3: Ev

3.3K 376 59
                                    


..."Ne yani haberlerde insan öldürdüğümü mü söylediler?" kısa bir kahkaha attı ve devam etti. "Bir kişi bile öldürmedim. Hepsi intihar etti." sonda sesi kalınlaşmıştı. Anlamıyordum. Ne yapıyordu o zaman. Narsist yanını ortaya çıkarıyordu şuan sanırım. Konuştum. "E iyide eğer senin yüzünden intihar ettilerse sorumlusu sen olursun. Yani bu seni katil yapar." birkaç adım daha yaklaştı "Herkes ölümü kendi seçti. Benim yaptığım bir şey yoktu." dedi kalın sesiyle. Tanrım. Katil olan biri bunu nasıl söyler. Nefes vererek kafamı salladım. "Neden insanları kaçırıyorsun o zaman? V hiçbir şey anlamıyorum. Öldüreceksen öldür ve herşey bitsin. Senden istediğim bu." dedim. Üzerime geldi ve bir eliyle çenemi tutup yukarı kaldırdı. "Bana bak bücür, işime karışma. Konuşma hakkına sahip değilsin." dedi ve sertçe kafamı ittirdi. Arkasını dönüp diğer ikisine "Onu götürün." dedi ve arkamdaki kapıya doğru yöneldi. Suga ve RM beni sandalyeden kurtarmışlardı. Ellerim hâlâ arkadan bağlıydı. Bu sefer kimse yürümem için zorlamamıştı. Koridordaki odalardan birinin önünde durduğumuzda RM kapıyı açtı. Sakince beraber içeri girdik.

İçeride bir yatak ve ayrı bir şekilde tuvalet vardı. Birde neredeyse tüm duvarı kaplayan büyük bir cam. Dışarıyı görüyordu. Görülecek ne varsa. Ellerimin çözülmesiyle hala etrafı incelerken bileklerimi ovuşturdum. Arkamı döndüğümde o iki maskeli çoktan çıkmış ardından da kapıyı kilitlemişlerdi. Etrafı incelerken gözüme iki kamera takılmıştı. Biri kapı tarafında biri ise cam tarafındaydı. Çok geçmeden tuvalete girdim. Kapının bir kilidi yoktu. Ve yine aynı şekilde bir kamera vardı. İçerisi sadece bir el yıkama lavabosu ve bir alaturka tuvaletin sığabileceği genişlikteydi. Oradan da çıkıp eski püskü beyaz çarşaflı yatağa doğru ilerledim. Yanında bir komodin vardı. Komodinin küçük çekmecesini açtığımda içinde telefonumu görmüştüm. Hızlıca elime alıp telefonu açtım ama bu hiçbir işime yaramamıştı. Telefonum sıfırlanmıştı. Ayrıca burada internet olacağını da sanmıyordum.

Saate baktığımda 1'e geliyordu. Kapının yanına gidip ışığı kapattım ve koşarak yatağa doğru ilerledim. Oda genişti ve korkutucuydu. Kalın yorganı üzerime çekip uyumaya çalıştım. Ama nafile. Her hareketimde midem bulanıyor, karnım acıyordu. Kafamı yastıkta hareket ettirmek istediğimde ise yüzümün heryerindeki şişmiş morluklar kendini büyük bir acıyla belli ediyordu. Eve gitmek istiyordum. Yarın işe gidebilmek istiyordum. Bu korkunç yerde durmak istemiyordum. Daha fazla maske istemiyordum. Zaten berbat olan hayatıma bir yenisi eklenmişti.

Eğer V kimseyi öldürmediyse neden kaçırıyordu ki? Yani intihar etmediğim sürece hayattaydım. Yarın neler olacaktı hayal bile edemiyordum. Düşüncelerim beni uyutmuyordu. Yatağımda doğruldum. Gram uyku yoktu üzerimde. Sırtımı duvara yasladım ve ayaklarımı kendime çekip kollarımla sardım. V'nin yüzünü merak ediyordum. O yakışıklı sesin altında kim olduğunu merak ediyordum. O gözlerin sahibini görmek istiyordum. Ama bir yandan da korkuyordum. Görmek için yaklaştığım zaman canımı acıtırsa ya. Her baktığımda canım mı acıyacaktı. Ona sağlıklı bir şekilde bakmak istiyordum. Maskenin altındaki gerçeği canım acımadan görmek istiyordum. Eminim ki sadece hayaldi bu düşündüklerim.

...

Sabaha karşı umutla gözlerimi açtığımda hala aynı odada bulunmamla gözlerimi sıkıca kapatmıştım tekrar. Bunların bir rüya olmasını umuyordum. Gece olduğum gibi uyumuştum ve hala aynı pozisyondaydım. Yerimde sallanarak sayıklamaya başladım. "Gözlerimi açtığımda evde olucam. Yatağımda uyanacağım. Hepsi bir hayal olacak. Rüyamdan uyanacağım." gözlerimi tekrar açtığımda hala aynı yerdeydim.

Yerimden titreyen bacaklarımla zorla kalkıp tuvalete yöneldim. Duvarlara tutunarak gidiyordum. Karnım hala acıyordu. Duvarda elime bir çıkıntı gelmesiyle durdum. Duvar ile aynı renk olan bir kağıt bantla duvara yapıştırılmıştı. Merakla bantı kağıtla beraber duvardan söktüğümde neredeyse yeni sayılacak bir kan iziyle karşılaşmıştım. Korku her bir yanımı sarmıştı. Duvardaki izle bakışıyordum. Kendime geldiğimde büyük bir çığlık atarak geri gittim. Ayağım takılıp yere düştüğümde gözlerimden yaşlar şelale gibi boşalıyordu. Kafamı ellerimin arasına alıp hıçkırıklarımla ağlamaya başladım.

Hala ağlarken yerde sürünerek yatağa doğru ilerledim. Kendimi beyaz yorgana sarıp iyi hissetmeye çalıştım. Nafile ki başaramadım. Yaşlar gözlerimden istemsizce fışkırıyordu. Güneş neredeyse doğmuştu bile. Kapının hızla açılmasıyla bulanık gözlerimle o tarafa doğru baktım. Maskeli birisi hızla yanıma doğru geliyordu. Gözyaşlarımı silip kim olduğunu anlamaya çalıştım. Gördüğüm kişiyle küçük bir hıçkırık bıraktım. Kendimi biraz daha geri çektim. Gözyaşlarım tekrar sakince süzülmeye başlamıştı. Rahatlamış gibi nefes verdi karşımdaki "Birşey oldu sandım. Ölüyorsun sandım. Ödümü kopardın." dedi nefes nefese. Gözyaşlarım durmuş, şaşkınlıkla karşımda nefes nefese kalan V'yi izliyordum.

Sinirlenip bağırmaya başladım "BUNU SEN Mİ DİYORSUN? BİRŞEY OLDU ZATEN! SENİN TARAFINDAN KAÇIRILDIM VE EZİYET GÖRDÜM! ÜSTÜNE BENİ ÖLDÜRMEYİP KATİL OLMADIĞINI SÖYLÜYORSUN! BANA BİR ODA VERİYORSUN! DUVARLARINDA YENİ KURUMUŞ KAN LEKESİ OLAN BİR ODA!"

Gözlerindeki bakışı gördüğümde sustum. Sinirlendirdiğimi anlamıştım. Sinirle yanıma gelip sert bir hareketle üzerimdeki yorganı çekti. Hemen sonrasında da aynı şekilde beni sertçe çekip yere attı. Kafamı vurmamla bağırmam bir olmuştu. Karnıma tekme attığında gözlerimden yaşlar akmıştı. Üzerime çıktı ve yakamdan tutup tekrar yere vurdu beni. Suratıma ardı ardına yumruklar geçiriyordu. Gözyaşlarım durduğunda bende sinirlenmiştim. Bir elimi göğüsüne koyduğumda keskin gözleriyle gözlerimi buluşturdu. Gardını indirdiğini hissettiğimde hızlı pozisyonları değiştirmiştim. Şimdi üstte olan bendim. V sinirle dişlerinin arasından tısladı "Sinirlerimi bozma bücür. Bir daha sakın bana bağırma" dedi. Yüzlerimizi yaklaştırmıştım. Gözlerimizi daha net görmemizi sağlamıştım. Aynı şekilde bende konuşmuştum "Ya öldür, yada beni evime götür." diyip üzerinden kalktım. Hiçbir şey yapamazdım ona. Hızla ayağa kalktı. Yerde oturan beni bir tekmeyle yere serip, arkasına bile bakmadan kapıyı kapatıp gitmişti.

Yerde acıdan kıvranıyordum resmen. Orada amacını anlamıştım işte. İnsanları öldürmüyordu. Onlara işkence edip intihar etmelerini sağlıyordu. Sonuç dediğime çıkıyordu işte. Katildi. Peki ya intihar etmezsem? Nereye kadar gidebilirdi?

Ağzımdan ve burnumdan akan kanları titreyen ellerimle sildim. Zorlada olsa ayağa kalkıp tuvalete gittim. Her adımımda vücudum titriyor, ağzımdan küçük inlemeler çıkıyordu. Yüzümü yıkadığımda patlamış olan dudağım ve şişmiş olan yüzüm baskı nedeniyle acımıştı. Aynada kendime bakmıştım. Kendi kendime güldüm ve konuştum "Ahahahaha fena benzetmiş beni." dedim. Görüntüm acınasıydı. Ama gülüyordum işte. Alışkanlık ya. Zorunda hissediyordum. Tuvaletten çıkıp kan izine bakmamaya çalışarak yatağıma gittim. Sadece duvarda değil, artık yerde de kendime ait olan izler vardı. Yatağımın üzerine cam tarafına dönüp bağdaş kurdum. Hava soğuk gözüküyordu.

🐰

Bu V salak mıdır nedir?
HERNEYSE HERNEYSE
Yeni bölümü nasıl buldunuz?
Bence güzel
İlk 3 bölümü internetsiz ortamda yazdım resmen :(
Fic için internetimi feda ettim
Neyse babam ödüyo :)
İyi bir evlatım
Yazım hataları varsa uyarmayı unutmayın lütfen
Birde oy vermeyi
SONRAKİ BOLUMDE GÖRÜŞÜRÜZZZ

Bu V salak mıdır nedir?HERNEYSE HERNEYSE Yeni bölümü nasıl buldunuz?Bence güzelİlk 3 bölümü internetsiz ortamda yazdım resmen :(Fic için internetimi feda ettimNeyse babam ödüyo :)İyi bir evlatım Yazım hataları varsa uyarmayı unutmayın lütfenBirde ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Behind The Mask | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin