Bölümde paragraf aralarına yorum yapmayı ve oylarınızı kullanmayı unutmayın!
DİKKAT! Karakterler 2024 yılındalar fakat hikaye 2021 yılında geçiyor. Bir nebze geçmişi anlatıyor diyebiliriz. Arada şimdiki zamana döneceğiz ama ben o kısımları 2024 diye yazacağım zaten. Kafanız karışmasın diye minik bir açıklama, gelecek bölümde karakterlerin kim olduğunu ne iş yaptıklarını öğreneceksiniz zaten. Öpüldünüzz <3
2.BÖLÜM
MAYDA TANRIVERDİ
🤍
Kabuslar sık görmem, çünkü bu hayatta yeterince şeyden korkmuyorum. Genelde insanlar yüksekten, örümceklerden veya karanlıktan korkarlar. Benim korktuğum şey ise onun gözleri. Yeterince uzun bakarsanız size istediğini yaptırabilirler.
Gözlerimi açtığımda hala kanepede yatıyordum. Yeterince rahat ve büyük olmadığı için her yerim tutulmuştu. Saate baktığımda devrireye daha yarım saat olduğunu gördüm. Bu sürede hazırlanmak için ayağa kalktım.
Attığım her adım sesi boş koridorda yankılanıyordu.
Bir insanı adım sesinden tanıyabilirmiydiniz?
O tanıyordu.
Derin nefesler eşliğinde uzun ve soğuk koridorları yarılarken karşıdan, İstanbul'dan yeni gelen görevlileri gördüm.
Tam olarak hangi konumdaydılar bilmiyorum ama üstündekilerden pek de bir mevkileri olmadığı belliydi. Yeni alınmış çaylaklardan biri olmalıydılar.
Yanlarından geçerken içlerinden biriyle çok kısa bir an göz göze geldim. Çok kısa bir andı ve hemen yanlarından geçip gitmiştim zaten.
Odamın olduğu demir kapıyı ittirdim ve çıkan sese karşılık yüzümü ekşittim.
Klasik yüksek bel bir siyah pantolon ve uzun kol, boğazlı bir body giydim. Botlarımı giydikten sonra kapının yanındaki komodinin üzerinde duran çakıyı aldım ve botumun içine sıkıştırdım.
Bunu yapmak istemiyordum ama kaçışım da yoktu. Pekala, plan şu; her hangi bir belaya bulaşmadan sessizce mekanı dolaş ve gel. Evet, çok kolay. Ne ters gidebilir ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
Ciencia FicciónAşkım için intikam yolumdan vaz geçebilir miyim? Acı bazen öyle zamanlarda gelir ki, öyle bir yakalanırsın ki, o duyduğun acıyı bastırmak için çığlık çığlığa bağırsan bile geçmez. Ateşin üstüne su dökmek gibidir bazen hayat, geçsin diye medet umduğ...