5.BÖLÜM

155 12 3
                                    

BARIŞ

Nisan 'ın Barış demesiyle arkamı döndüm.Nisan göğüsünden vurulmuştu.Tam o an benimde kalbimde bir sızı oldu.Çok fazla kişinin vurulmasını izledim çok kişiyi vurdum ama onun vurulması beni derinden etkilemişti.İçimi bir korku sardı.Korkuyordum ona bir şey olacak diye.

Nisan bir anda yere yığıldı hemen yere diz çöküp kafasını bacağıma koydum ve seslenmeye çalıştım.

"Nisan aç gözlerini dayan nolursun dayan"galiba beni duymuyordu.Sonra hafif hafif araladı gözlerini sonra dudaklarını zorlukla konuşmaya başladı

"Barış ca-nım çok yanıyor."

"Merak etme hiçbir şey olmayacak sadece biraz dayan"dedim onu kucağıma aldım sımsıkı sardım onu kaldırdım yerden.Arabaya doğru yürümeye başladım.

"Çabuk arabanın kapısını açın çabuk lan ÇABUK"diye korumalara bağırdım.Hızlı bir şekilde arabaya bindim ve Nisan'ı kucağıma yatırdım.Bir yandan Nisan ile konuşuyor aradada şöföre bağırıyordum.

"Hızlı sür şu arabayı"

"Tamam abi"

"Nisan nolur dayan beni duyuyormusun"dedim bir yandanda elini tutuyordum.Nisan tekrardan gözlerini araladı.Bir kaç kere öksürdü.O öksürdükçe içimden bir parça kopup gidiyordu sanki.

"Merak etme ilk defa vurulmuyorum"dediğinde şaşırdım.Nasıl ilk defa vurulmuyordu?

Hastanenin önüne geldik hemen kapıyı açtılar.Nisan'ı kucağıma aldım ve hastanenin kapısından içeri girdim.Sedye getirdiler ama ben onu bırakmak istemiyordum.

"Barış bey hastayı sedyeye bırakabilirmisiniz."

"Bırakamam."sesim net ve gürdü.

"Tamam Barış bey o zaman vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde beni takip edin."dedi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı.Ameliyathanenin kapısına geldik.Kapı açıldı ve sedye geldi mecburen onu o sedyeye bıraktım.Kapı kapandı.İçimde ki acıyla kapının önünde kala kaldım.Duvarları tekmeledim.Yumruk attım ellerim parçalanana kadar.Yanıma Samet geldi tuttu beni oturttu.Benim yüzümden olmuştu her şey.

"Benim yüzümden." diyebildim sadece.

"Abi saçmalama senin bir suçun yok."

"Samet kim yaptıysa hemen bul onları ben yapıcağımı çok iyi biliyorum."dedim dişlerimi sıkarak.

"Tamam abi ben çocuklara söyledim zaten araştırıyorlar en kısa sürede buluruz kimin yaptığını."dedi kalktı ve gitti.Ben ise orda öylece kaldım.

Başımı ellerimin arasına aldım ve düşünmeye başladım.Birden aklıma arabada söylediği şey geldi "İlk defa vurulmuyorum"demişti nasıl ilk defa vurulmuyordu.Nisan'ın hayatını öğrenmeliydim hemde hemen.Cebimden telefonu çıkardım ve Sameti aradım.

"Samet senden bir şey istiyeceğim"

"Tabi abi dinliyorum"

"Bana Nisan'ın hayatını bulacaksın ne iş yaptığını ailesinin olup olmadığını en yakın arkadaşını en sevdiği çiçeğin ne olduğunu bile bulacaksın."

"Tamam abi 2 saate elinde olur bütün bilgiler."dedi.Hiç bir şey söylemeden kapattım.Kimdi neydi bilmiyordum ama içimde tarif edemediğim bir duygu vardı ona karşı.

Aradan iki saat geçti.Ameliyathanenin kapısı açılmıyordu.Ona bir şey olduğunu düşünmek çok kötüydü.Şuan bir mafya gibi değildim tam tersi bitmiş ezik biriydim şuan.Peki neden onun için bu kadar endişeliydim? Uzun bir süre neden onu bu kudar önemsediğimi düşündüm.Omzumda bir kol hissettim ve başımı kaldırdım.Samet gelmişti elinde bir poşet ve dosya tutuyordu.

"Abi sana birkaç parça kıyafet getirdik üstün başın kan olmuş"demesiyle eğildim ve üstüme baktım.Beyaz gömleğim kıpkırmızı olmuştu.Kalktım Samet'in elindeki dosyayı ve poşeti aldım benim için ayrılan odaya girdim.Burası benim hastanemdi.Üstümü değiştirdim dosyayıda alıp ameliyathanenin önüne geldim.İçerden bir hemşire çıktı.Hemen ayağa kalktım ve hemşiren yanına gittim.

