NİSAN
Gözlerimi yavaş yavaş açtım.Yanımda Barış vardı.Hastanede olduğumu anladım en son hatırladığım şey vurulmamdı.Elimin üstünde bir sıcaklık vardı.Gözlerimi elime çevirdiğimde Barışın eli elimin üstündeydi.Gülümsedim istemsizce.Sanırım anladı ve elini çekti hızlıca.
"Pardon"dedi sert ve keskin sesiyle.
"Sorun değil"dedim ve doğrulmaya çalıştım ellerimden destek alacaktım ki omzum acısıyla hafif bir bağırdım.
"Ahh"dedim tiz sesimle.Barış oturduğu yerden kalkıp hızlıca yanıma geldi.
"Noldu canın mı acıdı?"
"Kalkmaya çalışınca yaram acıdı biraz."
"Niye kalkmaya çalışıyorsun ki."dedi sinirli bir şekilde ama bu sinirlenme bildiğimiz sinirlenme değildi.Çok tatlı sinirlenmişti.Ben ne diyorum ya.Galiba kurşunu omzumdan değilde beynimden yedim.Bunları düşünerek kendi kendime hafif sırıttım.
"Ne sırıtıyorsu komik bir şey mi var?"dedi.Sesi sebepsizce çok ciddi gelmişti.
"Yo yok bir şey."dedim ciddileşerek.Çok susamıştım ama su uzanamicağım kadar uzaktaydı.Barışdan istemek istiyordum ama bir türlü isteyemiyordum.Suya bakarak istesem mi? İstemesem mi?diye düşünmeye başladım.Barış bir anda kalktı ve sürehinin yanına giderek bardağa suyu doldurdu ve bana uzattı.Ben şaşkınlık içinde bakarken konuşmaya başladı:
"Utanmana gerek yok bir şey istediğin zaman söyle."dedi suyu aldım birkaç yudum içtikten sonra konuşmaya başladım.
"Teşekkür ederim."dedim ve bardağı ona geri uzattım.Bardağı eski yerine koydu ve yatağın hemen yanındaki tekli koltuğa oturdu.Bir süre hiç konuşmadık.Sanki benim bir şey dememi bekliyordu.Gözlerimi odanın penceresine çevirdim.Odanın dışarı bakan kısmı boydan camdı ve harika bir manzara vardı.Yavaş yavaş akşam oluyordu.Gün batımı çok güzel görünüyordu.Barışa döndüm bana bakıyordu resmen beni izliyordu.
"Manzara çok güzel değil mi?"diye sordum bir anda gözlerini cama çevirdi biraz günbatımını izledikten sonra bana döndü tekrardan.
"Evet"dedi kısaca.gözlerimi tekrar dışarıya çevirdim ve günbatımını izlemeye başladım.Bir yandan da düşünüyordum.Bu adamın elinden kurtulmalıydım.Daha bugün günlerden ne olduğunu bile bilmiyordum.Görev yerime dönmem gerekiyordu ama nasıl döneceğimi bilmiyordum.Önce bu adamın elinden kurtulmalıydım ve eğer görev yerime geç kalırsam komutandan iyi bir azar yiye bilirdim.Ben sekiz kişilik bir timin içerisindeydim.Timi çok seviyordum aralarında tek kız bendim ama en güçlüleride bendim.Onlarla göreve çıkmayı çatışmaya gitmeyi çok ama çok özlemiştim.Onları çok ama çok özlemiştim.Bunları düşünerek kısa sürede uykuya daldım.İçim fazla geçmemişti ki Barışın elleri saçlarıma dokunuyordu.Saç tellerimi hafif bir şekilde tutup geri bırakıyordu.Bir süre sonra tamamen uyumuştum.
(2 saat sonra...)
Gördüğüm kabus ile hızlıca doğruldum.Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.Etrafıma bakındım evet hala hastanedeydim.Etrafıma bakındım Barış küçük tekli koltukta uyuyordu.Omzumda bir sızı hissettim.Yaram kanıyordu galiba az önce yaptığım ani hareketten dolayı idi.Barışa seslensem mi yoksa doktor mu çağırsam diye düşünüyordum.Kaşları uyurken bile çatıktı.Ama çok tatlı uyuyordu.Ne diyorum ben ya.İyice saçmaladım kesinlikle kurşunu beynime yedim kesinlikle!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Giren Kurşun
RandomKadın bir askerin duyguları olabilir mi? Peki ya düşmanına aşık olabilir mi? NOT:BİTTİKTEN SONRA DÜZENLENECEKTİR MANTIK HATALARINA TAKILMAYIN!!!