ᵐᵃᵍᵘˢ ᶜᵃᵉᶜᵘˢ

1

"Benim kanımdan olana dokunurken epey cesaretli görünüyorsun halbuki yaşamak için genç sayılırsın."
Siyahi adam çatık kaşları ile arkasına dönerken sinirle mırınladı.

"Bir Başseherbazı tehtid ediyorsun,Black. Hatırlatırım."

"Bir Black'i olabildiğince sert tutuyorsun,Kingsley. Hatırlatırım"
Siyahi adama mavi gözlerini dikerken adamın abisini saran sıkı kolarını gevşetmesini izledi. Etrafındakilerin ona attığı merak dolu bakışlara aldırmadı. Özelikle sefil görünen abisinin bakışlarına...

"Regulus Black,abinizin yargılaması bitti. Yetişememeniz onu azbakan tutsağı yapmaktan alıkoyamaz."
Sertçe konuşan itibarını korumak adına dik duran seherbaz karşısındakine iğrenerek bakındı.

"Ben geç kalmadım. Siz erken başladınız. Üstelik daha bakan bile gelmedi."

Siyahi adam ince bir şekilde hıhladı. Davayı izlemeye gelmişlerle,oylamaya katılmışlarla,bakanlık çalışanların gözü üzerindeydi. Sonuçta Kim-olduğunu-bilirsin-sen birkaç gün önce devrilmiş ve bunun sebebi dava da bugündü. Bundan sonra Malfoyların duruşması varken epeydir ortalıkta olmayan küçük Black ona sıkıntı yaratıyordu.

"Bakan Fudge,içeride."

"Öyle mi? Sanığınız tamamen ingiliz olsaydı evet,Bakanı içeride olurdu."
Dedi ve ekledi.
"Fransa Sihir Bakanlığı komitesini beklemek zorunda,bakanınız."

Kingsley,Blacke ve yanı başındaki hukuk çalışanlarına bakarken sinirle söz aldı

"Kardeşin Potterların ölümüne sebep oldu! Onları ifşa etti,oğularını..."
Devamını getirmesi uygun olur mu diye etrafına kısa bir göz atarken diz fısıltı eşliğinde söz aldı.
"..küçücük bebeği ailesinden de gözlerinden de etti. Sağ kalan çocuk,yetim ve aynı zamanda kör,Black. Kimi savunduğunun farkına var."

Siyahi adam karşısındaki adamın dediklerine kaşlarını çatmasını izlerken yanı başında kelepçelerle kaplı olanın yaş dolu bakışlarını görmezden geldi. Tanıdığı Black ya da tanıyamadığı Black gerçekten iyi oyuncuydu. Birkaç hafta önce böyle birşeyi duyacak olsa Siriusu da Potterları teselli eder,şifa dilerdi. Ama şu an yaptığı tek şey küçük bebeğe acımaktan öte değildi.

"Öyle bir çocuğu sağ kalan tek yasal ebeveynden ediyorsunuz,Kingsley"

"Çocuğun teyzesi de var. "

"Bir muggle ama değil mi!"
Histerik bir kahkaha ekleyen Regulus başını onaylamaz bir şekilde salladı.
"Fransızlar birazdan burada olur,Fudgeye yarı vatandaşlarınà nasıl davrandıklarıyla ilgili hesap sorurlar ve sen dé bu dediklerine pişman olursun"

Kingsley alay dolu ifadesini yüzüne yerleştirirken söylendi.
"Kardeşini nasıl almayı düşünüyorsun?"

"Veritaserum,Başseherbaz.Düşünmek zor oldu mu sizin için? Bakanlık zihin departmanından en iyi zihnefendinizle beraber Siriusun anılarını izleyin. Anılar doğru değilse,iksire de güvenmiyorsanız,Peter Pettigrew'in Lestrange'lerin mahzeninde neden saklandığını bulunuz."

Siyahi adam kolunu tamamen bıraktığı Sirius ile Regulusa bakındı hızla.
"Ne dedin? Pettigrew,ölü Black. Lestrangelerde ne gezsin?"

"Bir parmaksız yaşayabilirsiniz değil mi? Sana bir daha söylemeyeceğim,Kingsley. Anladın anlayacağını."
Dediklerinden sonra arkasından gelen adım seslerine dönerken gülümsedi. Mavi-beyaz bakanlık cüppelerine bürünen kadınlı erkekli uzun boylu grup ingilizlerin üzerine doğru gelirken Regulus fısıldadı.

"Yaşasın,Fransızlar desene Sirius"
Üstü başı paçavra hale gelmiş,göz altı morluklarla güzel yüzü kirle kaplı bir şekilde kardeşine bakınırken yüzündeki buruk gülümsemeye neden olamadı.