20. Bölüm

410 43 64
                                    

Bugün için son bölüm. 😊 

İyi okumalar dilerim. 💚

***

Anahtarı çevirip kapıyı kolaylıkla açtım. Kilitli bile değildi... Avizedeki büyük ışıklandırmayı yakmak yerine ledleri yakıp ortamın loş ışıkta kalmasını sağladım. Koltukların üzeri çarşaflarla örtülüydü. Demek evi kapatmak için vakti vardı.

Üst kata çıkmak istemedim bu yüzden yere oturmuş ve koltuğun arka kısmına yaslanmıştım. Durduğum yer kapıdan girince karşıda sayılırdı. Oturduğum koltuğun arkasındayken sağ tarafımda kapı solumda ise yukarı çıkan merdivenler vardı.

Dizlerimi göğsüme çekip kollarımı bacaklarıma sardım. Bu evde çok anımız olmasa bile benim için önemli olan bazı anlar burada olmuştu. Aiko ilk hayvanat bahçesinde konuşsa da burada uzun uzun konuşmuştu benimle. Tüm eşyaları üçümüz birlikte seçmiştik ve bu odalardan birinde hayatımın neresinde olması gerektiğini bilmediğim bir gece geçirmiştim. En güzel gece mi yoksa en kötü mü bilmiyordum bile.

Ama o gün, gecesi güzel olsa bile akşamı hayal kırıklıklarıyla doluydu.

Kapı sesiyle irkilip sağa döndüm düşüncelerimin arasında.

Sana...

Onun burada ne işi vardı?

Doğru ya burası onun eviydi. Üçümüzün sığınağı...

Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, aynı zamanda tekrar ağlamak istiyordum. Onunla konuşmak istemiyordum.

Sanki ne istediğimi biliyormuş gibi sağ çaprazımda durdu ve kapıya daha yakın olan yere oturup sırtını duvara dayadı.

O da benim gibi sessizce oturmaya başladı. Hemen çaprazımdaydı, aramızda 2 metre bile yoktu. Sessizliğimiz dakikalarca sürdü. Nefes alışlarımız ve benim hafif burun çekişlerim dışında başka bir şey duyulmuyordu.

Sonunda telefonum çalmaya başladı. Arayan Nayeon unniydi. Birçok mesaj atmışlar ama hiçbirini görmemiştim. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Sonunda açtı! Tzuyu neredesin sen? Birden çekip gittin eve de gitmemişsin iyi misin ne oldu?"

"Unni iyiyim merak etme. Birazdan eve gideceğim."

"Tamam bizde oradayız, seni almamızı ister misin neredesin?"

"Kendim gelirim, beni merak etme."

"Ediyorum işte aptal çocuk! Merak ediyorum, sesinde kötü geliyor zaten, neredesin söyle de alalım seni."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım.

"Yoldayım unni geliyorum."

Telefonu kapatıp benimle birlikte ayağa kalkmış olan Sana'ya bakmadan kapıya ilerlemek istedim ama onun yanından geçmek zorundaydım. Gözlerimi kapıya sabitleyip yürüdüm, tam bir şey olmadan geçmeyi başardım sanırken sol kolumdan tuttu. Kolumu hızlıca ondan çektim sanki ateşten yanmış gibi.

"Dokunma bana!"

Tek söylediğim buydu. Kapıya ilerledim hızlı adımlarla. Arabasını geçip caddeye çıktım ancak burası özel bir mülk olduğu için pek işlek bir cadde değildi ve tepede bir yerdeydi. Bu yüzden yokuş aşağı virajlı caddeyi yürümem gerekecekti.

"Tzuyu bekle! Aynı yere gidiyoruz benimle gel!"

Arkamdan bunları söylemişti. Şaka mı yapıyordu? Ayak seslerini yakınımda duyunca şiddetle döndüm ona.

Maskeler 🎭✅️(SaTzu)(gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin