Ölü Çiçekler

80 22 14
                                    

Yıldızlar... Yıldızlar... Kalpleri kırılmış yıldızlar, insanlara benzeyen yıldızlar...
İnsanlara benzemek nasıl bir histi acaba? Güzel bir his miydi? Sanmıyorum insanlar iğrenç yaratıklardır onlara benzemek iğrenç olmalı... Küçüklükten beri kendimi insan olarak görmezdim çünkü insanlar acımasızdı, gaddardı, yalancıydı ,insanlar yüzsüzlüğünü maskelerle örten canlılardı ben hiçbir zaman acımasız olmadım ,gaddar olmadım ,yalancı olmadım ,yüzümü maskelerle örtmedim bunları yapmamışken nasıl bir insan olabilirim ki, olamazdım. Bazı insanlara bunu söylediğimde benimle alay ediyorlar "git de aynaya bak " diyorlar anlamıyorum insanların her şeyi dış görünüşe bağlamasını anlamıyorum... İnsanlar bazen dış görünüşün önemsiz olduğunu söyler öyleyse neden Uğur böceği gibi Hamam böcekleri de sevilmiyor?

Şarkı sözleri üzerine düşündükten sonra ayağa kalkarak arkamı döndüm, şarkı söyleyen kişi büyük ihtimale benim yaşlarımdaydı, soluk beyaz teni onu tıpkı bir ölü gibi gösteriyordu, dağanık dalgalı saçları yüzünün çoğunluğunu kapatıyor bu nedenle göremiyordum, onun yanına giderek hemen önünde oturdum "Şarkının sözleri güzel ama hepsi yanlış." Eğdiği başını kaldırarak bana baktığında fark ettim gözleri tıpkı yıldızlar gibiydi koyu kahverengi gözleri parlıyordu ama ölmüştü gözleri, yaşama dair tek bir parça, tek bir belirti yoktu gözlerinde...

Aynı anda ikimizde baş parmakları birbirimizin göz çukuruna bastırdık ve aynı anda "Gözlerin..." Dedik ikimiz ne garip ikimizde aynı şeyi görmüştük gözlerimizde.

İkimizde canlı gözlerimizde ölü yıldızlar barındırıyorduk...

"Gözlerinde ölü yıldızlar var" dedim
"Gözlerinde ölü çiçekler var" dedi

Gözlerimde ölü yıldızlar değil ölü çiçekler görmüştü "Neden yıldız?"
Elimi göz çukurundan kaldırıp işaret parmağımla gök yüzündeki yıldızları gösterdim "Bak onlar parlıyorlar mutlu gözüküyorlar ama..." Başını yine yere eğerek dağınık saçlarının gözünü örtmesine izin verdi "Ama?" Derin bir nefes alarak "Ama onlar güneşin ışığını yansıtıyorlar,onlar karanlık ve ölüler, yorgun ve üzgünler" Elimi indirerek "Peki neden çiçekler?" Diye sordum

İşaret parmağı ile yerdeki kumlarların üzerine bir çiçek çiçek çizdi, solmuş bir çiçek "insanlar çiçekleri büyütür bazı günler sularlar bazı günler ise bu damla suya muhtaç bırakırlar, eğer sokakta öylece büyüyen bir çiçeksen üzerine basar seni kirletirler." Ölü yıldızları ölü çiçeklerimle buluşunca birkaç dakika ikimizde konuşmadık. Çiçeklerime bakarken birşeyler anlamaya çalışıyormuş gibiydi. O benim beynindeki labirentte girmiş ve onun ellerine de bir harita verilmemişti.

Yalvarırım bayım, yalvarırım o labirentten çıkın kaybolmadan çıkın

Gözlerini gözlerimden ayırmadan "Gözlerin papatya gibi pis bir ayakkabının altında ezilmiş bir papatya... İnsanlar ne kadar basarsa basın temiz kalmaya yemin etmiş bir papatya." Ne kadar da haklıydı,

"Temiz kalmaya yemin etmiş papatya"

Baş parmağını göz çukuruma tekrardan koyarak daireler çizmeye başladı. Baş parmağını göz kapağımın üstüne hafifçe bastırarak göz kapağımı hafifçe kapatınca diğer gözkapağımı da kendim kapatım etraf karanlığa bürünmüştü nedense kendimi buraya ait hissettim herkesin kendisini ait hissettiği bir yuvası vardır,

Benim yuvam karanlık...

"Karanlıkta yetiştir ölü papatyalarını, belki o zaman canlanırlar, karanlık onlara çok yakışıcak"

Karanlıkta hayat bulan papatyalar

Gözlerimi açarak ona baktım ve göz çukuruna dokundum "O zaman sende Güneş'i söndür ölü yıldızlar sönsün Karanlık onlara çok yakışacak. Hem fark ettin mi herşeyin suçlusu güneş onu söndürmesek ne sen karanlığına kavuşa bileceksin nede ben" Omuz silkerek "peki" dedi ve başını tekrardan eğdi

YILDIZLAR SÖNÜYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin