Yaklaşık 7 aydır hiç haber alamıyordum ondan. Üzüntümü gizlemeye çalışsam da 7 ayda annesi ve yasak ilişkisiyle alakalı çok şey öğrendim. Emir'e ne anlatacağımı, söze nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Benden haber bekle demişti sadece Cenk.
Elime bir Kafka kitabı aldım. Hava sıcak ama boğucu değildi. Çatı katındaki terasımızda yeşeren minik saksı çiçeklerinin kokusuyla kahvemden bir yudum aldım. Rastgele bir sayfa açtım.
"Hayatın güzelliği tüm ihtişamıyla her zaman etrafımızda dolanır. Ancak, pusuya yatıp kendini belli etmez. Gözlerden ıraktır. Çok uzaklarda, çok derinlerde ve görünmezdir. Ama her zaman oradadır. Kötü niyetli, isteksiz veya sağır değildir. Eğer onu doğru sözlerle ve gerçek ismiyle çağırırsan, mutlaka sana gelecektir!"
Hayatımda nasıl bir güzellik aramalıydım ki? Bu kadar karmaşıklığın, çaresizliğin içinde hem de.. Bir kez görüp aşık olduğum adamı aylardır görmez, ondan haber alamazken ne hissedebilirdim. İşin kötüsü Emir'le de görüşemiyorlardı. Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum. "Kendine gel Nihal!" Biraz dinlenmek üzere odama giderken evin kapısından bir kağıt atıldığını gördüm. O'ndandı, emindim. Kalbim hızla çarparken kağıdı alıp odama koştum.
--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gün Ansızın
RomanceYıllar süren bir aşk, zirvede yaşanan duygular, ruh eşini bulduğunu zanneden ve sonsuz inanan bir genç kız. Tüm bu tutkulu hikayede tek bir eksik vardı. Nihal, genç yaşında yaşamaması gereken üzüntüler ardından hayata tutunmuş saf bir kız, Cenk ise...