hh,

49 4 1
                                    

sevgili seungmin’im,

fark ediyorsun ve tüm ipleri kendi eline almayı başarıyorsun. sana o zaman anlatamayacağımı söylediğim, maalesef bazı meslek etikleri, bir davaya bakıyordum. sana güvenmediğimden değil bu biliyorsun fakat anlatmam için dosyayı açmam, delilleri sana anlatmam gerekiyordu. bunun için de ekibimle görüşmeliydim ve bu hareket oldukça dikkat çekici olacaktı. korenin epey güçlü olan yeraltı satıcılarıyla alakalıydı dosya. orada değildim ve izinliydim fakat buna rağmen başsavcım bana fazla şey danışıyor, çoğu şeyi takip etmemi istiyordu. ne kadar önemli olduğunu anlıyorsun değil mi? birkaç gün sonrası için baskın yapacaklardı ve inan bana bu dünyanın en stresli şeyiydi. ekibimden ayrıydım ve onlara bir şey olabilme ihtimali vardı. her ne kadar soğukkanlı olsam da bu sana yansıyordu ister istemez. o gece aklımdan çıkmaz. dudaklarımı dişlemekten kanatmış, her zaman senin için ekstra özenle düzelttiğim saçlarım dağılmıştı. yatağın sol tarafında oturuyordum ve camdan paris’in güzel manzarasını izlerken arama bekliyordum. odaya girdiğini işittim, ardından yürümeye başladın ve tam önümde durdun. kesinlikle paris’ten çok daha güzeldin, yeni manzaramdan deli gibi hoşlanmıştım. ellerini omuzlarıma yerleştirdin ve aralık olan bacaklarımı geçerek kucağıma yerleştin. telefonumu bırakıp anında belini sarmıştım ben de. tek ihtiyacım olan senmişsin, o an bir kez daha anladım. saatlerce teninde izlerimi bırakırken de anlamaya devam ettim.

kötü olduğumu hissedermişçesine her ihtiyacım olduğunda seni bulmak, tarif edilemeyecek türde bir talihtir benim için.

ah, demek o gün caddeyi dolaşmamıza izin vermeyişin kıskançlığındanmış. nasıl gülümsediğimi tahmin edemezsin. her gün, her hazırlanışımda beni beğendiğinde yüzünün aldığı o ifadeyi düşünürdüm. gözlerin hafifçe büyür kirpiklerini kırpıştırırdın önce. sonrasında gözlerin baştan aşağı vücudumda gezinir aralanmış dudaklarını fark edercesine birbirine bastırırdın. hastasıydım bunun. bana öyle bakman için ekstra özeniyordum. hepsi senin içindi. hepsi senin tek bir bakışınla deli olmak içindi seungmin. her şeyim sana ait, her şeyin benim. sen banasın. benim tek sanatımsın. hangi sanatçı bir sanatın uğruna her şeyini verir? tüm benliğimi sana adamaya hazırım. je mourrai pour toi, tuerai les autres.

seungmin, hayal ettiğin gibi parmaklarımı saçlarında dolaştırmayı öylesine özledim ki. adeta parmaklarımın uçlarında hissediyorum saçlarının yumuşaklığını. aklından çıktığım ve aklımdan çıktığın gün ölümümdür. seni düşünmeden, zihninde dolaştığımı bilmeden nefes almak zor gelir bana. şimdilik böyle idare edebiliyorum, hayallerimde dahi gerçekliğinin güzelliğini yansıtıyorsun aşkım.

konserde sadece bana baktığından üzerinde olan gözlerin farkında değildin elbette ama ben görüyordum. belini sarmaktan, benim olduğunu herkese belli etmekten çekinmedim ben de. uğruna söylemek istediğim daha çok şarkı var güzeller güzeli. sana adamak istediğim bir sürü melodi, yazılmış söz var. her dinlediğimde seni anımsatırlar bana. birlikte daha çok konsere gitmek istiyorum. birbirimizin gözlerine bakarak daha çok şarkı söyleyelim istiyorum. seungmin o iş öyle olmuyor biliyor musun? seni defalarca kez çizdim fakat hiçbiri senin güzelliğine erişemedi. tuvalleri seninle süslemektense, seni tuvalim haline getirmek ve bedenini kendi izlerimle boyamayı tercih ediyorum artık. görüp görebileceğim en güzel şey zaten senken, sen sanatın ta kendisiyken seni çizmek haddime değil.

bahanelere ihtiyacımız yoktu elbette birbirimize dokunmak için ama köpek gibi de iyi hissettiriyordu. sırf dokunalım diye girdiğimiz çabalar, saf aşkın dokunuşunu hissettiriyordu ruhumda. bayılıyordum o hallerine. bazen hiçbir şey istemesen dahi, asla oradan bir şeye ihtiyacım olmadığı halde önündeki raflara uzanıyordum. bu sırada bedenimi sana yaslamaktan çekinmiyordum. çekilecekken de öpmeyi ihmal etmiyordum. sırf bir şey alacağım diye koskoca salata tabağını alışım ve bunu fark ederek gülmek isteyişin gözümün önünde.

flaner • hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin