisi de çok üzülmüştü başta. Ama yapacak bir şey olmadığı için devam ediyorlardı.

Bu sene, Mevsim'in okuduğu sınıfa yeni bir çocuk gelmişti. O da Mevsim ve Turgan'la takılıyordu. Adı Samet. Başka bir şehirden, İstanbul'a taşınmışlardı, babasının işinden dolayı.

Kısa sürede kaynaştı üç genç. Samet, zamanla Mevsim'e karşı farklı duygular hissetmeye başlamıştı. Duyguları iyice yoğunlaşınca, Mevsim'e açılmaya karar verdi Samet. Ne olursa olsun, Mevsim'e duygularından bahsedecekti. Sonunda kendini hazır hissettiği bir anda Mevsim'e açıldı ve Mevsim'in kabul etmesiyle sevgili oldular.

Turgan, bu ilişkiyi duyunca içini büyük bir huzursuzluk kaplamıştü. Neden böyle hissettiğini bilmiyordu? Belki Mevsim'le çok yakın dost oldukları içindi. Belki Mevsim'le eskisi kadar çok zaman geçiremeyeceklerini düşündüğü içindi.

Ama aslında asıl nedenlerin bunlar olmadığını çok iyi biliyordu. Çok daha sonra kabullenecekti bunu.

Gidişat nasıl?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EMANET *bxb*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin