The Siren, Hyunlix'

~Quando stai per accorgertene~

Yazar;

"Bak,bunlar da pembe deniz yosunları.Genellikle geceleri ortaya çıkar ve etrafı baya aydınlatırlar,belli oluyordur."

"Hmhm,çok güzelmiş."

"Öyle,biraz daha gezelim mi?"

"Hmhm."

Kasabanın biraz daha uzağına gitmeye karar verdiler.O sırada Felix'in yanına yavru bir ahtapot geldi.Hyunjin hızla ve korkuyla geriye doğru yüzdü.

"Ne oldu Hyunnie?"

"O bir ahtapot!"

"Oh,doğru.O benim arkadaşım Scott.Konuşabilen bir ahtapot.Gerçi tüm deniz canlıları konuşabilir ama insanlar anlamaz.Şuan anlayabilirsin."

"Waay,merhaba Scott!"

Diyerek ahtapota yaklaştı.

"Merhaba umm,Lixie,onun adı ne?"

"Onun adı Hyunjin.Ben ona Hyunnie diyorum."

"Ah,bu o Hyunjin mi!? Hyunjin biliyor musun,babasının söylediğine göre Felix sana a-"

"Eheh,sussana gerizakalı!"

Sessizce Ahtapota fısıldadı ve ağzını kapattı.

"Ne diyordu ki?"

"Tek arkadaşım olduğundan ona bahsetmiştim,sanırım onu diyor."

"Hm,anladım.Tanıştığımıza memnun oldum,Scott."

"Bende Hyunnie."

Felix Scott'un Hyunjin'e 'Hyunnie' lakabı ile seslenmesinden hoşlanmasını .Hemden hiç hoşuna gitmemişti,hiç.

"Scott,artık gitsen mi? Mary teyze seni beklediğini söylemişti."

Dedi ve 'evde sonunu getireceğim kaç' bakışları attı.Scott hızla uzaklaştı.

"Çok şirinmiş,ahtapotların bu kadar tatlı olabileceğini düşünmemiştim."

"Dışardan göründükleri gibi değiller,hadi gidelim."

"Taaamam!"

Biraz daha ilerlemiştiler ve o sırada Felix kuyruğuna sert birşey değdiğini hissetti.

"Hey,yerleri aramaya ne dersin?"

"Olurrr!"

Hyunjin onayladığında kuyruklarını temiz kumlara sürterek cisimler keşfetmeye başladılar.

Parlayan buz mavisi,pembe,beyaz,yeşil ve daha birçok renk grubunu barındıran yüzlerce mercanın kumu en mükemmel şekilde aydınlatması,akıntıların etrafa saçtığı baloncuklar,minik şirin balıkların etraflarında şirin sesler çıkartarak dolanıp gitmesi,ay ışığının suyun derinine çok azda olsa geçmesi ile kuyruk pullarının parıl parıl parlaması,Felix'in bir güneş gibi aydınlanan pulları ve siyah-beyaz bir sanatı andıran Hyunjin'in eşsiz kuyruğu,sanki bir rüyada gibi hissettiriyordu onlara.

Felix kuyruğuna değen yumuşak nesne ile durdu."Hyunnie,burada birşey varr!"

"Woaw,ney ki o?"

"Umm bu birr,anemon!"

"Oooo hiç duymamıştım,bakabilir miyim?"

"Tabii."

Hyunjin bitkiye doğru gitti ve yaklaştı.

"Ama sakın dokunma,zehirli olabili-"

Diyene kadar Hyunjin çoktan anemona dokunmuştu.

"Hyunjin!"