Kitap tamamen en boktan ve en iyi olduğumda hissettiğim duygularla yazılmıştır.
Bu yüzden sizinde duygularınızı merak ettiğim için kendinizi tutmayın ve isterseniz hüzünle, isterseniz sevinçle hissettiklerinizi yazın.
Başladığınız tarihi alabilir miyim?
🤍
MAYDA TANRIVERDİ
Kadere inanırmısınız?
İnanmamalısınız.
Çünkü kadere inanırsanız, kabullenirsiniz. Ve ben artık bir şeyleri kabullenmeten çok sıkıldım. Tanrım...bana yardım et. Çünkü günah okyanusuna giriyorum.
Samsun, Atakum ????2021
"Onu buldun mu?" diye soruyor bana. Göz altları muhtemelen 1 haftadır sadece bir kaç saat uyumasından dolayı şişmişti. Mavi ışık yayan bilgisayarına - büyük ihtimal ilerde onu ciddi göz promblemleri yaşayacağı kadar yakından - öne eğilmiş şekilde bakıyordu. Masasının üstünde kaç tane kahve bardağı olduğunu sayamıyorum ama büyük ihtimal 100'den azdı. Bu iyi miydi kötü müydü bilmiyorum. Gerçi ben bu aralar neyi biliyorum ki.
Koltukta, kafam aşağı bakar haldeyken öne eğilmiş pozisyonda duruyordum. Ona baktım. Çok kısa bir süre gözlerimiz birbirine dokundu ama tekrar bilgisayarına döndü ve bakmaya devam etti.
Sorusuna hiç istemeden "Evet." Diye cevap verdim. Onu bulmak istiyormuydum? Hayır.
Peki şuan istediğim şey neydi? Derin bir uyku. Ah, evet. Bunu yapmayalı uzun zaman oldu."Onu buldum, çok yolcusu olmayan bir tünelin içindeydi. Yanındaki köpekle beraber arkaları dönük ve yere çökmüş bir şekilde bir şeyler kemiriyorlardı. Hala.. emin değilim yedikleri şeyin ne olduğunun...ama sanırım kargaydı.
Gözlerini bana çevirmeden hala bilgisayarına bakarken suratına iğrenir gibi bir ifade takındı. "İğrenç" dedi.
Bıkkınlıkla nefes verdim ve sanki muhabbetten hiç memnun değilmişim gibi kafamı tekrar aşağı çevirdim.
"Evet, iğrenç bir görüntüydü. Ona seslendim, beni duymadı. Ya da en azından ben öyle zannetmiştim." Tekrar sıkıntı içinde nefes verdim. "Ona seslenmeye devam ettim ama bana asla bakmadı ve o -karga olarak düşündüğüm şeyi- yemeğe devam etti."
"Yanına gitsem mi diye düşünürken yanında çocuğu olan ve elinde market poşetleri olan orta yaşlı bir kadın göründü. Ona tiksinti içinde baktı ve şöyle bağırdı; 'Hey! Seni piç! Seni buralarda bir daha görmeyeceğim demedim mi? Şikayet etmediğim yer kalmadı! Bir git artık be adam!'."
Bu sefer bilgisayarından sadece kafasını kaldırmadı, oturduğu sandalyeden kalkmadı ama bütün vücudu bana dönüktü artık.
"Dur tahmin edeyim." Dedi ukala bir ifade ve hiç içten olmayan alaycı bir sırıtmayla.
"Kadın 'piç' dediği anda o kadına doğru döndü değil mi? Hah.."Kafamı kaldırıp ona baktım ve doğrudan gözlerimin içine baktığını gördüm. Bu Bakışı biliyorum. Bu Bakışı tanıyorum. Bir insan başka bir insanın bakışını tanır mıydı? Tanırdı...
Devam etti beni yaraladığını asla bilmediği sözleri söylemeye.
"Aman ne duygusal. Oturup ağlayacağım şimdi. Hey baksana. Siktir et, boşver. Devam et, hadi."
Ona bakmaya devam ediyordum ama aslında yapmak istediğim şey bir duvar kenarına çömelip, kulaklarımı ellerimle kapatıp, gözlerimi yumup durmaktı.
O bakışların altında eziliyordum. Hah... Zaten onun için hazırlanmadı mı o bakışlar. O ilaçlar, iğneler, doktor sandığım organ mafyaları.
Formaları ve konuşmaları hayatımda gördüğüm en temiz işçiliğe sahipti. Fakat bilirlerdi ki o temiz işçiliğin kara lekelerini yine o lekeye bulaşanlar görebilirdi.
"Kadın ona bağırınca bir anda korkak bir tavuk gibi ne yapacağını bilemedi ve oradan oraya koşuşturdu. Biraz debelendikten sonra karanlık bir yolda gözden kayboldu. Kadın da gitti. Sadece ben vardım artık orda. Ah... Bi de köpek tabi, onu nasıl unutursam."
Bana bakmayı sürdürdü, bir iki dakika kadar hiç bir şey söylemeden bana baktı. Aniden oturduğu yerden kalktı ve üstüme doğru gelmeye başladı. Oturduğum yerde dikleştim ve ona bakmaya başladım. Üzerime yürüdü ve tam önümde durdu. Ellerini dizlerine koyarak bana doğru eğildi ve kafamla onun kafası arasında çok az bir mesafe bıraktı.
O güzel gözleri yüzümün her yerinde gezindi.
"Bu gün devriyeye sen çık. Ben çocuklara haber vereceğim. Anladın mı?"
Ona baktım. Sadece baktım. Ne evet dedim ne hayır.
Kafasını biraz sağa yatırdı ve tekrar söyledi.
"Anladın mı?"
Bu sefer bir tepki verebildim. Kafamı yavaşça evet manasında aşağı yukarı salladım. Bana o ne kadar güzel olsada korktuğum gülümsemelerinden birini gönderdi.
"Güzel." diye fısıldadı.
Doğruldu ve kapıya doğru gidip odadan dışarı çıktı. Uyumaya mı gidiyordu? Daha devriyeye 2 saat vardı, ben de uyuyabilirdim değil mi? Oturduğum kanepede yatış pozisyonuna geçtim ve gözlerimi kapattım.
Kapattım ki, Arman'ın gözleri rüyalarıma girmesin diye.
🤍
Merhabaaaa. Umarım bölümü beğenmişsinizdir çünkü kısa olsada benim içime sinen bir bölüm oldu.
Bölüm uzunlukları hakkında kesin konuşamam.
Yinede yazmaktan keyif alacağım ve yazdıkça paylaşacağım sizde yorumlarınızı eksik etmez ve oylarınızı kullanırsanız beni çok mutlu edersiniz.
Bir dahaki görüşmemize kadar hoşçakalın, kendize iyi bakın pişmanlıklarınızdan ders çıkarın.
Sizi seviyorum.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
Ciencia FicciónAşkım için intikam yolumdan vaz geçebilir miyim? Acı bazen öyle zamanlarda gelir ki, öyle bir yakalanırsın ki, o duyduğun acıyı bastırmak için çığlık çığlığa bağırsan bile geçmez. Ateşin üstüne su dökmek gibidir bazen hayat, geçsin diye medet umduğ...