"Hemşire hanım Nisan nasıl"

"Ameliyat riskli geçiyor bir tane daha doktor çağırmaya gidiyorum"dedi ve hızlı adımlarla gitti.Ölücek miydi?Hayır ölmicekdi.Kafamdan bu düşünceleri silmeye çalıştım.Dosya elimde bir yere oturdum dosyayı açtım ve okumaya başladım.Nisan Demirel 24 yaşında Annesi bir ay önce ölmüş, babası hakkında bir şey yazmıyordu.Okumaya devam ettim kitap okumayı çok seviyo gibi gibi bir çok şey yazıyordu.Bir an durdum.Mesleği yazan yerin yanında "Asker" yazıyordu.O yüzden mi bana ilk defa vurulmuyorum diyordu.Nedense sinirlenmiştim.Sinirden elimdeki dosyayı sıkmıştım dosya buruşmuştu.Buruşan dosyaya baktım sonra yere fırlattım.Başımı ellerimin arasına almış düşünüyordum ki Samet'in sesini duydum.

"Abi"

"Ne var Samet noldu yine!!"dedim.

"Abi ben yengenin üstünden çıkanları getirdimde cüzdan telefon kolye falan var içinde sana teslim edelim dedik de sen neden sinirlendin abi."

"Tamam bırak şuraya."dedim elimle oturduğum hastane sandalyesinin hemen yanındaki sandalyeyi göstererek.Samet bıraktıktan sonra hiçbir şey söylemeden gitti.Elime kutuyu aldım içini baktım.Telefonu kolyesi küpesi cüzdanı birde silahı vardı.İlk cüzdanını elime aldım az önce öğrendiğim şeyi doğrulamak istercesine aldım ve açtım.Bir miktar para vardı içerisinde kimlik kartı kredi kartı sığabilecek şekilde bölmeler vardı.İlk bölmeden Asker olduğuna dair bir kart vardı diğer bölmede kimlik kartı vardı diğerlerinde de farklı bankalardan iki üç tane kredi kartı vardı.

Cüzdanı kutuya geri koydum ve kutunun içine bakmayı sürdürdüm.Bir tane bileklik vardı üzerinde sonsuzluk işareti olan.Bilekliği elime aldım.Bileklikte beyaz ve kırmızı iplere bağlanmış gümüş renginde ama rengi hafif atmış bir sonsuzluk işareti vardı.O an kendi koluma baktım.Benim kolumda da aynı bileklik den vardı.Bunu bana annem almıştı beş yaşımdayken.Annemden kalan tek şey olduğu için bunu bileğimden çıkarmıyordum.Mafya olsamda bu bilekliği hiçbir şekilde çıkarmadım asla da çıkarmam.Ama aynı bileklik den onunda olması beni biraz şaşıtmıştı.Bilekliği kutunun içine geri bıraktım.Kutuyu biraz daha karıştırdım bir tane de fular vardı.Ama Nisan'ın üstünde fular yoktu.Ben mi dikkat etmedim acaba diye düşünmeye başladım.Bir anda ameliyathanenin kapısı açıldı.Üç doktorda kan ter içinde dışarıya çıktı hemen fuları kutuya koydum kutununda kapağını kapatın yan tarafıma koydum.Ayağa kalktım sert yüz ifademi takındım yüzüme doktorların yanına gittim.

"Barış bey."dedi doktorlardan bir tanesi.

"Noldu ameliyat niye bu kadar uzun sürdü."dedim kaşlarımı çatarak.

"Barış bey öncelikle kurşun sıyırmamış direk içeri girmiş.O yüzden çıkarmamız biraz zor oldu birde kalp'e çok yakındı kurşun bu yüzden bizi epey zorladı ama kurşunu çıkardık.Hayati bir tehlike yok.Yalnız bir iki gün yoğun bakıma alıcaz düzenli kontrol edilecek duruma göre normal odaya alıcaz."dedi ve gittiler ardından ameliyathanenin kapısı tekrar açıldı.İçerden dört hemşire sedyeyi iterek çıkarıyorlardı.Az sonra Nisan'ın yüzünü gördüm.Hiç iyi görünmüyordu yeşil gözlerini göremiyordum.Yüzünde renk yoktu bembeyazdı yüzü.Hızlıca geçip gitti.Hastaneden dışarı çıktım ve sigaramı yakıp oturdum.Derin derin çektim sigaramdan.Sigaram bitti tekrar yaktım.Tam üç tane içtikden sonra boğazımda hissettiğim acıyla bıraktım ve kalktım.Nisan'ın yattığı odanın önüne geldim içerden bir tane hemşire çıktı.İçeri gireceğimi söyledim hiç itiraz etmedi edemezdide.İçeri girdim yatağın hemen yanındaki tekli koltuğa oturdum.Elini tuttum ben buradayım yanındayım demek ister gibi.Sonra konuşmaya başladım.

"Benim yüzümden oldu.Özür dilerim ben hiç bu kadar korkmamıştım.Sana bir şey olacak diye ödüm koptu."dedim.İlk defa bu kadar yumuşak konuşuyordum.Bir anda mırıldanmaya başladı.

"Anne"dedi kısık sesiyle.Gözlerini araladı yavaş yavaş bana baktı gülümsedi .Ben tabi neden gülümsediğini anlamadım.Sonra gözlerini elini tuttuğum eline çevirdi hızlıca çektim elimi.

<<<<<<<<<<<<<

Arkadaşlar uzun bir süre bölüm atamadım.Çok çok özür diliyorum hepinizden.Şimdiden okuyan herkese teşekkürler.Oylarınızı esirgemeyin.Hepinizi çok seviyorum.

Kalbe Giren Kurşun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin