4

86 16 38
                                    

Şimdiki Zaman

Şemsiyesiz yürüyordum yağmurun altında. Ne bir psikolog, ne de bir psikiyatrist, yağmurun altında müzikle yürümekten daha iyi bir terapi verimi vermezdi.

Bir de yağmurun altında, müziklerini dinlerken ıslanmış bankta oturup denizi izliyorsan, hiçbir derdin kalmazdı.

Bunu demek ki sen de biliyordun....

Usulca yanına gittim.

Bugün karşılaşmayı hiç beklemiyordum açıkçası.

Beni görünce kulaklıklarını çıkarttın ve ellerini ıslanmış ceplerine geri soktun. Bana bakıp selam verdin. Selamına karşılık verdiğimde saniyelik gözlerini, öfkeli denizden ayırıp bana baktın.

"Demek ki sen de terapidesin?" Dedim. Bana gülerek karşılık verdin; "Evet, öyleyim." Mutlu oldum. Şu sıralar insan, kendisini anlayan birilerini bulamıyor.

En önemlisiyse, kendilerini anlatmadan anlayan birilerini hiç bulamıyor.

Ve ben, seni bularak hayatımdaki tüm şansımı orada harcamıştım.

Dedim ya, hiçbir şeyi harcarken bu kadar keyif vermemişti diye.

Sen benim, tüm sahip olduklarımı uğruna harcarken tek keyif aldığımdın.

Sen benim, hiç inmek istemeyeceğim atlı karıncamdın...

Sen benim, onca dileğim arasında, hayatımda gördüğüm tek kayan yıldızıma harcadığım saçma ama pişman olamayacak kadar güzel dileğimdin.

Özür dilerim, sen benim 'her şeyim' değildin. Sen benim, 'uğruna her şeyimi harcayacağım'dın. 'Her şeyim' asla olamazdın, çünkü ben 'seni' harcamazdım, 'senin için' harcardım..

Sen benim, tek kuyruklu yıldızımdın.

Uzaktaydın, ama ulaşılmaz değildin.

Benimdin, ama bundan habersizdin.

Ve ben, seni benim olduğuna dair haber ettikten sonra sana işte o zaman ulaşacaktım...

Ve sen, o zaman bana ulaşmak isteyeceksin... bana elini uzatacaksın... elimi bırakmayacaksın...

Sen, ömür boyu ömrüm olacaktın.

Çünkü ben, ömrümü yemeyi severdim....

Sen, benim olacaktın.

Çünkü sen; bana aittin, o kadar....

╰☆☆ 𝘋𝘰𝘯'𝘵 𝘗𝘳𝘰𝘱𝘦𝘭 𝘔𝘦 ☆☆╮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin