14: Sarı saçlar

1.8K 216 83
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn
İyi okumalarr 🙋

___


Jungkook

Yine ve yine erkenden kalkıp iş için hazırlanmaya başlamıştım. Artık sabah çalışmaya başlamıştım çünkü iki kişiydik ve paraya ihtiyacımız vardı. Jimin hala benimleydi. Çok sorun değildi geçmişte olan bir kaç olayı unuttuk ve yolumuza devam ediyoruz. Yaz çoktan gelmiş, güneş tüm parlaklığı ile Kore sokaklarını aydınlatıyordu.

Aynısından dolabımda bir sürü bulunan siyah tişörtü giyerken uzun süre sonra vücuduma baktım tekrardan. Tamamen iyi görünüyordum. Kas yapmıştım ve vücudumu geliştirmiştim. Uzun zaman sonra saçlarımı bu kez siyaha boyamıştım.

Ah bu arada V ise.. Ne yaptığını bilmiyorum. Belkide hayatımızın sonuna kadar görüşemeyeceğiz. Bazen gözlerini özlüyorum onun. Bazen vücudunu, ellerini.. Unutmam gerekiyordu bunu biliyordum ancak her zaman aklımın bir köşesinde durup aklıma gelmeyi başarıyordu bir şekilde ve nasıl karşı çıkacağımı bilmiyordum. İşime odaklanmaya çalışıyordum ancak bana engel oluyordu. İyi anlamda mı yoksa kötü anlamda mıydı bu bilmiyordum. Her türlü V benim travmam olmuştu.

Jimin'in uyuyup uyumadığını kontrol etmek için odasına kapı aralığından ona bakmıştım. Yorganın yarısı yerde ve değişik bir pozisyonda derin bir uyku çekiyordu anlaşılan. Kapısını kapatıp evden çıktım. Saate baktığımda herşey için çok geçti. Geç kaldığımı fark ettiğim anda koşmaya başladım. Olabildiğince hızlı koşuyordum. Önümde kimin olduğuna dikkat edemeyecek kadar.

Bir zamanlar gittiğim ancak daha sonra bıraktığım psikolog binasının önünden geçerken çarpıştığım sarı saçlı çocuktan hızlıca özür dileyip düşürdüğü eşyaları topladıktan sonra koşmaya devam ettim. Kafeye geldiğimde arka kapıdan girmiştim ve dolabımdan önlüğümü çıkarıp hızlıca bağlamıştım. Kasanın başına geçtiğimde şimdilik yerime geçmiş olan çalışan arkadaşıma teşekkür etmiş ve işime başlamıştım.

Bir kaç dakika sonra ise patronun beni çağırdığı haberi geldi kulağıma. Hızlıca patronun odasına girip eğilerek selam verdim. "15 dakika geç kaldın Jungkook! 15 dakika! Sen bizim en önemli çalışanımızsın. Geç kalmaman gerekir. Bunları biliyor olmalısın?" patronun dediklerini kafamla onaylayıp özrümü sundum sakince. Patronumun iyi bir insan olmasına şükrediyorum.

...

Dakikalar sonra gelen çocuk ile iletişim kurmam gerekiyordu ancak gözleri.. Gözleri tanıdık gelecek kadar güzeldi. Sarı saçları ve yakışıklı bir yüzü vardı. "Hey! Jungkook! kahve siparişi vermek istiyorum." elini yüzümün önünde sallayarak konuşmuştu. Kendime gelip aceleyle cevap vermiştim.

"Ha! Evet efendim sizi dinliyorum."

"Çikolatalı mocha istiyorum."

"Hemen geliyor efendim."

Siparişi aldığımda arkamdaki çalışanlara siparişi söyledim. Hemen sonra ise fark ettiğim şeyle durdum. Bu çocuk, bana 'Jungkook' diye mi seslenmişti?

Kahve hazır olduğunda elimdeki karton bardağı adama uzatmıştım. "Teşekkür ederim" demişti kahveyi elimden alıp gülümserken. Gözlerinin Bu kadar tanıdık gelmesi normal değildi. Beni kendine çekiyordu.

Behind The Mask | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin