Bölüm 2: Çocuk

90 19 11
                                    

Yamaç'tan;

Oturduğum deri koltuğa iyice yayılırken hafif çakır keyiftim. Melisa'nın doğum gününe peşimde aptal bir insan evladıyla geldiğim için moralim bozuk olsada bunu çaktırmamaya çalışıyordum. Alpay'la uğraşmaktan bıkalı çok uzun zaman olmuştu. Bazenleri onun küçük bir çocuk olduğu zamanları özlüyordum. Savunmasız, zayıf ve saf. Sadece o zamanlar onun varlığından keyif alıyordum. Şimdi ise sadece tiksinti ve nefret vardı.

Ben tek başıma otururken yanıma Mahmut'un gelip oturmasıyla ona bir bakış atıp içkimden yudumladım. Doğum günündeydik ama Melisa biraz deli dolu olduğu için daha sert partiler düzenlemekten gocunmuyordu. Etraf aşırı kalabalıktı ve çalan müziğe eşlik eden insanlarla beraber sanki bir doğum günü partisinden çok bardaymış gibi hissediyordum.

"Kaysana oğlum. Eşek ölüsü gibi yayılmışsın koca koltuğa." Mahmut beni ittirerek söylenmeye başlayınca biraz kenara kayıp toparlandım.

"Ee görüşmeyeli nasılsın kardeş?" dedi o da bira şişesi açarken. Omuz silkip "Aynı," dedim. "Saçma sapan bir hayat yaşayıp gidiyorum işte."

Birasından yudumlayıp masaya koyduktan sonra "Hala kardeşin ile anlaşamıyor musun?" diye sordu, onu sevmediğimi biliyordu.

"Kardeşim falan değil o benim." dedim nefretle. İstemsizce gözlerim onun olduğu yere kayarken yüzümü buruşturmamak için zor durdum. Yanına dün kavga ettiği adamın kardeşini getirmişti ve onunla konuşuyordu. Hayır, daha doğrusu onu duvara yaslamış orasını burasını elliyordu. Allah'tan Melisa'nın partisiydi yoksa ikisini bu halde dışarı atarlardı.

"Yanii. Alpay biraz azgın ve fazlasıyla puşt birisi olsada kafa çocuk be. Neden halen ona ters yapıyorsun, anlamıyorum."

Ben cevap vermek yerine ayaklarımı titreterek üvey kardeşimin olduğu yere bakmaya devam ettim. Bir süre sonra Alpay sıkılmış olacak ki geri çekildi ve kızın asılan suratını umursamadan üstünü başını düzeltti. Utanmasa ayak üstü sikecekti. Gözleri bir süre etrafında dolaştı ve bende durunca sanki avını bulmuş bir aslan gibi hareleri parladı. Yüzünde alaycı bir gülümseme ile bizim olduğumuz tarafa gelirken ifadesizce suratına bakıyordum. Gülümseyerek gelip kendisini tam yanıma atarken kızda karşı tarafa oturmuş ve bacak bacak üstüne atıp telefonunu çıkarmıştı. Trip atıyordu.

Mahmut ve Alpay derin bir konuşmaya dalarken ikisinin arasında kaderimi kabullenmiş bir şekilde içkimi içmeye devam ettim. Bir süre çevreme bakınmaya devam ederken aklıma düşen kişiyle kaşlarım çatıldı. Onu gruptada görmemiştim. Acaba ayrılmış mıydı?

Mahmut'a dönüp "Elvan nerede lan?" diye konuşmalarını böldüğümde ikiside gözlerini bana çevirdi. Elvan lisede devamlı olarak konuştuğumuz bir arkadaşımızdı. Uzun zamandır gruba yazmadığım için onu görmemiştim. Ama partide de yoktu. Normalde böyle şeyleri kaçırmaz, hemen ot gibi biterdi.

Mahmut yerinde rahatsızca kıpırdandı ve "O mu ya.." diye mırıldandı. Kafamı sallayarak "Evet, o." dedim, tavrından hemen bir bok olduğunu anlamıştım. "Ne oldu? Bilmediğim bir şey mi var?" dedim dikkatimi tamamen ona verirken.

O bana tedirginlikle bakarken Alpay arkamda histerik bir nefes verdi. Tek kaşımı kaldırarak ona döndüm.

"Sen biliyor musun?" dediğimde kaşının kenarını kaşıyıp "Evet, sevgili arkadaşımız ibneymiş." dedi normal bir ses tonuyla. Hayretle kaşlarımı kaldırdım. O ne demekti? Elvan erkeklere mi kaldırıyordu? Şokla onlara bakarken Mahmut düşünceli, Alpay ise umursamaz görünüyordu. Ben şoku üstümden atamayınca hala ismini bilmediğim kız "Bu kadar şaşırcak ne var ya?" dedi sitem ederek.

hayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin