flaner • hyunmin

hh,

sevgili seungmin,

seni kilometrelerce öteden ne kadar etkilediğimin farkında olduğumu söylemek istiyorum. üzerindeki etkimin her zaman farkındaydım. yüzüne dokunmak için elimi yaklaştırdığımda dahi titriyordu kirpiklerin heyecanından. geçirdiğimiz tüm süre boyunca gözlerim senin üzerindeyken, gözlemlemeye oldukça fırsatım oldu. ne hissettiğini anlamam için gözlerine bakmam bile yetiyordu, öylesine parlak ve güzel bakıyordun ki bana gözlerini gördüğüm ilk an yemin ettim hep böyle parlamasını sağlayacağıma.

aşk köprüsünden geçerken yaklaşık ellilerinde oldukça bakımlı bir kadın yanımıza gelmişti ben senin bir fotoğrafını çekerken. bize ikimizin fotoğrafını çekmeyi teklif etmişti, reddedemedik biz de istiyorduk birlikte bir fotoğrafımızın olmasını. kadının aksanı bir fransız olduğunu belli ediyordu adeta. fotoğrafımızı çekip makineyi bir süre inceleyerek bize geri uzatmıştı. ufak bir teşekkürün ardından gideceğini düşünmüştüm fakat gitmemiş bizim ne kadar güzel göründüğümüzden bahsetmişti. aramızda olanları fark etmiş olması güzeldi, seninle sadece arkadaş gibi gözükmek istemezdim de. kadın gittiğinde de o kadar utanmıştın ki ellerinle güzel yüzünü görmemi engelledin. dayanamıştım o haline. ellerini çektim yüzünden ve yanağını öptüm. çok masum bir öpücüktü sana aşk köprüsünde verdiğim. sonrasında seni kendime çektim ve utancın geçene kadar boynumda saklandın. neredeyse aynı kalıplarda herifleriz, senden birkaç santim uzunum, fakat buna rağmen kollarımın arasında olduğun her an minicik hissettiriyorsun seungmin. utanmana bayılıyorum. bir insanın bir insana böyle içi gitmemeli.

üç ay boyunca bana sadece son günümüzde bu yeteneğini sunman beni de aklıma geldikçe üzüyor, sevdiğim her parçayı senden duymadığıma dair bir pişmanlık duyuyorum fakat çok uzun sürmüyor bu pişmanlık. öyle bir etki yarattı ki bende o gün, öylesine hazırlıksız yakaladı ki beni ölümsüzleştirdi bu anıyı benim için. hayal ettikçe seni piyanonun başında kıvranacak gibi oluyorum heyecanımdan. bu günler için sabırsızlanıyorum, ve sabırsızlandıkça üzüntüm uçup gidiyor.

sen kesinlikle benim elimden çıkmış bir sanatsın seungmin, benim kalemimden yazılmış bir şiir gibisin. benim renklerim var üzerinde, benim düşüncelerimi taşıyorsun. ruhumu ruhuna kattım ve pek ala zor bir iş olan seni etkilemeyi başardım. bundan sonrasında da hiçbir fırça darbesi benimkinin üstüne geçemez, hiçbir silgi silemez bu satırları. bembeyaz olan bu tuvale her geçen gün bir çizgi daha çiziyorum. birkaç adım geriye gidip tuvalimi incelediğimde ise memnuniyetim yerinde oluyor. nasıl olmasın sen böyle fütursuzca güzelleşirken?

güzeller güzeli, sana rica ediyorum benim dudaklarımdan değilse içme sigarayı. sigarayı dahi kıskanacak duruma getirme beni. üstelik dikkat etmen gerekiyor dediğin gibi. içtiğin hiçbir sigara benimle içtiklerin gibi olmayacak, seni böylesine göklere çıkarmayacak bunu biliyorsun, yorma vücudunu. söz veriyorum, yanında olduğum ilk an ne kadar istersen içireceğim sana.

yanına gelmeyi ve sen kucağımda yerini alırken anılarımızı tazelemeyi dört gözle bekliyorum. yaptığın albüme koyduğun her bir fotoğraf hakkında detaylıca sabaha kadar konuşalım istiyorum. benden gizli çektiğin fotoğraflar konusunda da epey meraklıyım.

bizi çok seviyormuşsun. bizi çok fazla seviyorum. aramızdaki bağ basit değil, tanımlanabilecek, insanların zihninde şekillenecek bir şey değil. özel seungmin. kimsenin bulamayacağı, kimsede bulamayacağımız türde. faydalanacak rekabet edecek bir şeyimiz de yok. seninleyken güçsüz olmak benim tehlikem değil aksine bana güç vereceğinin bilincindeyim. bu yüzden seninleyken bu tarz tüm kalıplar çekincemde değil.

seungmin, beni rahatlatmayı birkaç cümlenle orada oturduğun yerden bile başarıyorsun. çok garip fakat gerçek. milyonlarcası gelip başaracaksın dese, senin demen gibi hissettirmiyor. senin yanımda oluşun gibi gelmiyor. o yolu bulacağım ve soojin’i kurtaracağım. senin de desteğin benimle olduğu sürece yapamayacağım bir şey yok. çoktan ekibimle çalışmalara da başladık. henüz adamın bir açığı dikkatimizi çekmese de bir şekilde halledeceğimizi biliyorum.

birbirimizin hayatını kolaylaştırmakta üstümüze tanımıyorum. habersizce yaptığın o hareketin günümü güzelleştirmişti, şimdi söyleyebiliyorum bunu. benimle sadece bir yerde oturmayı bile birçok şeye değiştireceğini söylerdin hep, bu deli gibi hoşuma giderdi. her gün bir şey yapmasak, bir planımız olmasa bile sıkılmayacağımızdan emindim. çünkü senin için sadece ben yeterdim ve seungmin, benim için de sadece sana gerek vardı.

keşkelere sığınındırıyorsun beni. keşke yanında olsam, keşke seni doyasıya öpsem, keşke dokunuşlarını hissedebilsem… seninle uyumak hayatım boyunca uyuduğum en iyi uykuları bana getiriyordu. seninle yemek yemek sevmediğim bir yemeği bile lezzetli hale getirirdi. sen kitap okurken biraz dünyadan kopuyorsun, ilgini ancak öyle üstüme çekiyordum biraz da. kitabını okurken beni sevebiliyor, bana da okuyabiliyordun. ben de her bir detayı ezberimde olan yüzünü inceliyor, sesinle huzuru buluyordum.

seungmin müzik iyi ki seninle kesiştirmiş yollarını, yoksa böylesine güzel bir sesten mahrum kalacaktım. yeteneğin bambaşka bir boyutta, gördüğüm tüm herkesin ötesinde. sadece konuştuğun anlarda dahi öylesine içine çekiyorsun ki insanı, büyülenmemek imkansızlaşıyor.

sana ne yaptığımın cevabını ancak senin bana ne yaptığını çözdüğümde verebilirim. nasıl bir şeydir ki beni sana bağlayan?

sesini tekrar duyabilmek dileğiyle,

tu me manques,

hwang hyunjin.

— fotoğraflarına bakmadan duramıyorum, çerçeveledim ve evimde yerini aldılar. istemen yeterli, ben de zarfa bırakacağım birkaç fotoğraf. birkaç hafta önce bir gece yürüyüşünden.