14.BÖLÜM

9 3 0
                                    

            Rastgele yürürken aklına
                            geleyim
                        sızlasın için.
              Boğazın düğüm düğüm
                               olsun.
    Ama ağlama, ağlayamayacak kadar
                          yansın için.
                                        ~Cemal Süreya~

Hayat bazen sevdiklerimizi bizden alır. Bu annemiz babamız veya bir yakınımız  olabilir. Yerine başka birini koymaya çalışsanız bile olmaz. Ne kadar ağlarsınız ağlayın geri gelmez.

Telefonda onun sesini duymak saçma bir şekilde kalbimin hızlanmasına neden oldu.

"Alo güzelim."Ne dedi o. Güzelim mi? İnşallah ağzından falan kaçmıştır.

"Ne dedin lan sen."dedim. Çok mu sert çıktım acaba.

"Ne demişim bişey demedim."sesinden sırıttığını anlayabiliyordum.

"Sırıtmayı kes ve neden aradığını söyle."

"Tamam, İstanbuldaysan seni yemeğe çıkarmak isterim."Ne diyecektim şimdi. "Yok Barış ben Şırnak'ta görevdeyim. Daha yeni bitti görevim. Yarın İstanbul'a senin ne iş yaptığını ve ne haltlar karıştırdığını öğrenmeye gelicem."mi dicem. Yalan söylemekten nefret etsemde planın bozulmaması için söyledim.

"Bugün olmaz ama yarın akşam sende müsaitsen olur."dedim. Bir kaç saniye ses gelmedi. Şüphelendimi acaba diye düşünürken konuşmaya başladı;

"Olur neden olmasın. Yarın ben sana konum atarım tamam mı"

"Tamam, yarın görüşürüz."

"Görüşürüz, öptüm."dedi ve telefon kapandı. Ne dedi o öptüm mü dedi.
Yok ya dememiştir neden desin. Saçmalama Nisan.

Düşüncelerimi susturmak için yatağa uzandım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Telefonum çalmasıyla yavaş yavaş gözlerimi araladım. Duvardaki saate baktığımda saatin 21.30 olduğunu gördüm. Telefonu elime aldım ve arayan kişiye baktım. Arayan kişi tabi ki Buraktı. Derin bir şekilde oflayarak telefonu açtım.

"Ne var Burak. Yani şu saatte ne olmuş olabilir."

"Sakin ol başkan."

"Tamam neyse ne söyleyeceksen söyle hadi."

"Yarın sen gidiyorsun ya bugün beraber yemek yesek dicektim."dedi. Tekrardan ofladım.

"Tamam olur kaçta nerde."

"Her zaman ki kebapçı da saat 10 da."

"Tamam geliyorum."dedim ve telefonu yüzüne kapattım sanırım bunun için trip yiyecektim ama şuan hiç onun görüşürüz faslıyla uğraşamazdım.

Kalktım elimi yüzümü yıkadım. Göz altlarıma kapatıcı sürdüm. İçime beyaz crop üstünede siyah ceket, altımada siyah kumaş pantolonumu giydim. Siyah çantamı aldım ve içine cüzdanımı silahımı ve telefonumu koydum. Dışarı çıktığımda Şırnak beni sıcak bir havayla karşıladı. Taksinin gelmesini beklerken gözüme siyah bir araba çarptı. Merakıma yenik düştüm ve arabanın yanına doğru yürümeye başladım.

Arabanın yanına geldim ve cama tıklattım. Tahmin ettiğim gibi içerde biri vardı.

Cam yavaş yavaş açıldı ve içeride ki siyah takım elbiseli adam konuşmaya başladı;

"Buyrun hanımefendi kime bakmıştınız."elimi çantama attım ve kimliğimi çıkarıp gösterdim.

"Pardon komutanım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbe Giren Kurşun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin